ATLIKARINCA Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
ATLIKARINCA harflerini içeren 7 harfli 24 kelime bulunuyor. 7 harfli ATLIKARINCA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ALTINCI12,
ALKARNA (Kelime Kökeni: İtalyanca argagna)
- İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ
ALAKART (Kelime Kökeni: Fransızca à la carte)
- Seçmeli yemek, tabildot karşıtı
NAKARAT (Kelime Kökeni: Arapça naḳarāt)
-
Bir şarkıda her kıtadan sonra tekrarlanan ve bestesi değişmeyen parça, kavuştak
Şirket vapurları, bir şarkının nakaratı gibi ikide bir geçerlerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Çok sık tekrarlanan, bundan dolayı bıkkınlık vererek önemini yitiren söz
Bir yandan da Necla 'Ay yoruldu, ay hastalanacak, ay ölecek' diye eski nakaratına devam ediyor. - Haldun Taner
- Bir şiirin içinde iki veya daha çok kez tekrarlanan bölüm
KIRANTA (Kelime Kökeni: İtalyanca quaranta)
-
Saçları ağarmaya başlamış (erkek)
Yeni şube reisi, kırk beşlik, ellilik, kıranta, ağzı kalabalık bir adam. - Memduh Şevket Esendal
-
İlerlemiş yaşına rağmen bakımlı, özenli (erkek)
Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor. - Esat Mahmut Karakurt
-
Kırlaşmış (saç, sakal)
Erkek, tıraşı uzamış kıranta saçlı, kırk yaşlarında bir köylüydü. - Reşat Nuri Güntekin
KANATLI
-
Kanadı olan
Senelerden beri leylek görmüyorum. Hatta bu kanatlı yaz seyyahlarının son senelerde İstanbul'a rağbetleri az. - Ahmet Haşim
Birleşik Kelimeler: eş kanatlı
KARALTI
-
Uzaklık ve karanlık sebebiyle kim veya ne olduğu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim, silüet
Az sonra dört atlının karaltısını seçtiler. - Nezihe Araz
- Hafif karanlık
- Leke
TARAKLI
- Tarağı olan
- Başında tarak bulunan (kuş veya kadın)
-
Yol yol nakışlı
Taraklı kumaş.
- Tarağı geniş olan (ayak)
- Sakarya iline bağlı ilçelerden biri
KANITLI
- Kanıtla gösterilmiş, müdellel
KARINLI
- Karnı olan
- Karnı büyük ve çıkıntılı olan
KALINTI
- Artıp kalan şey, bakiye
-
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, harabe
Efes, Bergama'nın kalıntıları, ulaştıkları uygarlığı serer gözler önüne. - Necati Cumalı
- İz, işaret
-
Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey
Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir. - Haldun Taner
KARINTI
- Anaforlarda oluşan çevrinti
- Geminin yanından vurarak gemiyi sarsan dalga
LAKIRTI
-
Söz, laf
Birdenbire kesildi halkın lakırtıları / Korku içinde durdu tavla şakırtıları - Enis Behiç Koryürek
-
Boş söz, dedikodu, laf
Lakırtıdır o, aldırma!
Ata Sözleri ve Deyimler
- lakırtı ağzından dökülmek
- lakırtı çıkarmak
- lakırtı etmek
- lakırtısı ağzında kalmak
- lakırtısı mı olur?
- lakırtısını etmek
- lakırtı taşımak
- lakırtıya boğmak
- lakırtıya tutmak
- lakırtı yetiştirmek
- lakırtıyı ağzına tıkamak
- lakırtıyı ezip büzmek
- lakırtıyı kesmek
Birleşik Kelimeler: lakırtı ebesi, lakırtı kavafı, pis lakırtı
ACIKARA
- Sık, yuvarlak ve küçük taneli bir tür ekşi üzüm
ACARLIK
- Acar olma durumu
AKLINCA
-
Sandığına göre, düşünüşüne göre, umduğuna göre, aklı sıra
Bütün kadınlar gibi aklınca bu yolla kocasını zevksizlikle suçluyordu. - Ayla Kutlu