ATLAYABİLMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

ATLAYABİLMEK harflerini içeren 7 harfli 26 kelime bulunuyor. 7 harfli ATLAYABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "atlayabilmek ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde Atlayabilmek olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ABLATYA11, TABLİYE11, AYLAMAK10, AMABİLE10, BALLAMA10, KAMELYA10, MAKABİL10, MALİYET10, MALATYA10, TAYLAMA10, YALATMA10, YALAMAK10, AKLİYAT9, BAKALİT9, LEYLAKİ9, LİYAKAT9, YATALAK9, ATLAMAK8, ALLAMAK8, ALTLAMA8, KALAMİT8, KATLAMA8, KATLİAM8, LAKLAMA8, MALAKİT8, METALİK8

ATLAMAK

[-den]

  • Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak

    Duvardan atlamak. Hendekten atlamak.

[-e]

[-den]

  • Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek bir biçimde kendini bırakmak

    Çukura atlamak.

[-e]

  • Binmek

    Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]

  • Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek

[-i]

  • Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek

[-i]

  • Sınıfı okumadan geçmek

    Birinci sınıfı atladı.

  • İnmek

    Otomobilden atlayıp vapura doğru seğirten bir adama tutup sual sorulur mu? - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

[-de]

  • Yanılmak, aldanmak

[mecaz]

  • Bir işe sonucunu düşünmeden hemen girişmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atladı geçti Genç Osman!

Birleşik Kelimeler: atlaya zıplaya

ALLAMAK

[-i]

  • Kırmızı duruma getirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • allamak pullamak

ALTLAMA

[isim]

  • Altlamak işi

KALAMİT (Kelime Kökeni: Fransızca calamite)

[isim]

[mineraloji]

  • Amfibol cinsinden bir mineral türü
  • İlk Çağ ağaç taşılı

KATLAMA

[isim]

  • Katlamak işi

[halk ağzında]

  • Mayasız hamurdan yapılan, peynirli veya peynirsiz pide, yufka

KATLİAM (Kelime Kökeni: Arapça ḳatl + ʿāmm)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Kırım

    İlk katliamdan kaçan Müslümanların malı, mülkü, evi Makedonya muhacirlerine verilmiş. - Yahya Kemal Beyatlı

LAKLAMA

[isim]

  • Laklamak işi

MALAKİT (Kelime Kökeni: Fransızca malacihte)

[isim]

[kimya]

  • Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, bakır taşı

METALİK (Kelime Kökeni: Fransızca métallique)

[sıfat]

  • Madeni
  • Metal gibi parlak olan (renk)

    Sigarasını koltuğun kenarına koyduğu metalik kül tablasına ezercesine basıyor. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: metalik boya, metalik renk

AKLİYAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳliyyāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Akıl yolu ile kazanılan bilgiler

BAKALİT (Kelime Kökeni: Bakélite tescilli marka adından)

[isim]

[kimya]

  • Formaldehit ile bir fenolün yoğunlaşması sonucu elde edilen yapay reçine

LEYLAKİ (Kelime Kökeni: Arapça leylāḳī)

[isim]

[eskimiş]

  • Leylak rengi

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Erguvan göklerin altında sular leylaki. - Faruk Nafiz Çamlıbel

LİYAKAT (Kelime Kökeni: Arapça liyāḳat)

[isim]

  • Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim

    Liyakat ve namusa dayanan zenginliğe düşman değilim. - Mehmet Kaplan

  • Kifayet

    Her birimiz kendi liyakatimize göre, üzerimize bir vazife almalıyız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • liyakat göstermek

Birleşik Kelimeler: liyakat sahibi

YATALAK

[sıfat]

  • Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)

    Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatalak olmak

AYLAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Beklemek

[nesnesiz]

  • Sürmek, devam etmek

[-de]

  • Ayı dolduran bir süre geçirmek, aylarca kalmak