ATKUYRUĞU Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
ATKUYRUĞU harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli ATKUYRUĞU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Atkuyruğu ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Atkuyruğu olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
KUĞU13,
KART
-
Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı
Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor. - Halide Edip Adıvar
- Düzgün kesilmiş ince karton parçası
- Bir kimsenin kimliğini gösteren, kutlamalarda veya kendini tanıtmada kullanılan, çoğunlukla beyaz, küçük, ince karton parçası, kartvizit
- Kartpostal
-
Bazı yerlere girmek veya bazı şeylerden yararlanmak için verilen, kimliği belirten belge
Basın kartı.
- Oyun kâğıdı
- Fotoğrafçılıkta 9x12 santimetre boyutlarındaki resim
- Telefonlara takılan, iletişimi sağlamak için gerekli bilgilerin yüklendiği parçacık
- Genellikle parasal işlemlerde çok amaçlı olarak kullanılan manyetik özelliği olan plastik nesne
Ata Sözleri ve Deyimler
- kart basmak
- kart çıkarmak
Birleşik Kelimeler: açık kart, ek kart, hamilikart, kırmızı kart, manyetik kart, sanal kart, sarı kart, serbest kart, yeşil kart, adres kartı, banka kartı, basın kartı, duhuliye kartı, giriş kartı, kimlik kartı, kredi kartı, nakit kartı, ödeme kartı, posta kartı, tanıtma kartı, tebrik kartı, telefon kartı, uçuş kartı, varlık kartı, yaka kartı
AKUT (Kelime Kökeni: Almanca akut)
- İveğen
AKUR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳūr)
-
Azgın, şiddetli
Ben, akur bir kuvvetin üstünde uçuyor gibi pek çabuk yakınlaşan uzaklara bakıyor, bu azgın ata bindikçe daima duyduğum şeyleri tekrar hissediyordum. - Ömer Seyfettin
- Kudurmuş, kuduz, kuduruk
KURT
- Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus)
- Bir yeri, bir şeyi iyi bilen
-
İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz
Deminden beri sus pus olmuş, fırsat bekleyen kurt müşterilerin ilk defa sesi duyuluyor. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- kurdun adı yaman çıkmış, tilki vardır baş keser
- kurdun oğlu akıbet kurt olur
- kurt ağzı bağlamak
- kurt dumanlı havayı sever
- kurt gibi
- kurt kocayınca köpeğin maskarası olur
- kurt komşusunu yemez
- kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez
- kurtla görüşürsen köpeği yanından ayırma
- kurtla koyun, kılıçla oyun olmaz
Birleşik Kelimeler: kurtağzı, kurtboğan, kurt kapanı, kurtkıyan, kurt köpeği, kurt kuş, kurt kuyusu, kurt mantarı, kurt masalı, kurtpençesi, kurt sineği, kurttırnağı, Başkurt, bozkurt, eski kurt, yavrukurt, yeleli kurt, deniz kurdu
- Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız veya çok ilkel ayaklı küçük hayvan
- Bazı böceklere veya bazı böcek kurtçuklarına verilen ad
Ata Sözleri ve Deyimler
- kurdunu (veya kurtlarını) dökmek (veya kırmak)
Birleşik Kelimeler: kurtayağı, kurtbağrı, kurt baklası, kurt bilimi, kurtyeniği, kurt yeniği, kancalı kurt, keseli kurt, kıl kurt, kızılkurt, pembekurt, kırbaç kurtları, ağaç kurdu, ağ kurdu, bağırsak kurdu, fındık kurdu, ibrişim kurdu, iplik kurdu, kırbaç kurdu, kitap kurdu, kök kurdu, Medine kurdu, tahta kurdu, tel kurdu, yaprak kurdu, yıldız kurdu, zeytin kurdu
- Güney gök küresinde, Akrep ile Boğa arasında bulunan takımyıldız
KURA (Kelime Kökeni: Arapça ḳurʿa)
-
İki veya daha çok aday arasında bir sıralama, bir ayırma yapılacağı zaman her birinde bir tek ad yazılı kâğıtları bir araya getirip karıştırdıktan sonra birini çekerek veya özel bir bilgisayar yazılımıyla adları belirleme, ad çekme
Okulu bitirirken kurada Karaköse'yi çekince dağda taşta doya doya ata bineceği için seviniyordu. - Necati Cumalı
- Kime veya neye isabet edeceği önceden belli olmayan bir çekimle sonucu belirleme
Ata Sözleri ve Deyimler
- kura çekmek
- kurası olmak
Birleşik Kelimeler: kura efradı, kura neferi, kaçın kurası
TURA
- Tuğra
- Metal paranın resimli yüzü
- Halat gibi örülmüş iplik çilesi
- Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil
- Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan veya yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu
Birleşik Kelimeler: yazı tura
KURU
-
Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı
Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. - Halide Edip Adıvar
-
Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan
Kuru çöl. Kuru tepeler.
-
Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı
Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar. - Refik Halit Karay
-
Canlılığını yitirmiş (bitki)
Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum? - Halide Edip Adıvar
-
Salgısı olmayan
Kuru öksürük. Kuru egzama.
-
Döşenmemiş, çıplak
Salih Reis, dört kuru duvardan ibaret fukara kapısından gördüğü mavi denize baka baka ölmek istiyordu. - Halikarnas Balıkçısı
-
Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek)
Kuru çayla karın doyar mı?
-
Etkisi ve sonucu olmayan
Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler. - Ruşen Eşref Ünaydın
- Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem
-
Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze
Kuru, zevksiz bir hayat.
-
Akıcı olmayan, duygudan yoksun
Kuru bir anlatım.
- Kuru fasulye
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuru başına kalmak
- kuruda kalmak
- kuru gayret çarık eskitir
- kuru hasır (veya kilim) üstünde kalmak
- kuru laf karın doyurmaz
- kurunun yanında yaş da yanar
- kuru tahtada kalmak
Birleşik Kelimeler: kuru boya, kuru çay, kuru çayır, kuru çeşme, kuru dere, kuru duvar, kuru ekmek, kuru erik, kuru fasulye, kuru filtre, kuru gürültü, kuru hava, kuru iftira, kuru incir, kurukafa, kuru kafa, kuru kahve, kuru kalabalık, kuru kayısı, kuru kemik, kuru köfte, kuru kuruya, kuru kuyu, kuru laf, kuru meyve, kuru öksürük, kuru pasta, kuru pil, kuru sebze, kurusıkı, kuru soğan, kuru soğuk, kuru söz, kuru tarım, kuru temizleme, kuru üzüm, kuru yemiş, kuru yemişçi, kuru yük, kuru ziraat, kara kuru, tuzu kuru, karaca kuruca, tahtakuruları, armut kurusu, Beypazarı kurusu, dut kurusu, gülkurusu, gül kurusu, insan kurusu, kayısı kurusu, kız kurusu, piç kurusu, tahtakurusu, üzüm kurusu, yaprakkurusu
KUTU (Kelime Kökeni: Rumca)
-
İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap
Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Bu kabın alabildiği miktarda olan
Tam bir kutu çorabı tıkıştırdılar koltuğumun altına. - Nazım Hikmet
- Elektrik veya telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap
-
Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz
Akıl kutusu. Fesat kutusu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kutu gibi
Birleşik Kelimeler: kutu kutu, camekânlı kutu, kapalı kutu, karakutu, kara kutu, akıl kutusu, batarya kutusu, boya kutusu, ecza kutusu, kalem kutusu, mücevher kutusu, posta kutusu, sorgu kutusu, şikâyet kutusu, vites kutusu, yağ kutusu, yakınma kutusu, zemberek kutusu
KUUT (Kelime Kökeni: Arapça ḳuʿūd)
- Namazın oturularak kılınan kısmı
- Oturma
URUK
- Soy, sülale
UTKU
- Yengi
URAY
- Belediye
UYAK
- Şiirde dizelerin sonunda tekrarlanan ve aynı ahengi veren heceler veya aynı görevde olmayan ancak benzeşen sesler, kafiye
Birleşik Kelimeler: iç uyak, yarım uyak
YURT
-
Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan
Türk yurduna Türkiye denir.
-
Memleket
Gerideki yurdunu on beş günden fazla boş bırakmak istemez. - Falih Rıfkı Atay
-
Bakıma ve barınmaya muhtaç bir grup insanın oturduğu, yetiştirildiği veya bakıldığı kurum
Güçsüzler yurdu.
- Göçebe Türklerin oturduğu çadır
-
Öğrencilerin kaldığı, barındığı yer
Öğrencilerin bir bölümü, ilk yılı yurtta geçirse bile ikinci yıldan başlayarak eve çıkmayı yeğler. - Ahmet Cemal
-
Diyar
Bu köy pehlivanlar yurdudur.
- Bir şeyin ilk veya çok yetiştirildiği yer, vatan
- Yörüklerin yazın veya kışın oturdukları yer
- Sahip olunan arazi, emlak
Ata Sözleri ve Deyimler
- yurt edinmek (veya tutmak)
Birleşik Kelimeler: yurt bilgisi, yurt dışı, yurt içi, yurt özlemi, yurtsever, ana yurt, yer yurt, baba yurdu, bakım yurdu, biçki dikiş yurdu, biçki yurdu, düşkünler yurdu, öğrenci yurdu, sağlık yurdu, yaşlılar yurdu, yetiştirme yurdu
KUYU
-
Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur
Kahveci Salih eğilmiş, az evvel sarkıttığı gazozları kuyudan çıkarıyordu. - Haldun Taner
-
Toprağa kazılan derince çukur
Kireç kuyusu.
- İçinden çıkılamayan durum veya yer
- Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey veya düşeye yakın bağlantı yolu
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuyu açmak
- kuyudan adam çıkarmak
- kuyu gibi
- kuyusunu kazmak
Birleşik Kelimeler: kuyu anası, kuyu bileziği, kuyu fındığı, kuyu kebabı, kuyu suyu, kuyu topuğu, ana kuyu, dipsiz kuyu, iç kuyu, kör kuyu, kuru kuyu, artezyen kuyusu, gayya kuyusu, kar kuyusu, kireç kuyusu, kurt kuyusu, maden kuyusu, sondaj kuyusu