ATEŞLENMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ATEŞLENMEK harflerini içeren 6 harfli 25 kelime bulunuyor. 6 harfli ATEŞLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EŞLEME10, MEŞALE10, MANŞET10, ŞEAMET10, EŞELEK9, ŞEKLEN9, TELAŞE9, EKLEME7, EMANET7, ENEMEK7, ELEMAN7, ELEMEK7, ELENME7, ELETME7, KELEME7, KEMANE7, KEMENT7, MAKTEL7, MELEKE7, MEALEN7, TEKMAN7, TELEME7, KENTAL6, TENEKE6, TELEKE6

KENTAL (Kelime Kökeni: Fransızca quintal)

[isim]

[matematik]

  • 100 kilogramlık ağırlık ölçü birimi

TENEKE

[isim]

  • Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac

    Uyuyanı uyandırmak için ondan yana teneke parçaları atıp gürültü çıkartırlardı. - Lâtife Tekin

[sıfat]

  • Bu sacdan yapılmış

    Heybeden çıkardığı kulpu kopuk küçük bir teneke maşrapa ile su getirdi. - Osman Cemal Kaygılı

  • Bu sacdan yapılan, yaklaşık yirmi litre hacmindeki kap

    Sonunda bu su tenekelerini civardaki evine kadar taşımaya karar verdi. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[sıfat]

  • Bu kabın aldığı miktarda olan

Birleşik Kelimeler: teneke caz, teneke mahallesi, çöp tenekesi

TELEKE

[isim]

[halk ağzında]

  • Uzun ve sert kanat telekleri

EKLEME

[isim]

  • Eklemek işi

[sıfat]

  • Eklenmiş

Birleşik Kelimeler: ekleme dişi

EMANET (Kelime Kökeni: Arapça emānet)

[isim]

  • Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia

    Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar. - Salâh Birsel

  • Bir kimse ile birine gönderilen şey

    İstanbul'dan getirdiğim emanetinizi akşam benden alınız.

  • Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer
  • Can, ruh

    Allah emanetini alsın da kurtulayım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emanet ata binen tez iner
  • emanet bırakmak (veya etmek veya vermek)
  • emanete hıyanet olmaz
  • emanet eşeğin yuları gevşek olur
  • emanet hayvanın (veya eşeğin) kuskunu (veya paldımı) yokuşta kopar

Birleşik Kelimeler: emanet dolabı, şehremaneti

ENEMEK

[-i]

  • İğdiş etmek

ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)

[isim]

  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

  • Bir toplulukta çalışan insanların her biri

    Kızı sizin elemanınız sanmışlar öyle mi? - Ahmet Ümit

[matematik]

  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı

ELEMEK

[-i]

  • Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek

    Eledim eledim höllük eledim / Aynalı beşikte bebek beledim - Halk türküsü

  • Sınav veya yarışma yoluyla en iyileri seçmek
  • İpliği elemgeden geçirip yumak yapmak

[mecaz]

  • Gözden geçirmek, ayıklamak, iyisini kötüsünden ayırmak

[spor]

  • Bir yarışmacıyı yarışma dışı bırakmak, elimine etmek

ELENME

[isim]

  • Elenmek işi

[spor]

  • Yenilen oyuncu veya takımın yarışmalardan çıkması

ELETME

[isim]

  • Eletmek işi

KELEME

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Sürülmeden bırakılmış (tarla)
  • Bakımsız bırakılmış (bağ veya bahçe)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keleme olmak

KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)

[isim]

[müzik]

  • Keman ve kemençe yayı

[müzik]

  • Bir tür halk çalgısı
  • Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç

[denizcilik]

  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane

KEMENT (Kelime Kökeni: Farsça kemend)

[isim]

  • Hayvanları yakalamak için kullanılan, ucu ilmikli, kaygan uzun ip

[eskimiş]

  • İdam için kullanılan yağlı kayış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kement atmak

MAKTEL (Kelime Kökeni: Arapça maḳtel)

[isim]

[eskimiş]

  • Cinayet işlenen yer

MELEKE (Kelime Kökeni: Arapça meleke)

[isim]

  • Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık

    Bütün melekelerim yerinde olduğu hâlde kendimde değildim. - Necip Fazıl Kısakürek

[ruh bilimi]

[felsefe]

  • Yeti
  • Yelken makarası