Asa ile Biten Kelimeler
ASA ile biten 14 kelime bulunuyor. Sonu ASA olan kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Asa kelimesinin anlamı nedir? Asa ile başlayan kelimeler. İçinde asa olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
MÜNAKASA12
7 Harfli Kelimeler
ANAYASA10
6 Harfli Kelimeler
DEVASA15, HÜLASA13, PİYASA13, PIRASA12, SİYASA10, YARASA9
4 Harfli Kelimeler
HASA9, YASA7, MASA6, KASA5, TASA5
3 Harfli Kelimeler
ASA4
ASA (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣā)
- Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek
- İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa
Birleşik Kelimeler: mareşallik asası
KASA (Kelime Kökeni: İtalyanca cassa)
-
Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap
Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı. - Sait Faik Abasıyanık
- Ticarethanelerde para alınıp verilen yer
-
Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi
Kasa kim?
- Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça
-
Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık
Barın kapısı önünde bira kasaları yığılmıştı. - Attila İlhan
- Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla
- Varlıklı kişinin harcamalarını yapan kimse
- Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve
- Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kasayı devretmek
Birleşik Kelimeler: kasa defteri, kasa fişi, kasa sayımı, çelik kasa, kiralık kasa, şifreli kasa, yazar kasa
TASA
-
Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam(I)
Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar. - Falih Rıfkı Atay
- Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu
Ata Sözleri ve Deyimler
- tasa çekmek
- tasa etmek
- tasasına düşmek
- tasası sana mı düştü?
MASA (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Ayaklar veya bir destek üzerine oturtulmuş tabladan oluşan mobilya
Arkasındaki masada biri gözlüklü iki adam vardı. - Yusuf Atılgan
- Bu mobilya etrafında oturanların tümü
-
Dairelerde, kurumlarda belli konularla ilgili işlerin görüldüğü bölüm
Kaçakçılık masası. Kıbrıs masası.
- Düz duruşlu yer, düzlek yapı
- İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı
Ata Sözleri ve Deyimler
- masaya oturmak
- masaya yatırmak
Birleşik Kelimeler: masabaşı, masa örtüsü, masa saati, masa takvimi, masa tenisi, masa topu, masaüstü, yuvarlak masa toplantısı, ameliyat masası, bilardo masası, bilgisayar masası, buzul masası, daktilo masası, fiskos masası, içki masası, iflas masası, infaz masası, kriz masası, orta masası, oyun masası, peri masası, pinpon masası, reji masası, şeytanmasası, teşrih masası, tuvalet masası, ütü masası, yazı masası, yemek masası
YASA
-
Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural
Doğa yasaları.
-
Devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar bütünü, kanun
Buradaki yasaların yabancıların ev satın almalarına mâni olup olmadığını bilmiyordu henüz. - Nermi Uygur
-
Bilimde çok sayıda deney ve gözlemden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum
Yer çekimi yasası. Mendel yasaları.
-
Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkıların bütünü
Ahlak yasası.
-
Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel
Düşünme yasaları.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yasa çıkarmak (veya yapmak veya koymak)
Birleşik Kelimeler: yasa dışı, yasa koyucu, yasa önerisi, yasa sözcüsü, yasa tasarısı, yasa teklifi, anayasa, ahlak yasası, başatlık yasası, doğa yasası, ergime yasası, üç durum yasası, düşünme yasaları
YARASA
-
Yarasalardan, ön ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, vücudu yumuşak sık kıllarla kaplı, iskeletleri hafif yapılı, uçabilen memeli hayvan (Vespertilio)
Çırpındı üç yarasa kanadı karanlıkta / Gün görmeyen gözleri üçünün de hanlıkta - Faruk Nafiz Çamlıbel
HASA
- Patiska
ANAYASA
- Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa, kanunuesasi
-
Temel, esas
Prensesin bu memlekete getirip yaydığı Zekeriya sofrasının anayasası budur. - Aka Gündüz
SİYASA (Kelime Kökeni: Arapça siyāset)
-
Politika
Güdümlü siyasanın kurbanı olmuş kimi değerli yazarların ivecen yargısı rol oynamıştır. - Selim İleri
MÜNAKASA (Kelime Kökeni: Arapça munāḳaṣa)
- Eksiltme
PIRASA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Zambakgillerden, sapından ve yapraklarından yararlanılan, çok yıllık bir kış sebzesi (Allium porrum)
Birleşik Kelimeler: pırasa bıyıklı, denizpırasası, yer pırasası
HÜLASA (Kelime Kökeni: Arapça ḫulāṣa)
-
Özet, fezleke
Bir kadınlık tarihi hülasası yapacak değiliz. - Falih Rıfkı Atay
-
Öz(I)
Karaciğer hülasası.
-
(hü'la:sa) Kısaca
O vakit küt küt kalbim atmaya başlıyor, hülasa acayip bir vaziyet. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Herhangi bir maddenin, alkol, eter vb. bir eritici ile ayrılmış veya başka bir yol ile elde edilmiş etkili özü
Kınakına hülasası.
Ata Sözleri ve Deyimler
- hülasa etmek
PİYASA (Kelime Kökeni: İtalyanca piazza)
-
Satıcıların mal satmak için bir araya geldiği yer, pazar
Şimdi de pazar, piyasa yerlerinde, mahalle dolaylarında tanır, sayarlar. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir yol üzerinde gidip gelerek gezinme
Kahvenin önünden dört beş kere daha geçer, akşam piyasasını yapardım. - Sait Faik Abasıyanık
-
Alışveriş fiyatı, geçerli fiyat
Sonbaharda, yakında açılacak tütün piyasasının haberleriyle ümitlenir, tasalanır, yüzleri bir gün gülerse beş gün kederli kalırdı. - Necati Cumalı
- Arz ve talebin karşılaştığı alan
-
Ortalık
Bunlardan bir kısmı bugün piyasada alaturka çalgıcılığın en ileri gelenlerindendir. - Osman Cemal Kaygılı
Ata Sözleri ve Deyimler
- piyasa etmek
- piyasaya almamak
- piyasaya çıkmak
- piyasaya düşmek
Birleşik Kelimeler: piyasa bedeli, piyasa değeri, piyasa ekonomisi, piyasa fiyatı, piyasa kurucu, piyasa yeri, açık piyasa, dış piyasa, peşin piyasa, akşam piyasası, serbest piyasa ekonomisi, sermaye piyasası
DEVASA (Kelime Kökeni: Farsça dīvāsā)
-
Dev gibi, çok büyük
Bu devasa kürenin ortasında bir musluk, sağında ve solunda ise iki supap vardı. - İhsan Oktay Anar