[isim]

• Artmak işi

  Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And

[isim]

• Tartmak işi

[spor]

• Güreşte rakibi kucağa alıp ayağını yerden kesme

[isim]

• Başörtüsü, yemeni

Ata Sözleri ve Deyimler

• tartma tartmak

[isim]

• Aktartmak işi

[isim]

• Karartmak işi

[askerlik]

• Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme veya söndürme biçiminde alınan önlemlerin bütünü

  Karartma saati yaklaşıyordu, bir an önce evlerine varmalıydılar. - Erendiz Atasü

[isim]

• Onartmak işi

[isim]

• Sarartmak işi

[halk ağzında]

• Cılız ve soluk renkli kimse

[isim]

• Ayartmak işi

[isim]

• Abartmak işi

[isim]

• Kabartmak işi

  Pansiyon sahipleri, kirada gösterdikleri bu ehveniyeti diğer hileli muamelelerinde kabartmanın yolunu bilirler. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

• Bir biçimin veya bir süslemenin düz yüzey üzerindeki çıkıntısı

• Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılan eser, rölyef

  Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma. - Peyami Safa

[sıfat]

• Kabartılarak yapılan

  Kabartma harita.

[isim]

• Morartmak işi

[isim]

• Apartmak işi

[isim]

• Çıkartmak işi

  Baban nüfus kâğıdını çıkartmayı savsaklamış. - Adalet Ağaoğlu

• Özel olarak hazırlanıp bir yere yapıştırılan zamklı desen, resim veya yazı

  Yonca'nın elindeki kâğıt parçasında, yeşilli, sarılı, kırmızılı bir kelebek çıkartması var. - Oktay Rifat

[isim]

• Kızartmak işi

• Kızartılarak hazırlanmış yemek

  Kabak kızartması. Patlıcan kızartması.

[sıfat]

• Kızartılarak pişirilmiş

  Kızartma et.

[isim]

• Kopartmak işi

[isim]

• Şımartmak işi

  Her ne ise sizi de pek şımartmaya gelmez. - Reşat Nuri Güntekin