ARNAVUTBACASI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ARNAVUTBACASI harflerini içeren 5 harfli 77 kelime bulunuyor. 5 harfli ARNAVUTBACASI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAVCI17, SAVCI16, SAVCA15, TAVCI15, SINAV13, SUVAT13, SAVUR13, TAVUS13, AVURT12, AVANS12, SAVAT12, SAVAN12, TAVIR12, TAVAS12, VASAT12, ABACI11, AVRAT11, AVARA11, BUNCA11, BARCI11, TAVAN11, VARAN11, VATAN11, VARTA11, ACABA10, SANCI10, ARACI9, BURSA9, BASIN9, BASTI9, BASUR9, SUBRA9, SABUR9, SABUN9, SABIR9, CUNTA9, ACARA8, ANACA8, BASAR8, BARUT8, BASTA8, BATUR8, BATIN8, RABIT8, SABAN8, TURBA8, TABUR8, URBAN8, CARTA8, ARABA7, ABANA7, BARAN7, BATAR7, ISTAR7, NASIR7, RABAT7, RASIT7, SIRAT7, SURAT7, SUNTA7, SANRI7, SATIN7, SAUNA7, SATIR7, TABAN7, ARTIN6, ASTAR6, NATIR6, RASAT6, RAUNT6, SANAT6, SARAT6, TRANS6, TURNA6, TURAN6, TANRI6, TASAR6

ARTIN

[isim]

[kimya]

  • Katyon

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)

[isim]

  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat
  • Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat

    Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda - Behçet Necatigil

  • Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı

NATIR (Kelime Kökeni: Arapça nāṭir)

[isim]

  • Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın

Birleşik Kelimeler: natır nalını

RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane

RAUNT (Kelime Kökeni: İngilizce round)

[isim]

  • Boks vb. spor karşılaşmalarında devrelerden her biri

SANAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣanʿat)

[isim]

  • Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık

    Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. - Tarık Buğra

  • Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım

    İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu. - Asaf Halet Çelebi

  • Bir şey yapmada gösterilen ustalık

    Konuşma sanatı.

  • Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü

    Askerlik sanatı.

  • Zanaat

Birleşik Kelimeler: sanat adamı, sanat danışmanı, sanat dünyası, sanat enstitüsü, sanat eri, sanat eseri, sanatevi, sanat filmi, sanat okulu, sanatsever, abstre sanat, betili sanat, betisiz sanat, edebî sanat, figüratif sanat, Gotik sanat, güdümlü sanat, soyut sanat, tezyinî sanat, yedinci sanat, güzel yazı sanatı, tahnit sanatı, temaşa sanatı, görsel sanatlar, grafik sanatları, güzel sanatlar, plastik sanatlar, el sanatları, sahne sanatları, süsleme sanatları

SARAT

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük delikli kalbur

TRANS (Kelime Kökeni: Fransızca transe)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu
  • Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme

    Mükrimin Hoca trans hâline girer, o gazanın kahramanları ile özdeşleşir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • transa geçmek (veya girmek)

TURNA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Turnagillerden, Avrupa ve Kuzey Afrika'da toplu olarak yaşayan, göçebe, iri bir kuş (Grus grus)

    İki turnam gelir aklı karalı / Birin avcı vurmuş biri yaralı - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • turnayı gözünden vurmak

Birleşik Kelimeler: turnaayağı, turna balığı, turnagagası, turnageçidi, turnagözü, turna katarı, turna kırı, telli turna, Mısır turnası

TURAN (Kelime Kökeni: Farsça tūrān)

[isim]

  • Turancıların dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları ülkenin adı
  • Türklerin Orta Asya'daki en eski yurtları

TANRI

[isim]

[din bilgisi]

  • Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah

Birleşik Kelimeler: tanrıtanımaz, çok tanrılı

[isim]

[din bilgisi]

  • Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Hu, Oğan

    İnsanlar Tanrı rahmeti olan yağmurun yüzünü çoktan unutmuşlardı. - Nezihe Araz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Tanrı'nın günü
  • Tanrı'ya şükür
  • Tanrı aşkına
  • Tanrı korusun
  • Tanrı yarattı dememek

Birleşik Kelimeler: tanrı bilimi, Tanrı kayrası, Tanrı misafiri, Tanrı vergisi, çok tanrıcı, kamu tanrıcı, tek tanrıcı, tüm tanrıcı

TASAR

[isim]

  • Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan

Birleşik Kelimeler: tasar çizim, ön tasar

ARABA

[isim]

  • Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı

    Sarhoşların araba sürmeleri sakıncalıdır. - Elif Şafak

[sıfat]

  • Bu taşıtın aldığı miktarda olan

    İki araba saman. Bir araba kömür.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • araba devrilince yol gösteren çok olur
  • araba ile tavşan avlanmaz
  • araba kullanmak
  • arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer
  • arabanın tekerine taş koymak
  • arabasını düze çıkarmak

Birleşik Kelimeler: araba araba, araba falakası, araba mezarlığı, araba vapuru, bir araba, yaylı araba, at arabası, çöp arabası, domuz arabası, el arabası, kağnı arabası, kira arabası, makam arabası, muhacir arabası, ordövr arabası, öküz arabası, polis arabası, servis arabası, şeytanarabası, tanzifat arabası, taş arabası, tatar arabası, tay tay arabası, top arabası, yarış arabası, yük arabası

ABANA

[isim]

  • Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

BARAN (Kelime Kökeni: Farsça bārān)

[isim]

[eskimiş]

  • Yağmur