ARGOLAŞMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ARGOLAŞMA harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli ARGOLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Argolaşma ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Argolaşma olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MORG10, ARGO9, GRAM9, GAMA9, AŞMA8, GALA8, MAAŞ8, MARŞ8, MAŞA8, ŞAMA8, AŞAR7, AMOR6, MOLA6, OLMA6, ROMA6, ARMA5, ALMA5, AMAL5, LAMA5, MALA5, ORAL5

ARMA (Kelime Kökeni: İtalyanca arma)

[isim]

  • Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)

[denizcilik]

  • Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arma donatmak
  • arma soymak
  • arma uçurmak (veya budatmak)

ALMA

[isim]

  • Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız
  • Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer

Birleşik Kelimeler: açığa alma, kültüre alma, satın alma, koku alma duyusu, tat alma duyusu, tat alma organı

AMAL (Kelime Kökeni: Arapça aʿmāl)

[isim]

[eskimiş]

  • İşler, işlemler

Birleşik Kelimeler: amalierbaa

LAMA (Kelime Kökeni: Fransızca lama)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Geviş getirenlerden, Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, yük hayvanı olarak kullanılan, karadan aka kadar türlü renklerde olabilen, tüyleri uzun, boyu yüksek ve boynu uzun hayvan

[isim]

  • Tibetlilerde ve Moğollarda Buda rahibi

Birleşik Kelimeler: dalay lama

[isim]

  • Küçük maden veya cam şerit

MALA (Kelime Kökeni: Farsça māle)

[isim]

  • Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı sıvama aracı

ORAL (Kelime Kökeni: Fransızca oral)

[sıfat]

  • Ağızcıl
  • Sözlü

[zarf]

  • Ağız yoluyla

[edebiyat]

  • Söze dayanan

AMOR (Kelime Kökeni: Fransızca amour)

[isim]

  • Aşk

    Kadınlarla münasebetlerine amil olan şey hakiki amor değil, çevirmek istediği bazı entrikalardır. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

MOLA (Kelime Kökeni: İtalyanca mola)

[isim]

  • Yorgunluğu gidermek için duraklama

    Köye gidinceye kadar iki yerde mola verdik.

  • Ara verme

[denizcilik]

  • Koyuverme

    Halatı, mola ettiler.

[spor]

  • Voleybol ve basketbolda takımların oyun içinde taktik alışverişleri yapmak için aldıkları dinlenme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mola almak
  • mola vermek

Birleşik Kelimeler: mola taşı, ihtiyaç molası

OLMA

[isim]

  • Olmak işi

AŞAR (Kelime Kökeni: Arapça aʿşār)

[isim]

[eskimiş]

[ekonomi]

  • Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında aynî olarak alınan vergi

[matematik]

  • Ondalık

[tarih]

  • Ondalık

AŞMA

[isim]

  • Aşmak işi

GALA (Kelime Kökeni: İtalyanca gala)

[isim]

  • Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen
  • Ön gösterim

    Yalnız bir gece için ecnebilere verdiği bir Kontes Maritza galasını da hiç unutamazdı. - Haldun Taner

MAAŞ (Kelime Kökeni: Arapça maʿāş)

[isim]

  • Aylık

    Birdenbire ummadığım masraflarla ve kira ödeme derdiyle karşı karşıya kalınca, gülünçleşti maaşım. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maaşa geçmek
  • maaş almak
  • maaş bağlamak
  • maaş vermek

Birleşik Kelimeler: maaş bordrosu, asli maaş, çıplak maaş, dolgun maaş, açık maaşı, emekli maaşı, tekaüt maaşı

MARŞ (Kelime Kökeni: Fransızca marche)

[isim]

  • Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası

    Bu şiir ya da manzumeyi marş biçimine bile sokmuştur. - Salâh Birsel

  • Bir topluluğu simgelemek için düzenlenmiş müzik parçası

    Millî marşı `İstiklal Marşı`dır. - Anayasa

[ünlem]

  • Askerlikte yürüyüşe geçmek için verilen komut
  • Otomobil, kamyon vb. motorlu araçlarda motoru işletme düzeni

    Marş anahtarı.

Birleşik Kelimeler: İstiklal Marşı, marş marş, millî marş

MAŞA (Kelime Kökeni: Farsça māşe)

[isim]

  • Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç

    Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı. - Çetin Altan

  • Çok küçük şeyleri tutmaya yarayan küçük, kollu araç

    Saatçi maşası.

  • Saçları kıvırmak, düzeltmek için elektrik veya ateşle ısıtılan maşa biçiminde alet

    Maşa ile kıvrılmış gibi dalgalı saçları vardı. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Başkasının isteklerine, amaçlarına alet olan kimse

    Asıl suçlu, bu maşaya emir verenler. - Aydın Boysan

[spor]

  • Bisiklet çatısının ön ve arkasındaki çatal biçiminde, tekerleklerin takıldığı parça

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maşa gibi
  • maşa gibi kullanmak
  • maşa kadar
  • maşası olmak
  • maşa varken elini yakmak

Birleşik Kelimeler: kara maşa, termoelektrik maşa, zilli maşa