Are ile Biten Kelimeler

ARE ile biten 38 kelime bulunuyor. Sonu ARE olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Are ile başlayan kelimeler. İçinde are olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

KİLOMETREKARE15

9 Harfli Kelimeler

CİĞERPARE23, VARAKPARE19, PALASPARE18, ŞEKERPARE16, METREKARE10

8 Harfli Kelimeler

PÖTİKARE18, BİLAHARE14, İSTİHARE13, İSTİŞARE12, PİTİKARE12

7 Harfli Kelimeler

FEVVARE25, YEKPARE13, SEYYARE12, TAYYARE11, AŞİKARE10, DEKLARE9, İSTİARE8, MEKKARE8, NAKKARE7

6 Harfli Kelimeler

BİÇARE11, HARARE10, ŞERARE9, KABARE8, MİNARE7

5 Harfli Kelimeler

AVARE11, İBARE7, İDARE7, MUARE7, SUARE7, USARE7, EMARE6

4 Harfli Kelimeler

FARE10, HARE8, PARE8, ÇARE7, İARE4, KARE4

İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa

  • Eğreti verme, ödünç verme

KARE (Kelime Kökeni: Fransızca carré)

[isim]

[matematik]

  • Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba

[sıfat]

  • Bu biçimde olan

    Kare masa.

  • İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi

    Kare as. Kare kız.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-in karesi
  • karesini almak

Birleşik Kelimeler: kare kare, karekök, birimkare, kilometrekare, metrekare, tamkare

EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

NAKKARE (Kelime Kökeni: Arapça naḳḳāre)

[isim]

[tarih]

  • Mehterhanede yer alan, birbirine bağlı iki yarım küre benzeri ve iki değnekle vurularak çalınan bir davul türü

MİNARE (Kelime Kökeni: Arapça menāre)

[isim]

[mimarlık]

  • Camilerde müezzinin ezan okuduğu, sela verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı

    Sokak kapısını çalarken minarede akşam ezanı okunuyordu. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • minare de doğru ama içi eğri
  • minare gibi
  • minareyi çalan kılıfını hazırlar
  • minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır

Birleşik Kelimeler: minare boyu, minaregölgesi, minare kırması, şeytanminaresi

İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)

[isim]

  • Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz

    Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim

İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)

[isim]

  • Yönetme, yönetim, çekip çevirme

    Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk

  • Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
  • Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam

    Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı. - Haldun Taner

  • Bir kurumun işlerini yürüten kurul

    Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış. - Peyami Safa

  • Tutum

    Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim. - Necip Fazıl Kısakürek

  • İdare kandili veya lambası
  • Hoş görme, göz yumma
  • Yetinme

    Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idare etmek
  • idaresini bilmek

Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi

MUARE (Kelime Kökeni: Fransızca moiré)

[isim]

  • Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

SUARE (Kelime Kökeni: Fransızca soirée)

[isim]

  • Gece gösterimi
  • Akşam yemeğinden sonra yapılan eğlence, toplantı

    Karargâh, şerefine büyük bir suare vermek için hazırlanmakta idi. - Falih Rıfkı Atay

USARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿuṣāre)

[isim]

[eskimiş]

[biyoloji]

  • Öz su

    İki parmak arasında bütün usaresini salıveriyor, eriyor bitiyor. - Necip Fazıl Kısakürek

ÇARE (Kelime Kökeni: Farsça çāre)

[isim]

  • Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu

    Teklif ettiği çare ise şiddetli ve semereli bir tedbir olmaktan çok uzaktı. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Tedavi yolu, deva

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çaresine bakmak

Birleşik Kelimeler: hal çaresi

İSTİARE (Kelime Kökeni: Arapça istiʿāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Ödünç, borç veya eğreti alma, ödünçleme

[edebiyat]

  • Bir şeyi anlatmak için ona benzetilen başka bir şeyin adını eğreti olarak kullanma, eğretileme

    Dili, üslubu, istiareleri, hayalleri herkesinkinden ayrı olan bu eserin mevzusunu bile başkalarınınkine benzetmedi. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: temsilî istiare

MEKKÂRE (Kelime Kökeni: Arapça mekkāre)

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan at, deve, katır vb. hayvanlar
  • Bu amaçla halktan ücret karşılığında kiralanan yük hayvanı

    Gündüzki muharebede obüs isabetiyle yaralanmış bir mekkâre katırının canhıraş çığlığı... - Attila İlhan

KABARE (Kelime Kökeni: Fransızca cabaret)

[isim]

  • Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri
  • Meyhane

Birleşik Kelimeler: kabare tiyatrosu

HARE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır

    Uskumrunun hareleri daha sık, gözleri küçük oysa kolyozun hem hareleri daha taraklı hem gözleri daha patlak. - Oktay Rifat

  • Üzerinde dalgalı çizgiler bulunan kumaş
  • Yeni yapılan duvarların arasına harçla birlikte doldurulan taş parçaları