ARAKLAYIVERMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

ARAKLAYIVERMEK harflerini içeren 7 harfli 63 kelime bulunuyor. 7 harfli ARAKLAYIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYVALIK16, KIVRAMA15, KAVALYE15, VIRLAMA15, VARILMA15, AVLAMAK14, KAVLAMA14, KAVRAMA14, VARAKLI14, VAKARLI14, VAKLAMA14, AKVAREL13, ALAVERE13, KARAVEL13, KALAVRA13, AYIRMAK11, AYILMAK11, AYIKMAK11, AYRILMA11, KAYIRMA11, MAYALIK11, YIKAMAK11, YIRLAMA11, YAMALIK11, YAKILMA11, YARILMA11, AYLAMAK10, AYAKLIK10, KAMELYA10, KAYALIK10, MALARYA10, YAKALIK10, YAKARMA10, YALAMAK10, YARAMAK10, YARARLI10, ARILAMA9, IKLAMAK9, IRALAMA9, KREMALI9, KARIKMA9, KARILMA9, KARIMAK9, KAKILMA9, KAKMALI9, MARKALI9, MERAKLI9, RAKAMLI9, ARKALIK8, AKLAMAK8, ALARMAK8, KIRKLAR8, KARARLI8, KARARMA8, KARALIK8, KARAMAK8, KALAMAR8, KARLAMA8, MALKARA8, MEKKARE8, AKARLAR7, KERRAKE7, KARKARA7

AKARLAR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gövdeleri halkasız, başları göğüsle birleşik, ağız yapıları ısırıcı, sokucu veya emici örümceğimsiler takımı

KERRAKE (Kelime Kökeni: Arapça kerāke)

[isim]

[eskimiş]

  • İnce softan hafif ve dar bir üstlük

KARKARA (Kelime Kökeni: Arapça ḳarḳara)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Uzun bacaklılardan, bataklık bölgelerde yaşayan, kışı sıcak ülkelerde geçiren, başı sorguçlu turna

ARKALIK

[isim]

  • Sırt dayamaya yarayan yer

    Rıza Efendi iskemlesinin arkalığına iyice yaslandı. - Tarık Buğra

  • Sırtında yük taşıyan hamalların, yük taşırken kullandıkları arka yastığı, semer, hamal semeri, arkalıç

[eskimiş]

  • Ev içinde giyilen kolsuz, kalınca bir kısa hırka türü

AKLAMAK

[-i]

[hukuk]

  • Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek

    Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır. - Necati Cumalı

ALARMAK

[nesnesiz]

  • Kızarmak
  • Ala renkli duruma gelmek

KIRKLAR

[isim]

[din bilgisi]

  • Kırk kişilik evliya topluluğu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırklara karışmak

Birleşik Kelimeler: üçler yediler kırklar

KARARLI

[sıfat]

  • Kesin karar vermiş olan

    Hatta bu kararlı ve aceleci hâliyle katil suratlı kahveciyi ürkütmeyi başardığı bile söylenebilirdi. - İhsan Oktay Anar

  • Kararında direnen, kararını değiştirmeyen

    Eskiden çok kararlıyken şimdi gevşemiş gibi idi. - Memduh Şevket Esendal

  • Dengeli

Birleşik Kelimeler: kararlı dalga, kararlı denge

KARARMA

[isim]

  • Kararmak işi

    Hava kararmaya yüz tutunca, içine bir daralma geliyor çocuğun. - Ayşe Kulin

[sinema]

[televizyon]

  • Görüntülerin gittikçe kararıp görünmez duruma geçmesine dayanan bir noktalama türü

KARALIK

[isim]

  • Kara olma durumu
  • Karaya çalan leke

Birleşik Kelimeler: ağzı karalık, bahtı karalık, gözü karalık, yüzü karalık

KARAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Hor görmek

    Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme - Karacaoğlan

  • Karalamak, kara çalmak, lekelemek
  • Kötülemek, yermek

KALAMAR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir tür mürekkep balığı (Loligo vulgaris)

KARLAMA

[isim]

  • Karlamak işi

MALKARA

[isim]

  • Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri

MEKKÂRE (Kelime Kökeni: Arapça mekkāre)

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan at, deve, katır vb. hayvanlar
  • Bu amaçla halktan ücret karşılığında kiralanan yük hayvanı

    Gündüzki muharebede obüs isabetiyle yaralanmış bir mekkâre katırının canhıraş çığlığı... - Attila İlhan