[sıfat]

• Azla yetinen, elindeki ile yetinen, kanık, kanaatli, yetingen

  Ama üçüncü bekçi, onlara nazaran daha genç ve daha az kanaatkâr olan, yapılan haksızlığı sineye çekemedi. - Elif Şafak

[isim]

[hayvan bilimi]

• Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının karinalılar bölümüne giren bir takım

[isim]

• Birinden gördüğü iyiliğe karşı kendini borçlu sayan, gönül borcu olan kimse, gönül borçlusu

  Çocuklarıma karşı gösterdiğiniz ihtimam ve alakaya bilhassa minnettarım. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

• minnettar etmek
• minnettar kalmak

[isim]

[bitki bilimi]

• Sap, yaprak, çiçek vb. organlar yerine dallı veya düz iplikler görünüşünde emeçlerden oluşan, klorofilsiz, çiçeksiz, ilkel canlılar

[isim]

[askerlik]

• Bazuka

[sıfat]

• Tatmin eden, tatmin edici özellikte olan, uygun, doyurucu

[isim]

• Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Slovenya, Arnavutluk, Makedonya, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Trakya'yı içine alan bölge

  Balkanlar, beşe belki altıya, kaç halk sahip çıkarsa o kadara bölünecek. - Necati Cumalı

[isim]

[hayvan bilimi]

• Örnek hayvanı balina olan, kutup denizlerinde yaşayan memeli hayvanlar familyası

[sıfat]

[eskimiş]

• Uyan, saygı gösteren, riayet eden

Ata Sözleri ve Deyimler

• riayetkâr olmak

[sıfat]

[eskimiş]

• Takdir eden, beğenen

  Babam, Ahmet Midhat Efendi'nin pek büyük takdirkârı idi. - Hüseyin Cahit Yalçın

[isim]

• Televizyon aracılığıyla radar görüntüsü alma işi

[isim]

[anatomi]

• Kalbin sağ karıncığından akciğerlere, sol karıncığından vücudun diğer bölümlerine kan taşıyan damar, şiryan, arter

[sıfat]

[matematik]

• İki kenarı eşit olan

[isim]

• Eklemli bir kol üzerinde hareket eden kepçeli bir çark veya zincirle donatılmış kazı makinesi, kazmaç, ekskavatör

[isim]

[hayvan bilimi]

• Yarasa türlerini içine alan memeliler takımı