APOSTROF Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

APOSTROF harflerini içeren 4 harfli 26 kelime bulunuyor. 4 harfli APOSTROF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FORS12, FOTO12, SOFA12, FORA11, FOTA11, FARS11, SARF11, POSA10, POST10, PASO10, SOPA10, SPOT10, STOP10, SPOR10, POTA9, PARS9, SARP9, TRAP8, ORSA6, STOR6, AORT5, ORTA5, ROTA5, RAST5, STAR5, TRAS5

AORT (Kelime Kökeni: Fransızca aorte)

[isim]

[anatomi]

  • Ana atardamar

ORTA

[isim]

  • Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer

    Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre

    Yılın ortası. Haftanın ortası. Günün ortası. Kışın ortası.

  • Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm

    Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler. - Ömer Seyfettin

  • Ne uzun ne kısa, midi
  • Ne büyük ne küçük, midi
  • İyi ile kötü arasındaki durum
  • Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece

    Orta ile geçti.

  • Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri

[sıfat]

  • Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen

[sıfat]

  • Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan

    Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat

[fizik]

  • Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer

[matematik]

  • Orantı

[spor]

  • Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

[tarih]

  • Yeniçeri Ocağında tabur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortadan kaldırmak
  • ortadan kalkmak
  • ortadan kaybolmak
  • ortadan sır olmak
  • ortadan söylemek
  • ortasını bulmak
  • ortaya almak
  • ortaya atılmak
  • ortaya atmak
  • ortaya balgam atmak
  • ortaya çıkarmak
  • ortaya çıkmak
  • ortaya dökmek
  • ortaya düşmek
  • ortaya konuşmak
  • ortaya koymak
  • ortaya sürülmek
  • ortaya yayılmak

Birleşik Kelimeler: orta ağırlık, orta boy, Orta Çağ, orta dalga, orta damar, orta deri, orta dikme, orta direk, Orta Doğu, orta elçi, orta hakem, orta hâlli, orta hece düşmesi, orta hizmeti, orta işi, orta kaldırım, orta karar, orta karın, orta kat, orta kulak, orta kuşak, orta malı, orta masası, orta mektep, orta nokta, ortaokul, orta oyunu, ortaöğrenim, ortaöğretim, orta parmak, orta saha, orta sıklet, Orta Şark, orta şekerli, orta tedrisat, orta terim, orta uç, orta yaşlı, orta yaylak, orta yol, orta yuvar, orta yuvarlak, ortanın sağı, ortanın solu, aritmetik orta, büyük orta, küçük orta, ulu orta, yarı orta sıklet, deprem ortası, gün ortası, meyve ortası

[isim]

  • Çankırı iline bağlı ilçelerden biri

ROTA (Kelime Kökeni: İtalyanca rotta)

[isim]

  • Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol

[mecaz]

  • Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol

    Sarhoş serseri, bir eliyle boyuna rotayı ayarlamaya çalışıyordu. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rota değiştirmek
  • rota kırmak

RAST (Kelime Kökeni: Farsça rāst)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Doğru, düzgün

[isim]

  • Tesadüf

[isim]

  • Atılan şey hedefi vurma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rast gele!
  • rast gelmek
  • rast getirmek
  • rast gitmek

Birleşik Kelimeler: rastgele

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir makam

STAR (Kelime Kökeni: İngilizce star)

[isim]

  • Yıldız

Birleşik Kelimeler: medya starı

TRAS (Kelime Kökeni: Almanca Trass)

[isim]

  • Volkanik tüf

ORSA (Kelime Kökeni: İtalyanca orza)

[isim]

[denizcilik]

  • Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip
  • Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgârüstü, boca veya rüzgâraltı karşıtı
  • Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi

[ünlem]

  • (o'rsa) Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi için söylenen söz

    Orsa, diye bağırmasıyla dümeni basması bir oldu. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: orsa alabanda, orsa boca

STOR (Kelime Kökeni: Fransızca store)

[isim]

  • Ağaç, kumaş vb.nden yapılmış bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde

    Pencerelere stor perdeleri çekilmişti. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: stor kapak

TRAP (Kelime Kökeni: Fransızca trappe)

[isim]

  • Hendek, tuzak

[tiyatro]

  • Sahnede yerde bulunan kapak

POTA (Kelime Kökeni: Farsça būte)

[isim]

  • İçinde maden eritilen kap

[isim]

[spor]

  • Basketbolda düşey bir levhaya monte edilmiş yatay çember ile ağdan meydana gelen düzenek

PARS (Kelime Kökeni: Farsça pārs)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kedigillerden, genellikle Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, bazen de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan, leopar, panter, pelenk (Panthera pardus)

SARP

[sıfat]

  • Dik, çıkması ve geçilmesi güç (yer), yalman

    İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Güç, zor

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarpa sarmak (veya çekmek)

POSA

[isim]

  • Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı
  • Tortu, çökelti
  • Ezilmiş pancarın soğuk suda birkaç kez sıkılmasından sonra geriye kalan ve suda erimeyen artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • posasını çıkarmak

POST (Kelime Kökeni: Farsça pūst)

[isim]

  • Tüylü hayvan derisi

    Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[eskimiş]

[mecaz]

  • Tarikatlarda şeyhlik makamı

    Hacı Bektaş postu.

[mecaz]

  • Makam

    Kiminin meselesi geçim, kiminin seçim, kiminin post. - Orhan Veli Kanık

  • Bazı deyimlerde `can` anlamında kullanılan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • post elden gitmek
  • postu deldirmek
  • postu kurtarmak
  • postuna oturmak
  • postuna saman doldurmak
  • postundan olmak
  • postu sermek
  • post vermek

Birleşik Kelimeler: post kavgası, keçi postu

PASO (Kelime Kökeni: İtalyanca passo)

[isim]

  • Bir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden veya bir bölümünden muaf tutulduğunu gösteren belge

[argo]

  • Sürekli