ANTRENMANSIZLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ANTRENMANSIZLIK harflerini içeren 5 harfli 296 kelime bulunuyor. 5 harfli ANTRENMANSIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIMIZ11, SIZMA11, ARSIZ10, ANSIZ10, AZILI10, KIZIL10, KIZMA10, KAZIM10, LAZIM10, NAZIM10, RIZIK10, SIZAK10, SARIZ10, SAKIZ10, SAZLI10, TIKIZ10, ZARSI10, ZAMLI10, ARIZA9, AZMAN9, AZMAK9, AZLIK9, ALTIZ9, AKMAZ9, EMRAZ9, KIZAN9, KISIM9, KAZIL9, KAZMA9, MISIR9, MEZRA9, MEZAT9, MEZAR9, MARAZ9, MALAZ9, MAZAK9, NAMAZ9, NAKIZ9, NAZLI9, NAZIR9, SIRIM9, SIKIM9, SAZAN9, SAZAK9, TINAZ9, ZANLI9, ZAMAN9, ASILI8, ANZAK8, ASTIM8, ERZAK8, ENKAZ8, ISLIK8, ILIMA8, KISIT8, KISMA8, KISIR8, KASIM8, KIRIM8, KIMIL8, KAZAN8, LEZAR8, LAZER8, MISRA8, MASTI8, NAZAL8, NAZAR8, RANZA8, SITMA8, SIRMA8, SIRLI8, SIRIK8, SINMA8, SINIR8, SINIK8, SIMAK8, SIKMA8, SIKIT8, SARIM8, SATIM8, TIKIM8, TIRIS8, TARAZ8, TASIM8, TALAZ8, ZANKA8, ZARTA8, ZATEN8, ZEKAT8, ARTIM7, ASMAK7, ASLIK7, ATMIK7, ASKLI7, ATILI7, ALKIM7, AKSAM7, ELMAS7, EMSAL7, ISTAR7, ISLAK7, ISKAT7, IRMAK7, IRAMA7, KITIR7, KATIM7, KASNI7, KASMA7, KASEM7, KASIR7, KASIT7, KASLI7, KALIM7, KINLI7, KIRMA7, KILIR7, KILMA7, LIKIR7, MANAS7, MARTI7, MANTI7, MAKAS7, MELAS7, MASKE7, MASAT7, MASAL7, NAMLI7, NAKIS7, NASIL7, NASIR7, RAKIM7, RASIT7, SIRAT7, SAMAN7, SALMA7, SALIK7, SANEM7, SANIK7, SARMA7, SARIK7, SANRI7, SANMA7, SANLI7, SALAM7, SAKLI7, SAKIT7, SAKIN7, SATIN7, SEMAN7, SELAM7, SATMA7, SATIR7, TIRIL7, TIRIK7, TINMA7, TIMAR7, TIKMA7, TIKIR7, TANIM7, TASMA7, TARIM7, TAKIM7, TEMAS7, ARKIT6, ARTMA6, ARTIN6, ARTIK6, ANMAK6, ANLIK6, ANLAM6, ASKAT6, ANTLI6, ASKER6, ASLAN6, ASTAR6, ASLEN6, ATMAK6, ATLAS6, ANALI6, ALMAN6, ALMAK6, ALTES6, ALTIN6, ALTIK6, AKMAN6, ALARM6, AKSAN6, ENSAR6, EMLAK6, ITLAK6, ILTAR6, KITAL6, KREMA6, KARIN6, KAMET6, KANIT6, KANLI6, KANMA6, KAMER6, KARLI6, KATLI6, KATMA6, KATIR6, KARST6, KASET6, KARMA6, KAMAN6, KALEM6, KALAS6, KALIN6, KALIT6, KALMA6, KESAT6, KIRAN6, KIRAT6, KEMAL6, KEMAN6, KELAM6, LANSE6, LASTA6, METAN6, METAL6, MANAT6, MALEN6, MANEN6, MARKE6, MARKA6, MARAL6, MALAK6, MAKTA6, MAKET6, MAKAT6, MEKAN6, MERAK6, MATLA6, NALIN6, NATIR6, RAMAK6, RAKAM6, RASAT6, SKALA6, SANAT6, SANAL6, SALTA6, SALAT6, SATEN6, SARAT6, SARAK6, SALAK6, SAKAT6, SAKAR6, SAKAL6, SERAK6, TIRAK6, TRANS6, TANRI6, TANIK6, TASAR6, TALAS6, TAKSA6, TAKMA6, TAKAS6, TERAS6, ARENA5, ANLAK5, ANKET5, ANTEN5, ANTRE5, ANANE5, ALKAN5, AKLEN5, AKLAN5, AKTAR5, AKRAN5, ERKAN5, EKRAN5, KARAT5, KANAL5, KANAT5, KARNE5, KATAR5, KATRE5, KALAN5, KETAL5, KENAR5, LANET5, NALAN5, RAKET5, REKAT5, TRAKE5, TANEN5, TARAK5, TARLA5, TALAN5, TALAK5, TAKLA5

ARENA (Kelime Kökeni: Fransızca arena)

[isim]

  • Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan

[mecaz]

  • Siyasi çekişmelerin geçtiği yer

ANLAK

[isim]

[ruh bilimi]

  • Zekâ

ANKET (Kelime Kökeni: Fransızca enquête)

[isim]

  • Sormaca

    Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir! - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anket yapmak

ANTEN (Kelime Kökeni: Fransızca antenne.)

[isim]

  • Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların transmisyon hatları içerisinde yayılmasını sağlayan cihaz

[hayvan bilimi]

  • Duyarga

[denizcilik]

  • Olta şamandırasının alt ve üst kısmında bulunan ince uçlar

Birleşik Kelimeler: anten yükselteci, çanak anten

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

ANANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿanʿane)

[isim]

[eskimiş]

[toplum bilimi]

  • Gelenek

    Böyle ufak kasabalarda öteden beri aristokratik bir anane vardı. - Ercüment Ekrem Talu

ALKAN (Kelime Kökeni: Fransızca alcane)

[isim]

[kimya]

  • Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin

AKLEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Akıl gereğince, akıl yönünden

AKLAN

[isim]

[coğrafya]

  • Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile

    Karadeniz aklanı.

  • Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri

AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)

[isim]

  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
  • İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân

AKRAN (Kelime Kökeni: Arapça aḳrān)

[isim]

  • Yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlardan her biri, boydaş, böğür, taydaş, öğür

    Babası silik, adsız bir berberken çocuk bütün akranlarını çekerek dükkânını canlandırdı. - Necati Cumalı

ERKÂN (Kelime Kökeni: Arapça erkān)

[isim]

  • Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler

    Yüksek sınıf mahalle erkânını da konaklarına uğrayıp meseleden haberdar eder. - Refik Halit Karay

  • Yol, yöntem

    Onun arkasına bu yolda, bu erkânda gelmiş geçmiş ustalar, pirler vardı. - Ömer Seyfettin

[askerlik]

  • General veya amiral aşamasındaki askerler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erkân göstermek

Birleşik Kelimeler: erkânıharbiyeiumumiye, erkânıharp, erkân kürkü, erkân minderi, adap erkân, yol erkân, hükûmet erkânı, çarıklı erkânıharp

EKRAN (Kelime Kökeni: Fransızca écran)

[isim]

  • Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
  • Beyaz perde, görüntülük

[sinema]

[televizyon]

  • Televizyon camı, görüntülük

Birleşik Kelimeler: ekran koruyucu, sayfa ekran

KANAL (Kelime Kökeni: Fransızca canal)

[isim]

  • Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu

    Süveyş Kanalı.

    Panama Kanalı.

  • Telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat

    Bir kanaldan ötekine geçerken aldığı yüklü transfer bedelini nasıl ödeyecekti bu kadın? - İnci Aral

  • Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti

[anatomi]

  • İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol

[coğrafya]

  • İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz

    Mozambik Kanalı.

Birleşik Kelimeler: atmık kanalı, hava kanalı, öd kanalı, reçine kanalı, yarım daire kanalları

KANAT

[isim]

  • Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ

    Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta - Halit Fahri Ozansoy

  • Balıklarda yüzgeç
  • Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
  • Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı

    Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Yan, taraf

    Perde kanadı.

  • Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri

    Partinin sol kanadı.

  • Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol

    Yel değirmeni kanadı.

    Pervane kanadı.

  • Angıç

[askerlik]

  • Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah

    Ordunun sağ kanadı.

[spor]

  • Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanadı altına almak
  • kanat açmak
  • kanat alıştırmak
  • kanat çırpmak
  • kanat germek

Birleşik Kelimeler: çakırkanat, kın kanat, kızılkanat, sağ kanat, sarıkanat, yelkenkanat, burun kanadı, kazkanadı, kuşkanadı, pencere kanadı