ANİMATÖRLÜK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
ANİMATÖRLÜK harflerini içeren 6 harfli 28 kelime bulunuyor. 6 harfli ANİMATÖRLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AMATÖR13,
ARNİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca arnica)
- Öküzgözü (I)
ANTİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca antico)
-
Tarihsel bir döneme ait olan
Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Antik
- Eski çağlardan kalma eser
- Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçandişi
-
Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka
Hasılı antika bir herif. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- antikasını bilmek
KANTAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳinṭār)
- Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
- Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı
- Baskül
-
56,452 kilogram ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi
İki kantar kireç.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kantara çekmek (veya vurmak)
- kantarın topunu kaçırmak
Birleşik Kelimeler: kantar ağası, kantar kabağı, kantar kolu, kantar topu, kantarı belinde, el kantarı
KARTAL
-
Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri, yırtıcı bir tür kuş (Aquila)
Kartal yükseldi yükseldi, kıyıdaki dağların üstünde küçüle küçüle göze görünmez oldu. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: kartal ağacı, kartalgözü, sakallı kartal, balık kartalı
- İstanbul iline bağlı ilçelerden biri
KARİNA (Kelime Kökeni: İtalyanca carena)
- Gemi omurgası
- Gemi teknesinin su içinde kalan bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- karina etmek
- karinaya basmak
KÂİNAT (Kelime Kökeni: Arapça kāʾināt)
-
Evren
Bizim için ölüm yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Dünya
Varlığımı kaplayan, haşmetle uğuldayan / O büyük yeisim için kâinatı dar gördüm - Enis Behiç Koryürek
- Herkes
KATRAN (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭrān)
-
Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde
Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti. - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker
- katran gibi
- katranı kaynatsan olur mu şeker?
Birleşik Kelimeler: katran ağacı, katran çamı, katranköpüğü, katran ruhu, katran suyu, katran taşı, katran yağı
TALİKA (Kelime Kökeni: Rusça)
- Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası
ARTMAK
- Büyük heybe
-
Çoğalmak
O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu
-
Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak
Kumaş arttı. Yemek arttı.
- Değeri yükselmek, fazlalaşmak
AMİRAL (Kelime Kökeni: Fransızca amiral)
-
Rütbesi general ile aynı olan deniz subayı
Amiralin sözlerine inanmak lazım, boş konuşmaz. - Feridun Fazıl Tülbentçi
Birleşik Kelimeler: büyük amiral, koramiral, oramiral, tuğamiral, tümamiral, visamiral
İMALAT (Kelime Kökeni: Arapça iʿmālāt)
- Ham madde işlenerek yapılan her türlü mal
-
İşlenerek yapılan üretim
Bu paketler satılsın, imalata ondan sonra devam edilecekti. - Çetin Altan
Birleşik Kelimeler: imalathane, fason imalat, seri imalat
KARAİM (Kelime Kökeni: İbranice)
- Çoğu Türk soyundan olan ve genellikle Polonya ve Litvanya topraklarında oturan bir Musevi topluluğu, Karay
KATMAN
- Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka
- Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 santimetreden az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka
- Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, tabaka
Birleşik Kelimeler: katman bulut, alt katman, toplumsal katman, üst katman
MİKTAR (Kelime Kökeni: Arapça miḳdār)
- Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik
-
Ölçü
Yapılan yardımın miktarı artırıldı.
Birleşik Kelimeler: eser miktarda, teşehhüt miktarı
MİTRAL (Kelime Kökeni: Fransızca mitral)
- Kalpte sol kulakçık ile sol karıncık arasında bulunan kapakla ilgili
Birleşik Kelimeler: mitral darlığı, mitral hücreler, mitral kapakçığı, mitral yetersizlik