Ane ile Biten 7 Harfli Kelimeler

ANE ile biten 7 harfli 43 kelime bulunuyor. Sonu ANE olan 7 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ane ile başlayan 7 harfli kelimeler. İçinde Ane olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

YAĞHANE20, GAZHANE18, ŞAPHANE18, CEPHANE18, BUZHANE17, FERHANE17, PERVANE17, ŞİŞHANE17, TAVHANE17, ÇAYHANE16, TOPHANE16, KUŞHANE15, MUMHANE14, MEYHANE14, SÜTHANE14, ARİFANE13, ACİZANE13, BALHANE13, BERHANE13, FETTANE13, HASMANE13, POSTANE13, HASTANE12, MBABANE12, PASTANE12, SALHANE12, AŞIKANE11, DOSTANE11, EDİBANE11, KALHANE11, KERHANE11, AMİYANE10, MERDANE10, ŞAİRANE10, ADİLANE9, MESTANE9, RİNDANE9, ALİMANE8, AMİRANE8, İSTİANE8, KESTANE8, TERSANE8, AKİLANE7

AKİLANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳil + Farsça -āne)

[zarf]

[eskimiş]

  • Akıllıca

ÂLİMANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿālim + Farsça -āne)

[sıfat]

  • Âlime yakışan

    Kitaplarının çoğu edebiyat tarihine girmiş olan âlimane eserlerdir. - Haldun Taner

[zarf]

  • Âlime yakışır bir biçimde

AMİRANE (Kelime Kökeni: Arapça āmir + Farsça -āne)

[zarf]

  • Amirce

    Ağır yürürdü ve gülümsemeksizin amirane konuşurdu. - Yahya Kemal Beyatlı

İSTİANE (Kelime Kökeni: Arapça istiʿāne)

[isim]

[eskimiş]

  • Yardım isteme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • istiane etmek

KESTANE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kayıngillerden, ılıman iklimlerde yetişen, 25-30 metre kadar boylanabilen, kerestesi doğramacılıkta kullanılan bir orman ağacı (Castanea sativa)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın yenebilen kabuklu meyvesi
  • Kestane rengi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş
  • kestane suyu gibi

Birleşik Kelimeler: kestane dorusu, kestane fişeği, kestane kabağı, kestane kargası, kestane rengi, kestane şekeri, açık kestane, at kestanesi, dağ kestanesi, denizkestanesi, göl kestanesi, Hint kestanesi, kuzu kestanesi

TERSANE (Kelime Kökeni: İtalyanca tersana)

[isim]

  • Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh

    İstanbul'un camileri, tersaneleri, uzaktan seyrettiği sarayları onu çok meşgul etti. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: tersane kethüdası, tersane sergisi

ADİLANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿādil + Farsça -āne)

[zarf]

  • Hakça

MESTANE (Kelime Kökeni: Farsça mestāne)

[zarf]

[eskimiş]

  • Sarhoş gibi, kendinden geçmişçesine

    Bir de yağmur sesi var ki Sabahattin ona da âşıkane, mestane kulak kabartır. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: sermestane

RİNDANE (Kelime Kökeni: Farsça rindāne)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Rintçe

    O mecmuadaki gazelleri yüksek sesle okurken eski şiir lehçemizdeki beliğ ve rindane edaların zevkine varıyorum. - Yahya Kemal Beyatlı

[zarf]

  • Rintçe

AMİYANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿāmmī + Farsça -āne)

[sıfat]

  • Kibarca olmayan, bayağı

    Hem, bu çeşit amiyane işler diplomatın nesine? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Sıradan

    Kupkuru bir ad hem de Satılmış gibi pek amiyane bir ad. - Halit Fahri Ozansoy

Ata Sözleri ve Deyimler

  • amiyane tabirle (veya tabiriyle)

MERDANE (Kelime Kökeni: Farsça merdāne)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Erkeğe yakışan

    Mesirelere gittiği günlerde, merdane laubaliliğiyle yiyecek ve içeceğe müteallik hazırlıkların başına geçerdi. - Yahya Kemal Beyatlı

[zarf]

  • (me'rda:ne) Mertçe

[isim]

  • Türlü işlerde kullanılan, silindir biçiminde araç
  • Kalın oklava

ŞAİRANE (Kelime Kökeni: Arapça şā ʿir + Farsça -āne)

[sıfat]

  • Şaire yakışır biçimde, şair gibi, ozanca

    Çok şairaneydi doğrusu o yazınız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Şair niteliği taşıyan, ozanca

ÂŞIKANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿāşiḳ + Farsça -āne)

[sıfat]

  • Âşığa yaraşır bir biçimde olan

    Sende başka âşıkane müsvedde varsa bana ver. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[zarf]

  • Âşığa yaraşır bir biçimde

    Bir de yağmur sesi var ki Sabahattin ona da âşıkane, mestane kulak kabartır. - Salâh Birsel

DOSTANE (Kelime Kökeni: Farsça dūstāne)

[zarf]

[eskimiş]

  • Dostça

    Bu mağazaya girdiğimiz vakit güler yüzlü ve çok dostane kabul edildik. - Yahya Kemal Beyatlı

EDİBANE (Kelime Kökeni: Arapça edīb + Farsça -āne)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Terbiyeli, nazik

[zarf]

  • Edebiyatçıya yakışır bir biçimde