AMORTİSÖR Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

AMORTİSÖR harflerini içeren 4 harfli 31 kelime bulunuyor. 4 harfli AMORTİSÖR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MİSO7, MORS7, SOMA7, AMOR6, ATOM6, İSOT6, MARS6, ORSA6, ROMA6, SİMA6, STOR6, SAMİ6, ASİT5, ASRİ5, AORT5, AMİR5, AMİT5, İMAR5, MİRA5, MİAT5, MART5, ORTA5, ROTA5, RAMİ5, RAST5, STAR5, SARİ5, SAİR5, TRAS5, TRİO5, İRAT4

İRAT (Kelime Kökeni: Arapça īrād)

[isim]

  • Gelir

    Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Gelir getiren mülk

    Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu. - Ömer Seyfettin

[eskimiş]

  • Söyleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irat etmek

Birleşik Kelimeler: iradımesel

ASİT (Kelime Kökeni: Fransızca acide)

[isim]

[kimya]

  • Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik, hamız

Birleşik Kelimeler: asit alkol, asit borik, asit fenik, asit katalizör, asitölçer, amino asit, asetik asit, borik asit, bromhidrik asit, formik asit, fosforik asit, hidroklorik asit, karbonik asit, klor hidrik asit, klorik asit, laktik asit, margarik asit, nitrik asit, nükleik asit, oksalik asit, oleik asit, palmitik asit, pikrik asit, salisilik asit, silisik asit, sitrik asit, sülfürik asit, tartarik asit, ürik asit, karınca asidi, kuzukulağı asidi, limon asidi, süt asidi

ASRİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣrī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çağdaş

AORT (Kelime Kökeni: Fransızca aorte)

[isim]

[anatomi]

  • Ana atardamar

AMİR (Kelime Kökeni: Arapça āmir)

[isim]

  • Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse, mir

    Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu. - Burhan Felek

[sıfat]

  • Buyuran, buyurucu

[ticaret]

  • Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse

Birleşik Kelimeler: amir hüküm, amiriita, emniyet amiri, idare amiri, ita amiri, kabin amiri, mülki idare amiri, saha amiri

AMİT (Kelime Kökeni: Fransızca amide)

[isim]

[kimya]

  • Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı

İMAR (Kelime Kökeni: Arapça iʿmār)

[isim]

  • Bayındırlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imara açılmak
  • imar etmek

MİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca mira)

[isim]

  • Arazi üzerinde seçilmiş bir işaret noktasının düşeyini gösteren, yön belirtmek için uzaktan gözlenen, geometrik biçimli tahta lata

MİAT (Kelime Kökeni: Arapça mīʿād)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyin yapılması için tanınan süre
  • Bir şeyin yerine yenisinin verilebilmesi için kabul edilmiş bulunan süre, kullanma süresi

    Asker ayakkabısının miadı altı aydır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • miadı dolmak
  • miadı gelmek

MART (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

  • Yılın üçüncü ayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mart ayı dert ayı
  • mart çıkmadıkça dert çıkmaz
  • mart dokuzunda çıra yak, bağ buda
  • mart havası gibi
  • mart içeri, pire dışarı
  • mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır

Birleşik Kelimeler: mart dokuzu

ORTA

[isim]

  • Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer

    Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre

    Yılın ortası. Haftanın ortası. Günün ortası. Kışın ortası.

  • Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm

    Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler. - Ömer Seyfettin

  • Ne uzun ne kısa, midi
  • Ne büyük ne küçük, midi
  • İyi ile kötü arasındaki durum
  • Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece

    Orta ile geçti.

  • Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri

[sıfat]

  • Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen

[sıfat]

  • Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan

    Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat

[fizik]

  • Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer

[matematik]

  • Orantı

[spor]

  • Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

[tarih]

  • Yeniçeri Ocağında tabur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortadan kaldırmak
  • ortadan kalkmak
  • ortadan kaybolmak
  • ortadan sır olmak
  • ortadan söylemek
  • ortasını bulmak
  • ortaya almak
  • ortaya atılmak
  • ortaya atmak
  • ortaya balgam atmak
  • ortaya çıkarmak
  • ortaya çıkmak
  • ortaya dökmek
  • ortaya düşmek
  • ortaya konuşmak
  • ortaya koymak
  • ortaya sürülmek
  • ortaya yayılmak

Birleşik Kelimeler: orta ağırlık, orta boy, Orta Çağ, orta dalga, orta damar, orta deri, orta dikme, orta direk, Orta Doğu, orta elçi, orta hakem, orta hâlli, orta hece düşmesi, orta hizmeti, orta işi, orta kaldırım, orta karar, orta karın, orta kat, orta kulak, orta kuşak, orta malı, orta masası, orta mektep, orta nokta, ortaokul, orta oyunu, ortaöğrenim, ortaöğretim, orta parmak, orta saha, orta sıklet, Orta Şark, orta şekerli, orta tedrisat, orta terim, orta uç, orta yaşlı, orta yaylak, orta yol, orta yuvar, orta yuvarlak, ortanın sağı, ortanın solu, aritmetik orta, büyük orta, küçük orta, ulu orta, yarı orta sıklet, deprem ortası, gün ortası, meyve ortası

[isim]

  • Çankırı iline bağlı ilçelerden biri

ROTA (Kelime Kökeni: İtalyanca rotta)

[isim]

  • Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol

[mecaz]

  • Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol

    Sarhoş serseri, bir eliyle boyuna rotayı ayarlamaya çalışıyordu. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rota değiştirmek
  • rota kırmak

RAMİ (Kelime Kökeni: İngilizce ramee)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Isırgangillerden, Çin, Vietnam ve Malezya'da yetişen değerli bir bitki (Boehmeria nivea)
  • Bu bitkinin dokumacılıkta kullanılan lifi

RAST (Kelime Kökeni: Farsça rāst)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Doğru, düzgün

[isim]

  • Tesadüf

[isim]

  • Atılan şey hedefi vurma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rast gele!
  • rast gelmek
  • rast getirmek
  • rast gitmek

Birleşik Kelimeler: rastgele

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir makam

STAR (Kelime Kökeni: İngilizce star)

[isim]

  • Yıldız

Birleşik Kelimeler: medya starı