AMAÇSIZLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

AMAÇSIZLIK harflerini içeren 6 harfli 39 kelime bulunuyor. 6 harfli AMAÇSIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇIKMAZ14, KAZMAÇ13, AÇILIM12, KILSIZ12, MIZIKA12, SIZMAK12, SIKMAÇ12, SIÇMAK12, AZIKLI11, AÇKILI11, AÇISAL11, AÇILMA11, AMAÇLI11, ÇAMLIK11, ÇAKILI11, ISKAÇA11, ILIKÇA11, KAZIMA11, SAÇMAK11, SAZLIK11, ZAMKLI11, ALIKÇA10, ALAÇIK10, ÇALMAK10, KAZALI10, ASMALI9, ASKILI9, ASILMA9, ISLAMA9, ILIMAK9, MISKAL9, SALKIM9, AMALIK8, IKLAMA8, KAMALI8, KASALI8, MASLAK8, SALMAK8, SAKALI8

ÂMÂLIK

[isim]

  • Görme engellilik

IKLAMA

[isim]

  • Iklamak işi

KAMALI

[sıfat]

  • Kaması olan

    Kamalı top.

KASALI

[sıfat]

  • Kasası olan

MASLAK (Kelime Kökeni: Arapça maṣlāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Sürekli su akan boru

    İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. - Osman Cemal Kaygılı

  • Boruları aşırı basınçtan korumak amacıyla su yolu üzerinde yapılan içi su dolu hazne
  • Büyük yalak

SALMAK

[-e]

[-i]

  • Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek

    Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. - Ercüment Ekrem Talu

  • Yollamak, göndermek

    Bununla beraber peşine adam salmak gerekir. - Aka Gündüz

  • Koymak, katmak

    Halk ruhunun benliğinizde yeniden uyanıp hararetini gönlünüze saldığını duyarsınız. - Refik Halit Karay

  • Sürmek

    Bunun içindir ki dal budak saldı, yemiş vermeye başladı. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Uğratmak

    Başını derde salmak.

  • Vergi yüklemek

    Ona elli bin lira salmışlar.

  • Üzerine yürütmek

    Tazıyı tavşana salmak.

[-e]

  • Saldırmak

    Aç kurt, yılana da salar, taşa da, dedi. - Memduh Şevket Esendal

  • Sarkıtmak

    Soğutmak için kuyuya su kabı saldı.

[denizcilik]

  • Gemi demir üzerinde dört yana dönmek

[-i]

[mecaz]

  • Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek

Birleşik Kelimeler: salıvermek, salıverilmek

SAKALI

[sıfat]

  • Saka hastalığına tutulmuş

    İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu. - Refik Halit Karay

ASMALI

[sıfat]

  • Asması olan

    Asmalı bahçe.

ASKILI

[sıfat]

  • Askısı olan

    Askılı, uzun, tiril tiril bir elbise giymişti. - Elif Şafak

ASILMA

[isim]

  • Asılmak işi

ISLAMA

[isim]

  • Islamak işi

ILIMAK

[nesnesiz]

  • Ilınmak

MISKAL (Kelime Kökeni: Farsça mūsīḳār'dan)

[isim]

[eskimiş]

[müzik]

  • Her biri başka perdede bir sıra kamış boğumundan yapılmış düdük, musikar

SALKIM

[isim]

  • Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve

    Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış. - Memduh Şevket Esendal

[bitki bilimi]

  • Ana saptan çıkan yan çiçekleri, sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu

[bitki bilimi]

  • Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan bir tür ağaç ve çiçeği (Wistaria sinensis)

[eskimiş]

[askerlik]

  • Topla atılan demir parçaları

Birleşik Kelimeler: salkım ağacı, salkım başak, salkım küpe, salkım saçak, salkım salkım, salkım söğüt, salkım topu, morsalkım, sarısalkım, üzüm salkımı

ALIKÇA

[sıfat]

  • Alık benzeri

    Yüzünde hayli alıkça denebilecek bön bir mutluluk ifadesi vardı. - Murathan Mungan

[zarf]

  • (alı'kça) Alık olana yaraşır bir biçimde

    O andaki hayretimi hatırladıkça / Rejisöre bakakaldım öyle alıkça. - Enis Behiç Koryürek