ALIKONULMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
ALIKONULMAK harflerini içeren 6 harfli 34 kelime bulunuyor. 6 harfli ALIKONULMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
KUMALI9,
KALKAN
- Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
- Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık
-
Koruyucu
Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalkan etmek
- kalkan olmak
Birleşik Kelimeler: kalkan bezi, kılıçkalkan
- Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)
Birleşik Kelimeler: kalkan balığı, kalkan böcekleri, çivisiz kalkan
LAKLAK (Kelime Kökeni: Arapça laḳlāḳ)
- Leyleğin gagasıyla çıkardığı ses
- Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik
Ata Sözleri ve Deyimler
- laklak etmek
ANALIK
-
Anne olma durumu
Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu
- Anne olma duygusu
- Anne yerini tutan veya anne kadar yakınlık gösteren kadın
- Anaca davranış
-
Üvey ana
Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş. - Refik Halit Karay
Ata Sözleri ve Deyimler
- analık etmek
- analık fenalık
Birleşik Kelimeler: sütanalık
ALAKOK (Kelime Kökeni: Fransızca à la coque)
-
Rafadan yumurta
Sabahleyin kendisine bir alakok ziyafeti çekecekti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
KANMAK
- Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak
- Tatlı sözlere aldanmak
-
Bir gereksinimini, bir isteğini yeteri kadar karşılamış olmak, doymak
Siz bile bu şekil, renk, koku zenginliğine kanmış ve yorulmuş ruhunuzla... - Reşat Nuri Güntekin
-
Yetinmek, iktifa etmek
Odalarının keçeleri üstüne serilmiş seccadelerde bazen namaz kılmakla kanmayarak çoraplarını çıkarır. - Ahmet Hamdi Tanpınar
KALKMA
-
Kalkmak işi
Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar
KALMAK
-
Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek
Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra
-
Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak
Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. - Osman Cemal Kaygılı
-
Konaklamak, konmak
Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay
-
Oturmak, yaşamak
Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık
- Eğleşmek
-
Hayatını sürdürmek, yaşamak
O aileden bir bu çocuk kaldı.
-
Varlığını korumak, sürdürmek
Eniştemizin iptidai kalmış huyları da vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Oyalanmak, vakit geçirmek
Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı
-
Sınıf geçmemek
Çocukların içinde kalanlar da var geçenler de.
-
İşlemez, yürümez duruma gelmek
Araba yarı yolda kaldı.
-
İleriye atılmak, ertelenmek
Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak
Oda duman içinde kaldı.
-
Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek
Bugün iş maddesinde kaldık.
-
Miras olarak geçmek
Çiftlik ana babasından kalmış.
-
Yapamamak
Misafir geldi, gezmeden kaldık.
-
Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak
Refika, valide, iki kerime kaldık mı biz iki bin kuruş tekaüt maaşına. - Haldun Taner
-
Yetinmek
Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.
-
Sınırlanmak
Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk
- Herhangi bir durumu sürdürmek
-
Olmak, herhangi bir durumda bulunmak
Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay
-
Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur
Bakakalmak.
Şaşakalmak.
Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... den kalır yeri yok
- ... ye kalsa (veya kalırsa)
- kaldı ki
Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış
OLANAK
-
İmkân
Olanakların, olasılıkların bir sonu bulunabilirdi belki zamanla. - Yusuf Atılgan
Ata Sözleri ve Deyimler
- olanak sağlamak (veya tanımak)
ANILMA
- Anılmak işi
ALINMA
-
Alınmak işi
Öbürü göğsünden ağır yaralı iki erin geriye alınmalarına göz kulak oluyordu. - Attila İlhan
Birleşik Kelimeler: açığa alınma
ÂMÂLIK
- Görme engellilik
IKLAMA
- Iklamak işi
KOLLUK
-
Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet
Frenk gömleğinde, bazen bileklerinden ellerinin üstüne düşen yuvarlak, katı, kolalı kollukları vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola geçirilen, genellikle koyu renkli kumaştan dikilmiş parça
Ellerini kolluklarından sıyırıp çekmekte bir zorluğa uğramıştır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Kollara takılan ve dikkati çekmesi istenen görevlilerin kimliklerini gösteren şerit
-
Güvenliği sağlamakla görevli polis veya jandarma
Bu onurlu kolluk görevini seve seve üstlenirlerdi. - Muzaffer Uyguner
Birleşik Kelimeler: karakolluk, kolluk kuvveti
KOLALI
- İçinde kola bulunan
-
Kolalanmış
Artık cübbenin altına kolalı gömlek giyiyor. - Mithat Cemal Kuntay
KONMAK
-
Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek
Bir bülbül gelip konmuştu havuzun kıyısına. - Çetin Altan
- Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak
- Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek
-
Bir şeyi emeksiz edinmek
Ayşe de yarın öbür gün bir lise hocası olacak belki de servete de konacaktı. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: kona göçe, göçerkonar, konargöçer, gecekondu, kuşkonmaz
-
Koyma işi yapılmak
Yemeğe tuz konur.