ALKIŞLATABİLMEK Harflerini İçeren 9 Harfli Kelimeler

ALKIŞLATABİLMEK harflerini içeren 9 harfli 25 kelime bulunuyor. 9 harfli ALKIŞLATABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAŞMAKLIK16, AŞABİLMEK15, BAKAKALIŞ15, BAŞLATMAK15, BAŞMAKALE15, AŞILATMAK14, ALKIŞLAMA14, ALIKLAŞMA14, KIŞLATMAK14, KITLAŞMAK14, KAŞIKLAMA14, KATILAŞMA14, BALIKLAMA13, ŞAKLATMAK13, ATABİLMEK12, AKABİLMEK12, ALABİLMEK12, KALABALIK12, KALLEŞLİK12, ATKILAMAK11, KATIKLAMA11, ALELITLAK10, ALLAMELİK10, TELALAMAK10, TELLAKLIK10

ALELITLAK (Kelime Kökeni: Arapça ʿalā'l-iṭlāḳ)

[zarf]

[eskimiş]

  • Genel olarak

ALLAMELİK

[isim]

  • Allame olma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • allamelik taslamak

TELALAMAK

[-i]

  • İki kumaş parçası arasına tela koymak

TELLAKLIK

[isim]

  • Tellağın yaptığı iş

ATKILAMAK

[nesnesiz]

  • Dokuma tezgâhlarında mekikle atkı atmak, argaçlamak

KATIKLAMA

[isim]

  • Katıklamak işi

ATABİLMEK

[-e]

  • Atma ihtimali veya imkânı bulunmak

    Üstüme, beni ancak örtebilecek bir takım palaspareler atabilseydim. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Atmaya gücü yetmek
  • Atma becerisi bulunmak

AKABİLMEK

[nesnesiz]

  • Akma ihtimali veya imkânı bulunmak

ALABİLMEK

[-i]

[nesnesiz]

  • Alma ihtimali veya imkânı bulunmak

    Mamafih arada bir ufak tefek işleri de kendi hesabıma alabiliyorum. - Nazım Hikmet

  • Almaya gücü yetmek
  • Alma becerisi bulunmak

KALABALIK

[isim]

  • Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu

    Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum. - Ahmet Haşim

  • Gereksiz, karışık şeyler topluluğu

[sıfat]

  • Sayıca çok

    O kalabalık caddenin canlılığı çok hoşumuza gidiyor. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalabalık etmek

Birleşik Kelimeler: kalabalık ağızlı, ağzı kalabalık, başı kalabalık, kuru kalabalık, ağız kalabalığı, laf kalabalığı

KALLEŞLİK

[isim]

  • Kalleş olma durumu
  • Kalleşçe davranış

    Kalleşliğin binbir çeşidi apaçık görünüyordu bu gülüşte. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalleşlik etmek

BALIKLAMA

[zarf]

  • Suya dalmada, atlamada balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde

    Suya, idmancı gençlerin yaptığı gibi balıklama atlamadı. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Bir işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden (girişmek)

    Bu ilginç resimden yola çıkarak yaratacağı öykünün içine gönüllü olarak balıklama daldı. - İnci Aral

ŞAKLATMAK

[-i]

  • `Şak` diye ses çıkartmak

    Yaygaracı kadın bir elinin tersini öteki elinin avucuna vurarak şaklatıyor, gözlerini açıyor, bağırıyordu. - Peyami Safa

AŞILATMAK

[-e]

[-i]

  • Aşılama işini yaptırmak

ALKIŞLAMA

[isim]

  • Alkışlamak işi

    Onlar da ilk defa candan alkışlamanın o güzel tadını tadıyorlardı. - Tarık Buğra