ALDIRIŞSIZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ALDIRIŞSIZ harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli ALDIRIŞSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Aldırışsız ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Aldırışsız olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

AZIŞ11, SIZI10, IŞIL9, ARIZ8, ARIŞ8, ALIŞ8, RAZI8, RIZA8, ŞIRA8, ADLI7, ADIL7, ALDI7, DARI7, ISIL7, ASIL6, ASIR6, SALI6, SARI6, SILA6, SIRA6, ARLI5

ARLI

[sıfat]

  • Namuslu, utangaç, sıkılgan

    Ağaların yiğittir, arlıdır, oğul! - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez

ASIL (Kelime Kökeni: Arapça aṣl)

[isim]

  • Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı

    Bir belgenin aslı.

  • Kök, köken, kaynak

    Yazının aslı resimdir.

  • Gerçeklik

    Bu haberin aslı yok.

  • Soy, nesep

    İnsan, dedi, aslını unutmamalıdır. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Gerçek, esas

    Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek. - Ahmet Ümit

[sıfat]

  • Bir şeyin temelini oluşturan, ana

[sıfat]

  • Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan

    Asıl sanat budur.

[sıfat]

  • Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı

    Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı.

[zarf]

  • (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak

    Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıl azmaz, bal kokmaz
  • aslı çıkmak
  • aslına bakarsan

Birleşik Kelimeler: asıl nüsha, asıl sayılar, aslı astarı, aslı faslı, aslı nesli

ASIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣr)

[isim]

  • Yüzyıl

    Bu cümlelerin manaları yarım, bir asır sonra anlaşılacaktır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Çağ

Birleşik Kelimeler: asrısaadet, saadet asrı

SALI

[isim]

  • Pazartesi ile çarşamba arasındaki gün

    Pazartesi günleri üst üste iki dersi olduğundan salıları turşuya dönüyordu. - Haldun Taner

SARI

[isim]

  • Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Ortalık sarı bir toz bulutu içinde. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Soluk, solgun

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarı çizmeli Mehmet Ağa

Birleşik Kelimeler: sarıağı, sarıağız, sarıasma, sarıbalık, sarı benek, sarı bez, sarıçalı, sarıçam, Sarıçam, sarı çıyan, sarıçiçek, sarıçiğdem, sarıdiken, sarıerik, sarıfiğ, sarıgöz, sarıhalile, sarıhani, sarıhumma, sarı ırk, sarıkanat, sarı kart, sarıkız, sarıkuyruk, sarı lira, sarı nokta, sarıpapatya, sarısabır, sarısalkım, sarı sendika, sarı sıcak, sarı yağ, sarı yağız, sarıyonca, sarızambak, açık sarı, kara sarı, kirli sarı, koyu sarı, altın sarısı, atasarısı, civciv sarısı, Hint sarısı, limon sarısı, saman sarısı, yumurta sarısı

SILA (Kelime Kökeni: Arapça ṣila)

[isim]

  • Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşma
  • Gurbetteki bir kimse için doğup büyüdüğü ve özlediği yer

    Bakarım bakarım sılam görünmez / Ara yerde yıkılası dağlar var - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıla etmek
  • sılaya gitmek

Birleşik Kelimeler: sıla hastalığı, sıla özlemi, sıla sıygası, sılayırahim, daüssıla

SIRA

[isim]

  • Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi

    Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bu biçimdeki topluluğun durumu

    Sırayı bozmayın.

  • Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu

    Boy sırası. Yaş sırası.

  • Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman

    Bu sırada yan odadan sesler gelmeye başlamıştı. - İhsan Oktay Anar

  • Nöbet

    Dalış sırası gene gelinceye dek o koca süngerden başka bir konudan söz etmedi. - Halikarnas Balıkçısı

  • Tahtadan oturak

    Oturacak yerler tahta sıralardan olur. - Salâh Birsel

  • Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılan mobilya
  • Düzen

    Sıraya girmek. Sıraya dizilmek.

  • Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve `ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde` anlamlarında kullanılan bir söz

    Ardı sıra gelmek. Arkası sıra koşmak. Önü sıra gitmek. Yanı sıra yürümek.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıra (veya sırasını) savmak
  • sıra olmak
  • sırası düşmek
  • sırası gelmek
  • sırası gelmişken
  • sırasına getirmek
  • sırasına göre
  • sırasını kaybetmek
  • sıraya dizmek
  • sıraya koymak

Birleşik Kelimeler: sıradağ, sıra dayağı, sıra dışı, sıra gecesi, sıra işi, sıra makinesi, sıra malı, sıra saygı, sıra sayı sıfatı, aklı sıra, ara sıra, ardı sıra, arkası sıra, bir sıra, keyfi sıra, önü sıra, peşi sıra, sırtı sıra, yanı sıra, o sırada, abece sırası, alfabe sırası, aşama sırası, söz sırası, tam sırası

ADLI

[sıfat]

  • ... adını taşıyan, isimli

    Geçen gün 'Kayıp Mektup' adlı oyunu ikinci kez gördüm. - Nazım Hikmet

  • Ünlü, isimli

Birleşik Kelimeler: adlı adıyla, adlı sanlı, eş adlı

ADIL

[isim]

[dil bilgisi]

  • Zamir

ALDI

[halk ağzında]

  • `söylemeye başladı` anlamında kullanılan bir söz

    Aldı Kerem. Aldı Köroğlu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al (veya alın) ...
  • alaşağı etmek
  • al aşağı vur yukarı
  • al benden de o kadar
  • al birini, vur ötekine (veya birine)
  • aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
  • aldı sazı eline
  • al gülüm ver gülüm
  • alıp başını gitmek
  • alıp götürmek
  • alıp satmaz görünmek
  • alıp sattığı olmamak
  • alıp vereceği olmamak
  • alıp verememek
  • alıp vermek
  • alıp yürümek
  • al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun)
  • almadan vermek Allah'a mahsus
  • almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
  • al malın iyisini, çekme kaygısını
  • alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste
  • al sana bir ... daha
  • al takke ver külah

DARI

[isim]

[bitki bilimi]

  • Buğdaygillerden, kuraklığa dayanıklı bir bitki, akdarı (Panicum miliaceum)
  • Bu bitkinin buğday yerine besin olarak kullanılan tohumu

[halk ağzında]

  • Mısır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • darısı ... başına (veya darısı başına)
  • darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz

Birleşik Kelimeler: akdarı, ballıdarı, cin darısı, Hint darısı, karaca darısı, süpürge darısı

ISIL

[sıfat]

[fizik]

  • Isı ile, sıcaklıkla ilgili, termik

Birleşik Kelimeler: ısıl işlem

ARIZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿāriż)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Sonradan ortaya çıkan
  • Bulaşmış, musallat olmuş

    Zengin çocuklarına arız münasebetsizlikler, fakir çocuklarına mahsus fenalıklardan aşağı kalmıyor. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arız olmak

ARIŞ (Kelime Kökeni: Farsça erş, ereş)

[isim]

[eskimiş]

  • Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü

[isim]

[halk ağzında]

  • Çözgü

ALIŞ

[isim]

  • Alma işi

Birleşik Kelimeler: alış fiyatı, alışveriş, efektif alış