ALAVERECİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ALAVERECİ harflerini içeren 4 harfli 42 kelime bulunuyor. 4 harfli ALAVERECİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "alavereci ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde Alavereci olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

EVCİ13, EVCE13, VECA13, AVAL10, AVAR10, ALEV10, EVRE10, EVLİ10, EVLA10, LİVA10, LAVA10, LEVA10, REVA10, VELİ10, VERE10, VERİ10, VİRA10, VALE10, VALİ10, ACAR7, ACİL7, ERCE7, ECİR7, ECEL7, ELCİ7, İRCA7, İCRA7, İCAR7, İLCA7, LİCE7, RACA7, RİCA7, RACİ7, CİLA7, CALİ7, CARİ7, CELİ7, AİLE4, ERİL4, İARE4, LİRA4, REEL4

AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

  • Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü

    Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum. - Nazım Hikmet

  • Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü

[halk ağzında]

  • Eş, karı
  • Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
  • Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile

ERİL

[sıfat]

[dil bilgisi]

  • Bazı dillerde erkek cinsten sayılan (kelime), müzekker

İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa

  • Eğreti verme, ödünç verme

LİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca lira)

[isim]

  • Yüz kuruş değerinde Türk para birimi, teklik

    Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı. - Refik Halit Karay

  • Bazı ülkelerin para birimi

    Mısır lirası. Suriye lirası.

[eskimiş]

  • Yedi gram ağırlığında altın sikke, liralık, sarı lira

Birleşik Kelimeler: ata lira, sarı lira

REEL (Kelime Kökeni: Fransızca réel)

[sıfat]

  • Gerçek

ACAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿacar)

[sıfat]

  • Atılgan
  • Güçlü ve becerikli, çevik, enerjik

    Bunlar yarının kadın hakları savunucuları, acar avukatları olacak soydandırlar. - Haldun Taner

[halk ağzında]

  • Yeni

[isim]

  • Güneybatı Kafkasya'nın Türkiye sınırına yakın bölgesinde yaşayan bir halk, Acara

ACİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿācil)

[sıfat]

  • Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel

    Mühim hadiselerin yanı sıra, acil durumların da şaşmaz adresiydi Celâl. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acil şifalar dilemek

Birleşik Kelimeler: acil ihtiyaç kredisi, acil servis

ERCE

[zarf]

  • Er gibi, ere yakışır bir biçimde

    Şu değişik hâllerin hepsinden erce, erkekçe istifade etmelidir. - Ahmet Midhat

[zarf]

  • Erken, erken olarak

ECİR (Kelime Kökeni: Arapça ecr)

[isim]

[eskimiş]

  • Sevap

    Bu sabrın ecri büyüktür. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Ücret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecir sabır dilemek

ECEL (Kelime Kökeni: Arapça ecel)

[isim]

  • Hayatın sonu, ölüm zamanı

    Vaktinize hazır olun / Ecel vardır gelir bir gün - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecel aman verirse
  • ecele çare bulunmaz
  • ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane
  • eceli gelen (veya yaklaşan) köpek cami (veya mescit) duvarına (veya avlusuna) siyer (veya işer)
  • eceli gelmek
  • eceline susamak
  • eceliyle ölmek

Birleşik Kelimeler: ecel beşiği, ecel şerbeti, ecel teri

ELCİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Bazı yörelerde mevsimlik tarım işçisi toplayıp işçi ile işveren arasında aracılık yapan kimse

    Elci, sen akran, iyi bir oğlan bize avans verecek. - Orhan Kemal

İRCA (Kelime Kökeni: Arapça ircāʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Eski biçimine sokma, çevirme
  • Döndürme

[kimya]

[matematik]

  • İndirgeme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irca etmek

İCRA (Kelime Kökeni: Arapça icrāʾ)

[isim]

[müzik]

  • Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme

[hukuk]

  • Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme

    İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır. - Burhan Felek

[hukuk]

  • Adliyenin bu işle görevli dairesi

[eskimiş]

  • Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • icra etmek
  • icraya vermek

Birleşik Kelimeler: icra kuvveti, icra vekili, tehiriicra

İCAR (Kelime Kökeni: Arapça īcār)

[isim]

[eskimiş]

  • Kira

Ata Sözleri ve Deyimler

  • icara vermek

İLCA (Kelime Kökeni: Arapça ilcāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Zorlama, zorunda bırakma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilca etmek