[zarf]

[eskimiş]

• Genel olarak

[isim]

• Yükseklikölçer

[isim]

• Konya iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Allame olma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

• allamelik taslamak

[zarf]

• Çabucak

  Kemeraltı'ndan alelacele, beyaz üstüne koyu lacivert puanlı bir gecelik almıştım. - Nazlı Eray

[isim]

• İşlemeli kadın şalvarı

• Altın sırma veya kılaptanla işlenmiş çizgili ipek kumaş

• Bu cins kumaşların üstünde bulunan sırma işlemeli yollar

• Sarıkların üstüne sarılan sırma şerit

[-i]

• Anlayarak kabul etmek

• Alıntı yapmak

  Halk sanatçısı olduğuna inandığım bu aktörden alımladığımı özetlemeye çalışacağım. - Selim İleri

[-i]

[nesnesiz]

• Alma ihtimali veya imkânı bulunmak

  Mamafih arada bir ufak tefek işleri de kendi hesabıma alabiliyorum. - Nazım Hikmet

• Almaya gücü yetmek

• Alma becerisi bulunmak

[sıfat]

[argo]

• Acayip, tuhaf

  Sonra da sofraya alengirli bir semizotu yemeği getirir. - Salâh Birsel

• Hoş

• Karmaşık

[isim]

• Âlemci olma durumu

[isim]

• Alemcinin yaptığı iş

[-e]

[-i]

• Alma işini başkasına yaptırmak

  Yarın bizim hanımı çarşıya yollatır, aldırtırım gerekenleri. - Ayla Kutlu

[isim]

• Aldatılmak işi

[-i]

• Alçak duruma getirmek

  Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

• Değerini azaltmak

  Sözleriyle kendini alçalttı.

[isim]

• Alazlanmak işi

[-i]

[halk ağzında]

• Bir şeyin yüzünü alevden geçirmek, aleve tutmak

• Sızlatmak, yakmak, acı vermek

  İspirto tatlı bir hararetle midesini alazladı. - Refik Halit Karay