[isim]

[kimya]

• Özellikleri ile alkalileri andıran organik madde

[nesnesiz]

• Allama işi yapılmak

Ata Sözleri ve Deyimler

• allanıp pullanmak

[-i]

[mantık]

• Özel diye alınan bir şeye, genel bir kavramın altında yer vermek

[sıfat]

• Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı

  Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var. - Ayla Kutlu

• Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse)

[isim]

• Alaturka saat

  Biz alaturka 10 sularında mektepten çıkardık. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

• Düzensiz, yöntemsiz

  Alaturka çalışma.

[-i]

• Gizlemek

  Fabrikayı uçaklardan gelebilecek tehlikelere karşı alaladılar.

[isim]

[eskimiş]

• Açıklık

[sıfat]

• Alımlı

  Siz daha albenilisiniz. - Nazım Hikmet

[sıfat]

• İlgili

Ata Sözleri ve Deyimler

• alakadar etmek
• alakadar olmak

[isim]

[halk ağzında]

• Lohusalara musallat olarak onları boğduğuna inanılan görüntü, çarşamba karısı

[isim]

[kimya]

• Kök boyası

[isim]

• Közlenmiş patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılan bir yemek türü

[isim]

• Alımlamak işi

[zarf]

[eskimiş]

• Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde

  Şimdi bunları bırak da bir defa alelusul kardeşine söyle. - Halit Fahri Ozansoy

• Âdet yerini bulsun diye

[-i]

• Beklenmedik bir davranışla yanıltmak

  Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi. - Cemil Meriç

• Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak

  Üç defadır bu yezit beni aldatıyor. - Burhan Felek

• Birine verilen sözü tutmamak

  Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi.

• Yalan söylemek

• Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek

  Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor. - Yahya Kemal Beyatlı

• Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek

  Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır. - Peyami Safa

• Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek

• Oyalamak, avutmak

[isim]

• Altayistik ile uğraşan kimse