AKŞAMSEFASI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

AKŞAMSEFASI harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli AKŞAMSEFASI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞAFAK14, FASIK13, FASKA12, KAFES12, SAKAF12, KAMIŞ10, AŞAMA9, AŞMAK9, AKŞAM9, KISMA8, KISSA8, KISAS8, KASIM8, SISKA8, SIMAK8, SIKMA8, SAMSA8, SAKSI8, ASMAK7, AKSAM7, KASMA7, KASEM7, MAKAS7, MASKE7

ASMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak

    Lambayı tam pencerenin karşısına astı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Üzerine takınmak, kuşanmak

[-i]

  • Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
  • Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek

    Ben inek için oymalarımı bıraktım, dikiş makinesini tamir etmedim, mektebi astım. - Nazım Hikmet

  • Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıp kesmek
  • astığı astık, kestiği kestik

AKSAM (Kelime Kökeni: Arapça aḳsām)

[isim]

  • Kısımlar

KASMA

[isim]

  • Kasmak işi

KASEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳasem)

[isim]

[eskimiş]

  • Ant

    Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar... - Sermet Muhtar Alus

Birleşik Kelimeler: yemin kasem

MAKAS (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ)

[isim]

  • Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı

    Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını. - Necati Cumalı

  • Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet
  • Birbirini kesen demir yolu kavşağı
  • Bazı araçlarda üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yay
  • Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi
  • Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı

[mecaz]

  • Çalma, kırpma

[mimarlık]

  • Dirsek

[denizcilik]

  • Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni

[hayvan bilimi]

  • Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç

[spor]

  • Su topunda iki ayağın teker teker yarım daire biçiminde çevrilmesiyle yapılan bir hareket

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makas almak
  • makas değiştirmek
  • makas vurmak

Birleşik Kelimeler: makas hakkı, makas payı, bahçe makası, çember makası, sürfile makası, tırnak makası

MASKE (Kelime Kökeni: Fransızca masqué)

[isim]

  • Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
  • Korunmak için özel olarak yapılıp yüze geçirilen şey

    Gaz maskesi.

  • Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. şeyler

[mecaz]

  • Gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen aldatıcı görünüş, davranış

    Hayırseverlik maskesiyle kendi çıkarını yürütüyor.

[ruh bilimi]

  • Kişinin oynadığı rol veya hem kendisine hem de çevresine karşı takındığı davranış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maskesi düşmek
  • maskesini atmak
  • maskesini düşürmek (veya kaldırmak)

Birleşik Kelimeler: gaz maskesi, karnaval maskesi, toz maskesi

KISMA

[isim]

  • Kısmak işi

Birleşik Kelimeler: kısma ad

KISSA (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṣṣa)

[isim]

[eskimiş]

  • Ders çıkarılması gereken anlatı, olay

    Babam, beni ve kız kardeşimi yanına çağırıp birtakım mucize ve keramet kıssaları anlatmayı da severdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: kıssadan hisse

KISAS (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṣāṣ)

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü kendisine aynı biçimde uygulayarak cezalandırma

    Orada âdeta kısas kaidesi hükümfermadır, öldüren ölüme yollanır. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kısas etmek

Birleşik Kelimeler: kısasa kısas

[isim]

[eskimiş]

  • Kıssalar, hikâyeler, öyküler

KASIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāsim)

[isim]

  • Yılın on birinci ayı, son teşrin, teşrinisani
  • Kışın başlangıcı sayılan 8 Kasım günü başlayıp Hıdırellez'in ilk günü olan 6 Mayıs'a kadar altı ay süren dönem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasımdan on gün evvel ek, on gün sonra ekme

Birleşik Kelimeler: kasımpatı

SISKA

[sıfat]

  • Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık

    Bodrum katında kalan sıska oğlanın salonunun tam üstüne denk düşüyordu odası. - Elif Şafak

[eskimiş]

  • Karın boşluğuna su dolmuş olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıska olmak
  • sıskası çıkmak

SIMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Kırmak, bozmak
  • Yenmek, mağlup etmek

SIKMA

[isim]

  • Sıkmak işi

    Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir tür pantolon veya şalvar
  • Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp sıkılmasıyla elde edilen malzemeyi un, tuz ve suyla yoğurup hamur durumuna getirdikten sonra arasına kavrulmuş soğan, peynir konularak pişirilen bir yemek

[sıfat]

  • Sımsıkı bağlanmış

    Sırtına giymiş sıkma sayayı / Yedeğine almış ağca mayayı - Halk türküsü

[sıfat]

  • Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli (portakal)

[halk ağzında]

  • Dar bir tür kadın yeleği

Birleşik Kelimeler: sıkma baş, sıkma köfte

SAMSA

[isim]

  • Baklavaya benzeyen bir tür hamur tatlısı

SAKSI

[isim]

  • Pişmiş toprak, plastik vb.nden yapılan, çiçek yetiştirmekte kullanılan kap

    Yaz kış yeşil, bir saksı ıtır pencerede. - Ahmet Muhip Dranas

[argo]

  • Baş, kafa

Birleşik Kelimeler: saksıgüzeli, saksı toprağı