AKUZATİF Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

AKUZATİF harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli AKUZATİF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FAİZ13, ZAAF13, ZİFT13, FUTA11, KUFİ11, UFAK11, UFKİ11, AFAK10, AFAT10, FAİK10, İTFA10, İFTA10, KAFA10, KAFİ10, UZAK8, AZAT7, AZİT7, İKAZ7, KAZA7, ZATİ7, ZAİT7, AKUT5, ATAK4, ATİK4, AKİT4, İKTA4, KATİ4, TAKA4

ATAK

[sıfat]

  • Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr

    Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çevik, hareketli

[halk ağzında]

  • Geveze

[isim]

[tıp]

  • Aniden başlayan hastalık nöbeti

[isim]

  • Atılım
  • Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın

[spor]

  • Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak

ATİK

[sıfat]

  • Çabuk davranan, çevik

Birleşik Kelimeler: atik tetik

[sıfat]

[eskimiş]

  • Eski, eski zamanla ilgili

Birleşik Kelimeler: Ahd-i Atik

ÂKİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳid)

[sıfat]

  • Bağıtçı

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Sözleşme
  • Nikâh

Birleşik Kelimeler: akit vaadi, akdetmek, evlilik akdi, hizmet akdi, iş akdi

İKTA (Kelime Kökeni: Arapça ıḳṭāʿ)

[isim]

[tarih]

  • Bir kişinin mülkiyetinde olmayıp devlete ait olan toprakların vergilerinin veya gelirlerinin asker veya sivil erkâna hizmet ve maaşlarına karşılık verilmesi

KATİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭʿī)

[sıfat]

  • Kesin

    Cem dayattı ve bu rolü asla kabul etmeyeceğini kati bir dille bildirdi. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: kati teminat

TAKA

[isim]

[denizcilik]

  • Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi

    Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım. - Ercüment Ekrem Talu

[mecaz]

  • Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz

AKUT (Kelime Kökeni: Almanca akut)

[sıfat]

[tıp]

  • İveğen

AZAT (Kelime Kökeni: Farsça āzād)

[isim]

  • Serbest bırakma

[eskimiş]

  • Okullarda paydos

[sıfat]

  • Serbest bırakılmış olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azat etmek (veya eylemek)
  • azat olmak

Birleşik Kelimeler: akşam azadı

AZİT (Kelime Kökeni: Fransızca azide)

[isim]

[kimya]

  • Azothidrik asit HN3 teki hidrojenin yerine bir kökün geçmesi ile türeyen birleşikler

İKAZ (Kelime Kökeni: Arapça īḳāẓ)

[isim]

  • Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih

[eskimiş]

  • Uyandırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikaz etmek

Birleşik Kelimeler: ikaz lambası, ikaz yeleği

KAZA (Kelime Kökeni: Arapça ḳażāʾ)

[isim]

  • İstem dışı veya umulmayan bir olay dolayısıyla bir kimsenin, bir nesnenin veya bir aracın zarara uğraması
  • İlçe, kaymakamlık

    Muharebe, bütün yollarda, kazalarda, her yerde âdeta neşe veren bir tesir hasıl etmişti. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[din bilgisi]

  • Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme

[eskimiş]

[hukuk]

  • Yargı

[eskimiş]

  • Kadılık görevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaza atlatmak
  • kaza etmek
  • kaza geçirmek
  • kaza geliyorum demez
  • kaza ile
  • kazaya bırakmak
  • kazaya kalmak
  • kazaya rıza göstermek
  • kazaya uğramak

Birleşik Kelimeler: kaza dairesi, kaza kurşunu, ferdî kaza sigortası, görünmez kaza, zincirleme kaza, iş kazası, tren kazası

ZATİ

[zarf]

  • Zaten

    Ben zati çarpılmışım, beni bırak da söyle bakalım, nasıl gideceksin dağın tepesindeki köye? - Ayşe Kulin

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kendine özgü, kişiye ilişkin, kişisel, özel

    Zatî eşya.

[felsefe]

  • Özünlü

ZAİT (Kelime Kökeni: Arapça zāʾid)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çoğaltan, artıran
  • Gereksiz, fazla

    Canım bu kadar yeter, fazlası zait. - Sermet Muhtar Alus

[isim]

[matematik]

  • Artı (+)

UZAK

[sıfat]

  • Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı

    Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu. - Peyami Safa

  • Arada çok zaman bulunan

    Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez.

  • Eli, gücü veya hükmü yetişmez

    O böyle işlerden pek uzaktır.

  • İhtimali az olan

    Sevgililerin birbirine kavuşması gerçekleşmeyecek bir uzak umut olarak gözükür. - Metin And

  • Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan

    Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz. - Peyami Safa

[isim]

  • Yakın olmayan yer

    Fazla uzağa gitme.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uzağı görmek
  • uzak durmak
  • uzak düşmek
  • uzak kalmak
  • uzaklara gitmek
  • uzak tutmak

Birleşik Kelimeler: uzak akraba, uzak ara, uzak benzeşme, uzak benzeşmezlik, Uzak Doğu, uzak göçüşme, uzak görüş, uzak metatez, uzak yol kaptanı, yedi gömlek uzak

AFAK (Kelime Kökeni: Arapça āfāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Ufuklar

    Garp'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar / Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var - Mehmet Akif Ersoy