AKSEPTANS Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
AKSEPTANS harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli AKSEPTANS kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ESPAS11,
ANKET (Kelime Kökeni: Fransızca enquête)
-
Sormaca
Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir! - Behçet Necatigil
Ata Sözleri ve Deyimler
- anket yapmak
KANAT
-
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta - Halit Fahri Ozansoy
- Balıklarda yüzgeç
- Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
-
Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı
Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Yan, taraf
Perde kanadı.
-
Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri
Partinin sol kanadı.
-
Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol
Yel değirmeni kanadı.
Pervane kanadı.
- Angıç
-
Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah
Ordunun sağ kanadı.
- Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- kanadı altına almak
- kanat açmak
- kanat alıştırmak
- kanat çırpmak
- kanat germek
Birleşik Kelimeler: çakırkanat, kın kanat, kızılkanat, sağ kanat, sarıkanat, yelkenkanat, burun kanadı, kazkanadı, kuşkanadı, pencere kanadı
ASKAT
-
Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri
Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.
AKSAN (Kelime Kökeni: Fransızca accent)
-
Bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği
Sesi tok, aksanı düzgündü. - Necip Fazıl Kısakürek
- Vurgu
Birleşik Kelimeler: aksanı bozuk
KASET (Kelime Kökeni: Fransızca cassette)
- İçinde, görüntü ve seslerin kaydedildiği, gerektiğinde yeniden kullanılmasını sağlayan bir manyetik şeridin bulunduğu küçük kutu
Birleşik Kelimeler: kasetçalar, manyetik kaset, videokaset
KESAT (Kelime Kökeni: Arapça kesād)
-
Alışverişte durgunluk
Bugünlerde alışveriş de kesat. - Nabizade Nâzım
- Yokluk, kıtlık
SANAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣanʿat)
-
Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık
Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. - Tarık Buğra
-
Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım
İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu. - Asaf Halet Çelebi
-
Bir şey yapmada gösterilen ustalık
Konuşma sanatı.
-
Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü
Askerlik sanatı.
- Zanaat
Birleşik Kelimeler: sanat adamı, sanat danışmanı, sanat dünyası, sanat enstitüsü, sanat eri, sanat eseri, sanatevi, sanat filmi, sanat okulu, sanatsever, abstre sanat, betili sanat, betisiz sanat, edebî sanat, figüratif sanat, Gotik sanat, güdümlü sanat, soyut sanat, tezyinî sanat, yedinci sanat, güzel yazı sanatı, tahnit sanatı, temaşa sanatı, görsel sanatlar, grafik sanatları, güzel sanatlar, plastik sanatlar, el sanatları, sahne sanatları, süsleme sanatları
SATEN (Kelime Kökeni: Fransızca satin)
- Atlas (I)
-
Parlak, pamuklu kumaş
Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin
- Bu kumaştan yapılmış
SAKAT (Kelime Kökeni: Arapça saḳaṭ)
-
Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü
Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bozuk veya eksik
Sakat bir anlatım.
Sakat bir iş.
Ata Sözleri ve Deyimler
- sakata gelmek
- sakat olmak
TAKSA (Kelime Kökeni: Latince)
- Pulu yapıştırılmadan veya eksik yapıştırılarak gönderilen mektup için alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti
Birleşik Kelimeler: taksa pulu
TAKAS (Kelime Kökeni: Arapça taḳāṣṣ)
- Değişim
- İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi
Ata Sözleri ve Deyimler
- takas etmek
- takas tukas etmek
ESANS (Kelime Kökeni: Fransızca essence)
-
Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı
Buğday kokusu, ekmek kokusu gibi toprak kokusu da en nefis esanslardan daha asil bir mahiyet taşıyor. - İbrahim Alâeddin Gövsa
Birleşik Kelimeler: limon esansı
SEANS (Kelime Kökeni: Fransızca séance)
-
Bir işin yapılmasına ayrılan çalışma süresi, oturum
Bütün bunlar görünürde pazarlama taktiği ama aslında bir acındırma, kandırma seansı idi. - Üstün Dökmen
-
Bazı tedavi yöntemlerinin uygulanması için ayrılan süre
Bir yıl boyunca psikiyatri seanslarının parasını ödeyecek. - Ayşe Kulin
-
Gösterim
Bu şipşirin sinemanın perşembe gündüz seanslarını severim. - Nazım Hikmet
KAPAN
- Bazı hayvanları yakalamak için kullanılan, hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak
- Düzen, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- kapana düşmek (veya girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
- kapana düşürmek (veya kıstırmak)
- kapana sıkıştırmak
- kapan kurmak
Birleşik Kelimeler: kurt kapanı, yağmur kapanı
- Pazara satılmak üzere gelen yiyecek maddelerinin tartıldığı resmî büyük kantar ve bu kantarın bulunduğu yer
PATAK
- Dayak, kötek