AKORTSUZLUK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

AKORTSUZLUK harflerini içeren 6 harfli 34 kelime bulunuyor. 6 harfli AKORTSUZLUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KOLSUZ12, KUTSUZ12, ARZULU11, AZOTLU11, KOZLUK11, OTUZAR11, TUZLUK11, TOZLUK11, ZORLUK11, LAKTOZ10, OSURUK10, SOKULU10, TUZLAK10, KOKULU9, RUSLUK9, STORLU9, USTURA9, KOLTUK8, KORKUT8, KORLUK8, KOSTAK8, KUTSAL8, KURSAK8, KURTLU8, KASTOR8, LOSTRA8, OTURAK8, OKTRUA8, TOKLUK8, TORLUK8, KOKART7, KARLUK7, KARTUK7, TORLAK7

KOKART (Kelime Kökeni: Fransızca cocarde)

[isim]

[askerlik]

  • Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret
  • Belli bir topluluğa özgü olan işaret

KARLUK

[isim]

[tarih]

  • Eski Türk boylarından biri

KARTUK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük tarla tarağı

TORLAK

[sıfat]

  • Genç, toy
  • Henüz evcilleşmemiş, alışmamış (hergele)

[isim]

  • Derviş

KOLTUK

[isim]

  • Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer

    Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. - Halide Edip Adıvar

  • Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye

    Ta yan beline kadar gömüldüğü koltuğunun içinden ileriye doğru uzandı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni

    Babamız, annemizi gelin geldiği ilk gün şu merdivenin alt başında karşılamış, koltuk yapılmıştı. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Yapıcılıkta yan destek

[denizcilik]

  • Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip

[mecaz]

  • Koltuklama veya koltuklanma

    O koltuktan hoşlanmaz.

[mecaz]

  • Kayırma, destek

    Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez.

[mecaz]

  • Yüksek mevki, makam

    Koltuk kavgası.

[argo]

  • Genelev

    Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[halk ağzında]

  • Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler

[eskimiş]

  • Kenar, tenha yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koltuğa girmek
  • koltuğu doldurmak
  • koltuğuna girmek
  • koltuğunun altına sığınmak
  • koltuk çıkmak
  • koltukları kabarmak
  • koltukta olmak
  • koltuk vermek

Birleşik Kelimeler: koltuk altı, koltukbaşı, koltuk değneği, koltuk düşkünü, koltuk gözü, koltuk kapısı, koltuk kavgası, koltuk meyhanesi, koltuk takımı, lüks koltuk, tekerlekli koltuk, yatar koltuk, berber koltuğu, dişçi koltuğu, köşe koltuğu, şoför koltuğu

KORKUT

[isim]

  • Muş iline bağlı ilçelerden biri

KORLUK

[isim]

  • Kor olma durumu

[halk ağzında]

  • Mangal

Birleşik Kelimeler: akkorluk

KOSTAK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Zarif, kibar, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı

    Boşa kostaklanma kostak değilsin karam - Halk türküsü

  • Yiğit, kabadayı, yürekli

KUTSAL

[sıfat]

[din bilgisi]

  • Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes
  • Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes, lahut

    Aşkın kutsal tarafına inanmamı sarhoşluk belirtisi diye yorumladım. - Halide Edip Adıvar

  • Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen

    Demokraside, insanın en doğal, en kutsal hakları bir pazarlık konusu olur. - Necati Cumalı

[felsefe]

  • Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan

Birleşik Kelimeler: dış kutsal

KURSAK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin organ

[hayvan bilimi]

  • Böceklerin ve solucanların sindirim kanallarında bulunan, kuşların kursağına benzeyen yapı
  • Kuş kursağı şişirilip kurutularak yapılan veya ona benzetilen şişkin şey

    Düdüğün kursağı patlamış.

[halk ağzında]

  • Boğaz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kursağında kalmak

KURTLU

[sıfat]

  • İçinde kurt bulunan, kurtlanmış

    Bunlar düşmüş, buruşmuş, iyi değil, kurtludurlar. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Yerinde rahat duramayan, sürekli kıpırdanan (kimse)

KASTOR (Kelime Kökeni: Fransızca castor)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kunduz
  • Kunduz kürkü

[sıfat]

  • Bu kürkten yapılmış

LOSTRA (Kelime Kökeni: İtalyanca lustra)

[isim]

  • Ayakkabı boyama

Birleşik Kelimeler: lostra salonu

OTURAK

[isim]

  • Oturulacak yer veya şey
  • Alçak iskemle

    Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı. - Ayla Kutlu

  • Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
  • Ördek
  • İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
  • Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm

[sıfat]

  • Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm

[denizcilik]

  • Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta

Birleşik Kelimeler: oturak âlemi, oturak kündesi

OKTRUA (Kelime Kökeni: Fransızca octroi)

[isim]

[eskimiş]

  • Şehre giren şeylerden alınan vergi