AKORTSUZLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

AKORTSUZLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 79 kelime bulunuyor. 8 harfli AKORTSUZLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

TOZLAŞMA16, UZLAŞMAK16, ZORLAŞMA16, SOKUŞMAK15, SORUŞMAK15, AKORTSUZ14, KOŞTURMA14, KOŞULMAK14, RUSLAŞMA14, TOKUŞMAK14, TOSLAŞMA14, UZAKSAMA14, ARZULAMA13, AZOTLAMA13, KOKLAŞMA13, KUŞATMAK13, KORLAŞMA13, KALAMAZO13, KASLAŞMA13, MATRUŞKA13, OKŞATMAK13, SAKKAROZ13, SATAŞMAK13, ŞUTLAMAK13, ŞORLAMAK13, TUŞLAMAK13, TUZLAMAK13, TOZARMAK13, URLAŞMAK13, ZORLAMAK13, AZALTMAK12, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, KARTALOŞ12, KARTALOZ12, SOKTURMA12, SOKULMAK12, SOLUTMAK12, SORUTMAK12, SORULMAK12, ŞAKLATMA12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARTLAMA12, ŞARLAMAK12, TARLAKOZ12, TAŞLAMAK12, KORKULMA11, KURAMSAL11, KUTSAMAK11, KORKUTMA11, ORSALAMA11, SULATMAK11, STOKLAMA11, SALAMURA11, TOSLAMAK11, AKSATMAK10, KOKLATMA10, KUTLAMAK10, KOTARMAK10, KOTLAMAK10, KASATURA10, MAKASKAR10, MAKASTAR10, OTALAMAK10, ORTALAMA10, OKKALAMA10, RASTLAMA10, SAKLATMA10, SAKLAMAK10, TURLAMAK10, TURALAMA10, TASLAMAK10, AKTARMAK9, ALATURKA9, KALASTRA9, KARLAMAK9, KARTALMA9, KATLAMAK9

AKTARMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek

[-i]

  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
  • Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
  • Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
  • İletmek, bildirmek

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner

  • Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
  • Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak

[-i]

  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak

[-i]

[edebiyat]

  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]

  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak

[edebiyat]

  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]

  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak

[teknik]

  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

ALATURKA (Kelime Kökeni: İtalyanca alla turca)

[sıfat]

  • Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı

    Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var. - Ayla Kutlu

  • Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse)

[isim]

  • Alaturka saat

    Biz alaturka 10 sularında mektepten çıkardık. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Düzensiz, yöntemsiz

    Alaturka çalışma.

Birleşik Kelimeler: alaturka müzik, alaturka saat, alaturka tuvalet

KALASTRA (Kelime Kökeni: İtalyanca calastra)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde cankurtaran filikalarını oturtmak için güvertelere konulan sehpa

KARLAMAK

[nesnesiz]

  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet

KARTALMA

[isim]

  • Kartalmak işi

KATLAMAK

[-i]

  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Arttırarak çoğaltmak

    Parasını ikiye katladı.

AKSATMAK

[-i]

  • Bir işi gereği gibi yürütmemek

    Çalışmasını da aksatmamıştı üstelik. - Ayşe Kulin

KOKLATMA

[isim]

  • Koklatmak işi

KUTLAMAK

[-i]

  • Mutlu bir olaya sevinildiğini söz, yazı veya armağanla anlatmak, kutlulamak, tebrik etmek
  • Önemli bir olayın gerçekleşmesinin yıl dönümü dolayısıyla tören yapmak, tesit etmek

    Ben her sene 11 Mayıs'ta doğum günümü kutlarım. - Burhan Felek

KOTARMAK

[-i]

  • Pişen yemeği başka kaba boşaltmak

    İki kız kardeş güle söyleye sofralarını hazırlayıp yemeklerini kotardılar. - Memduh Şevket Esendal

  • Hazırlamak

[mecaz]

  • Bir işi tamamlamak, bitirmek

[mecaz]

  • Üstesinden gelmek

    Yeter ki o beni içeri sokabilsin ve ben bu röportajı kotarayım. - Ayşe Kulin

KOTLAMAK

[-i]

  • Bir harita veya taslaktaki miktarın kotlarını koymak, numaralamak

KASATURA (Kelime Kökeni: İtalyanca cacciatora)

[isim]

  • Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takılan veya bel kayışına asılı olarak taşınan bir bıçak türü

    Haydi yürü, dedikçe kasaturanın sırtını da yapıştırıyordu. - Etem İzzet Benice

MAKASKÂR (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ + Farsça -kār)

[isim]

[eskimiş]

  • Kâğıt oymacılığı ile uğraşan kimse, oymacı
  • Kesme ve oyma sanatı ile uğraşan kimse

MAKASTAR (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ + Farsça -dār)

[isim]

[eskimiş]

  • Kumaş biçen, prova yapan, parçaları patrona göre ayarlayan, iş dağıtımını yapan usta, makasçı

OTALAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Zehirlemek, ağılamak
  • Otamak