AKKORLAŞMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

AKKORLAŞMAK harflerini içeren 7 harfli 21 kelime bulunuyor. 7 harfli AKKORLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

OKŞAMAK12, ŞORLAMA12, AKLAŞMA11, KAŞLAMA11, KARMAŞA11, ŞAKRAMA11, ŞAKLAMA11, ŞARLAMA11, KARAKAŞ10, KOKLAMA9, KORKMAK9, OKLAMAK9, OKRAMAK9, AKLAMAK8, ALARMAK8, KARAKOL8, KARAMAK8, KALKMAK8, KALAMAR8, KARLAMA8, MALKARA8

AKLAMAK

[-i]

[hukuk]

  • Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek

    Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır. - Necati Cumalı

ALARMAK

[nesnesiz]

  • Kızarmak
  • Ala renkli duruma gelmek

KARAKOL

[isim]

  • Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı

    O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez. - Refik Halit Karay

[tarih]

  • Güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan polis, jandarma veya asker topluluğu, kol, kulluk, devriye

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karakola düşmek
  • karakol gezmek
  • karakol kurmak

Birleşik Kelimeler: karakol gemisi, karakol hattı, ileri karakol, jandarma karakolu, nizamiye karakolu, polis karakolu, sınır karakolu

KARAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Hor görmek

    Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme - Karacaoğlan

  • Karalamak, kara çalmak, lekelemek
  • Kötülemek, yermek

KALKMAK

[nesnesiz]

  • Gitmek üzere yerinden ayrılmak

    Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız.

[-den]

  • Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak

    Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. - Halit Ziya Uşaklıgil

[-den]

  • Uyanarak yataktan ayrılmak

    İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım. - Ömer Seyfettin

  • Yukarı doğru yükselmek

    Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar.

  • Taşıtlar yola çıkmak

    Tren saat onda kalktı.

[-den]

  • Uçmak, havalanmak

    Uçak pistten kalktı.

  • Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak

    Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta! - Osman Cemal Kaygılı

[-e]

  • Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak

    At, art ayakları üzerine kalktı.

  • Kabarmak, ayrılmak

    Masanın kaplaması kalktı.

  • Derlenip götürülmek

    Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal

  • Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek

    Hasta bir haftaya kadar kalkar.

  • Varlığı, hayatı son bulmak

    Halifelik kalktı.

[-den]

  • Yok olmak, artık bulunmamak

    Ortalıktan kar kalkınca gelebilirim.

[-e]

  • Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek

    Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı. - Necati Cumalı

  • Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak

    Yasanın bu maddesi kalktı.

  • Uygulanmaz olmak

    Sıkıyönetim kalktı.

  • Güncelliğini yitirmek

    Bu âdet çoktan kalktı.

[-e]

  • Bir durumdan başka bir duruma geçmek

    Dörtnala kalkmak.

    Tırısa kalkmak.

[-e]

[-den]

  • Başka yere gitmek, taşınmak

    O yıl çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı. - Necati Cumalı

[-e]

  • Ayakta beklemek

    Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkıp kalkıp oturmak

Birleşik Kelimeler: düşe kalka

KALAMAR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir tür mürekkep balığı (Loligo vulgaris)

KARLAMA

[isim]

  • Karlamak işi

MALKARA

[isim]

  • Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri

KOKLAMA

[isim]

  • Koklamak işi

KORKMAK

[nesnesiz]

  • Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak

    Karanlık yerde insan korkmaz mıydı? - Sait Faik Abasıyanık

  • Kaygı duymak, endişe etmek
  • Çekinmek, sakınmak, saygı duymak

    Sabaha karşı aşağı indi, aralık kapıdan korka korka babasına baktı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Yapamamak, cesaret edememek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kork Allah'tan korkmayandan
  • kork aprilin beşinden, öküzü ayırır eşinden
  • korktuğu başına gelmek
  • korktuğuna uğramak

OKLAMAK

[nesnesiz]

  • Ok gibi fırlamak

[-i]

  • Okla vurmak

OKRAMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek

KARAKAŞ

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Genellikle Güneydoğu Anadolu'da yetiştirilen, vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve tırnakları siyah, yağlı kuyruğunun uç kısmı fazla sarkık bir tür koyun

AKLAŞMA

[isim]

  • Aklaşmak durumu

KAŞLAMA

[isim]

  • Kaşlamak işi