AKADEMİCİLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

AKADEMİCİLİK harflerini içeren 6 harfli 32 kelime bulunuyor. 6 harfli AKADEMİCİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ADEMCİ12, MİDECİ12, DELİCİ11, DİLCİK11, DİKİCİ11, ALEMCİ10, DİLMEK9, DALMAK9, DEMLİK9, DİKMEK9, EDİMLİ9, İLKECİ9, KADİMİ9, KALECİ9, MİLADİ9, ADİLİK8, DAKİKA8, DİKLİK8, DİKİLİ8, İADELİ8, LİKİDE8, İKİLEM7, KİMLİK7, KALKMA7, KALMAK7, KEMLİK7, LİMAKİ7, MAAİLE7, MİKAİL7, MALİKİ7, MAKALE7, İKİLİK6

İKİLİK

[isim]

  • İki değişik kullanımı veya uygulaması olma durumu

    Yaz tarifesi, kış tarifesi diye bir ikilik de gerek değildir. - Nazım Hikmet

  • Birbirine kötülük etmeye kadar varan sürekli anlaşmazlık, tefrika

[sıfat]

  • İkisi bir arada, iki taneden oluşmuş, iki tane alabilen

    İkilik cezve.

[mecaz]

  • Görüş veya düşüncede ikiye bölünmüş olma durumu, anlaşmazlık

    Kasabanın tarihi, bir bakıma ikiliklerinin tarihiydi. - Necati Cumalı

[eskimiş]

  • İki kuruşluk gümüş akçe

[müzik]

  • Birlik notanın yarı süre değerindeki nota

Birleşik Kelimeler: kırkikilik, duyum ikiliği

İKİLEM

[isim]

[mantık]

  • İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı olan tasım, kıyasımukassem, dilemma
  • İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya usa vurma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikilemde kalmak
  • ikileme düşmek

KİMLİK

[isim]

  • Toplumsal bir varlık olarak insanın nasıl bir kimse olduğunu gösteren belirti, nitelik ve özelliklerin bütünü

    Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi. - Reha Mağden

  • Kişinin kim olduğunu tanıtan belge, kimlik belgesi, kimlik kartı, tanıtma kartı, hüviyet
  • Herhangi bir nesneyi belirlemeye yarayan özelliklerin bütünü

Birleşik Kelimeler: kimlik belgesi, kimlik kartı, millî kimlik, öğrenci kimliği

KALKMA

[isim]

  • Kalkmak işi

    Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar

KALMAK

[nesnesiz]

  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

  • Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak

    Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. - Osman Cemal Kaygılı

[-de]

  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]

  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Eğleşmek
  • Hayatını sürdürmek, yaşamak

    O aileden bir bu çocuk kaldı.

  • Varlığını korumak, sürdürmek

    Eniştemizin iptidai kalmış huyları da vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[-de]

  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

  • Sınıf geçmemek

    Çocukların içinde kalanlar da var geçenler de.

[-de]

  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]

  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]

  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]

  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]

  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]

  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

  • Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak

    Refika, valide, iki kerime kaldık mı biz iki bin kuruş tekaüt maaşına. - Haldun Taner

[-le]

  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]

  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

  • Herhangi bir durumu sürdürmek

[yardımcı fiil]

  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]

  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış

KEMLİK

[isim]

  • Kötülük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kemlik etmek

LİMAKİ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Ayakkabıcılıkta kullanılan küçük eğe

MAAİLE (Kelime Kökeni: Arapça maʿaʿāʾile)

[zarf]

[eskimiş]

  • Ailece, ev halkıyla birlikte

    Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden. - Nazım Hikmet

MİKÂİL (Kelime Kökeni: Arapça mīkāʾīl)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı buyruğu ile, insanların rızkını dağıtmakla ve doğa olaylarının gerçekleşmesini sağlamakla görevli melek

MALİKİ (Kelime Kökeni: Arapça mālikī)

[isim]

[din bilgisi]

  • İslamiyette dört Sünni mezhepten biri
  • Bu mezhepten olan kimse

MAKALE (Kelime Kökeni: Arapça maḳāle)

[isim]

  • Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı

Birleşik Kelimeler: başmakale

ADİLİK

[isim]

  • Bayağılık, düşüklük, aşağılık

DAKİKA (Kelime Kökeni: Arapça daḳīḳa)

[isim]

  • Bir saatlik zamanın altmışta biri

    Burada, kırk beş dakika kadar, elleri daima kelepçeli, bir koltukta bekleyiş veya bekletiliş. - Necip Fazıl Kısakürek

  • An, zaman

    Bundan sonra sizi her dakika arayacağım. - Cahit Uçuk

[matematik]

  • Bir derecenin altmışta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dakikası dakikasına uymamak

Birleşik Kelimeler: dakika başı, o dakika, son dakika, dakikası dakikasına

DİKLİK

[isim]

  • Dik olma durumu

Birleşik Kelimeler: başı diklik

DİKİLİ

[sıfat]

  • Dikilmiş olan

Birleşik Kelimeler: dikili taş

[isim]

  • İzmir iline bağlı ilçelerden biri