AKADEMİCİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

AKADEMİCİ harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli AKADEMİCİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Akademici ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Akademici olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ACEMİ9, EMCİK9, EMİCİ9, CAMİA9, AMADE8, DAİMİ8, DAİMA8, DAMAK8, DİKME8, DİKİM8, EKİCİ8, İDAME8, İKDAM8, KADEM8, KADİM8, MADİK8, AKİDE7, KAİDE7, AKEMİ6, İKAME6, KAİME6

AKEMİ

[isim]

  • İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)

[isim]

[eskimiş]

  • Yerine koyma, yerine kullanma
  • Ayağa kaldırma, ayakta durdurma
  • Ortaya koyma

[sıfat]

  • Yerine konulan, yerine geçen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikame etmek

Birleşik Kelimeler: ikame mal

KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)

[isim]

[eskimiş]

  • Buyruk, resmî kâğıt, ferman

    Mezat kaimesi.

  • Kâğıt para, kâğıt lira, kayme

    Atıf Bey cüzdanından çıkardığı bir reçeteyle bir beş liralık kaimeyi uzatarak... - Hüseyin Rahmi Gürpınar

AKİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīde)

[isim]

[din bilgisi]

  • İnanç

    Ahmet Bey, dedi, kim olduğunuzu, akidenizi, kasabada, köylerde ne gibi faaliyet gösterdiğinizi biliyorum. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akideyi bozmak (veya akidesi bozulmak)

Birleşik Kelimeler: akidesi bozuk

[isim]

  • Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri

    Ağızları ve elleri yaladıkları akideden kıpkırmızı bir hâlde geçiyorlardı. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: akide şekeri

KAİDE (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʿide)

[isim]

  • Kural

    Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. - Halit Ziya Uşaklıgil

  • Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık, duraç, taban, ayaklık

    Güneşten yanmamış tarafı fil dişi bir sütunun kaidesine benziyor. - Halide Edip Adıvar

[argo]

  • Kalça

Birleşik Kelimeler: ahenk kaidesi, paralel kaidesi

AMADE (Kelime Kökeni: Farsça āmāde)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hazır

DAİMÎ (Kelime Kökeni: Arapça dāʾimī)

[sıfat]

  • Sürekli

    Bununla beraber daimî mağlubiyetlerin acısıyla sarsılıyorduk. - Asaf Halet Çelebi

DAİMA (Kelime Kökeni: Arapça dāʾimā)

[zarf]

  • Her vakit, sürekli olarak

    Onu daima öper ve sefere çıkacakları zaman en sonra ona veda ederlerdi. - Necip Fazıl Kısakürek

DAMAK

[isim]

[anatomi]

  • Ağız boşluğunun tavanı

Birleşik Kelimeler: damak eteği, damak tadı, damak ünsüzü, art damak, diş-damak ünsüzü, diş eti-damak ünsüzü, ön damak, sert damak, yumuşak damak

DİKME

[isim]

  • Dikmek işi
  • Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden her biri

[mecaz]

  • Bir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk

[halk ağzında]

  • Ağaç, direk

[halk ağzında]

  • Fidan, yeni dikilmiş fidan

[denizcilik]

  • Yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna

[matematik]

  • Dikey olan doğru veya düzlem, amut

Birleşik Kelimeler: orta dikme

DİKİM

[isim]

  • Dikme işi
  • Bitki dikme işi

    Çalışmalar tam bir yıl önce iki düzine kadar akasya fidanının dikimiyle başlamıştır. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: dikimevi, dikimhane

EKİCİ

[isim]

  • Herhangi bir tarım ürününü üreten, tarımla uğraşan çiftçi

    Ekicinin ürünü değer fiyatına satın alınacaktır. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Birini uydurma bir sebeple bırakıp giden, atlatan kimse

İDAME (Kelime Kökeni: Arapça idāme)

[isim]

[eskimiş]

  • Sürdürme, devam ettirme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idame ettirmek

İKDAM (Kelime Kökeni: Arapça iḳdām)

[isim]

[eskimiş]

  • Gayretle çalışma, sürekli uğraşma

KADEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳadem)

[isim]

[eskimiş]

  • Ayak

[mecaz]

  • Uğur (I)

Birleşik Kelimeler: kademhane, sabitkadem