AKADEMİCİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
AKADEMİCİ harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli AKADEMİCİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Akademici ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Akademici olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ACEMİ9,
AKEMİ
- İki elemanlı mermer yapıştırıcısı
İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)
- Yerine koyma, yerine kullanma
- Ayağa kaldırma, ayakta durdurma
- Ortaya koyma
- Yerine konulan, yerine geçen
Ata Sözleri ve Deyimler
- ikame etmek
Birleşik Kelimeler: ikame mal
KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)
-
Buyruk, resmî kâğıt, ferman
Mezat kaimesi.
-
Kâğıt para, kâğıt lira, kayme
Atıf Bey cüzdanından çıkardığı bir reçeteyle bir beş liralık kaimeyi uzatarak... - Hüseyin Rahmi Gürpınar
AKİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīde)
-
İnanç
Ahmet Bey, dedi, kim olduğunuzu, akidenizi, kasabada, köylerde ne gibi faaliyet gösterdiğinizi biliyorum. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- akideyi bozmak (veya akidesi bozulmak)
Birleşik Kelimeler: akidesi bozuk
-
Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri
Ağızları ve elleri yaladıkları akideden kıpkırmızı bir hâlde geçiyorlardı. - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: akide şekeri
KAİDE (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʿide)
-
Kural
Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık, duraç, taban, ayaklık
Güneşten yanmamış tarafı fil dişi bir sütunun kaidesine benziyor. - Halide Edip Adıvar
- Kalça
Birleşik Kelimeler: ahenk kaidesi, paralel kaidesi
AMADE (Kelime Kökeni: Farsça āmāde)
- Hazır
DAİMÎ (Kelime Kökeni: Arapça dāʾimī)
-
Sürekli
Bununla beraber daimî mağlubiyetlerin acısıyla sarsılıyorduk. - Asaf Halet Çelebi
DAİMA (Kelime Kökeni: Arapça dāʾimā)
-
Her vakit, sürekli olarak
Onu daima öper ve sefere çıkacakları zaman en sonra ona veda ederlerdi. - Necip Fazıl Kısakürek
DAMAK
- Ağız boşluğunun tavanı
Birleşik Kelimeler: damak eteği, damak tadı, damak ünsüzü, art damak, diş-damak ünsüzü, diş eti-damak ünsüzü, ön damak, sert damak, yumuşak damak
DİKME
- Dikmek işi
- Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden her biri
- Bir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk
- Ağaç, direk
- Fidan, yeni dikilmiş fidan
- Yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna
- Dikey olan doğru veya düzlem, amut
Birleşik Kelimeler: orta dikme
DİKİM
- Dikme işi
-
Bitki dikme işi
Çalışmalar tam bir yıl önce iki düzine kadar akasya fidanının dikimiyle başlamıştır. - Tarık Buğra
Birleşik Kelimeler: dikimevi, dikimhane
EKİCİ
-
Herhangi bir tarım ürününü üreten, tarımla uğraşan çiftçi
Ekicinin ürünü değer fiyatına satın alınacaktır. - Necati Cumalı
- Birini uydurma bir sebeple bırakıp giden, atlatan kimse
İDAME (Kelime Kökeni: Arapça idāme)
- Sürdürme, devam ettirme
Ata Sözleri ve Deyimler
- idame ettirmek
İKDAM (Kelime Kökeni: Arapça iḳdām)
- Gayretle çalışma, sürekli uğraşma
KADEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳadem)
- Ayak
- Uğur (I)
Birleşik Kelimeler: kademhane, sabitkadem