AKADEMİCİ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
AKADEMİCİ harflerini içeren 3 harfli 22 kelime bulunuyor. 3 harfli AKADEMİCİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Akademici ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde Akademici olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
CİM7,
AKA
- Ağabey
İKİ
- Birden sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 2 ve II rakamlarının adı
-
Birden bir artık
Ertesi gün iki kardeş erken çıkmışlardı yola. - Ayşe Kulin
Ata Sözleri ve Deyimler
- iki ahbap çavuş
- iki arada bir derede (kalmak)
- iki arada kalmak
- iki arslan bir posta sığmaz
- iki at bir kazığa bağlanmaz
- iki ateş arasında kalmak
- iki ayağını bir pabuca sokmak
- iki baş bir kazanda kaynamaz
- iki baştan olmak
- iki cambaz bir ipte oynamaz
- iki cami arasında kalmış beynamaz
- iki çıplak bir hamama yakışır
- iki çift laf (veya lakırtı veya söz) etmek
- iki deliye bir uslu koymuşlar
- iki dinle bir söyle
- iki dirhem bir çekirdek
- iki el bir baş için
- iki eli (birinin) yakasında olmak
- iki eli (kızıl) kanda olsa
- iki eli böğründe kalmak
- iki elim yanıma gelecek
- iki eli şakaklarında düşünmek
- iki eli yanına gelmek
- iki emini bir yemin aralar
- iki gönül bir olunca samanlık seyran olur
- iki gözü iki çeşme
- iki gözü iki çeşme ağlamak
- iki gözüm kör olsun
- iki hırtı bir pırtı
- iki kaptan bir gemiyi batırır
- iki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış
- iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak
- iki kat olmak
- iki kere iki dört eder
- iki kulak bir dil için
- iki lafı (veya sözü) bir araya getirememek
- iki lakırtı etmek
- iki lakırtıyı bir araya getirmek
- iki ölç, bir biç
- iki rahmetten (veya iyilikten) biri
- iki satır laf etmek (veya konuşmak)
- iki seksen uzanmak
- ikisi bir kapıya çıkmak
- ikisini bir kazana koysalar kaynamazlar
- iki söz bir pazar
- iki testi tokuşunca biri elbet kırılır
- iki tımar bir yem yerine geçer
- iki ucu boklu değnek
- iki ucunu bir araya getirememek
- iki yakası bir araya gelmemek
- iki yakasını bir araya getirememek
Birleşik Kelimeler: iki anlamlı, iki ayaklı, iki başlı, iki bir, ikibuçukluk, iki büklüm, iki canlı, iki cihan, iki cinslikli, iki çenekliler, iki çenetli, ikiçifte, iki dilli, iki düzlemli, iki eşeyli, iki evcikli, iki fazlı, iki geçeli, iki gözüm, iki kanatlılar, iki katlı, iki nokta, iki paralık, iki parmaklı, iki şekilli, ikitek, iki tek, ikitelli, iki terimli, iki yaşamlı, ikiyüzlü, iki yüzlü, ikide bir, ikide birde, beş iki, bir iki, üç iki, onikitelli, yetmiş iki millet
ÂMÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿmā)
- Görme engelli
-
Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin
Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. - Necati Cumalı
-
Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz
Fala inanmam ama fırsat bulursam baktırmadan da yapamam. - Kemal Tahir
-
Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz
Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım. - Burhan Felek
-
Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz
Güzel ama güzel bir söz söyledi.
-
Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz
Gerçi vekillerden bazıları yerli yerinde duruyordu ama! - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- ama ne
- aması maması yok!
- aması var
İMA (Kelime Kökeni: Arapça īmāʾ)
-
Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, işaretleme, anıştırma, ihsas
Başkalarına ima ile bile söylemekten çekindiğim en mahrem şeyleri bilen insandın sen. - Peyami Safa
- Açıkça belirtilmeyen, dolaylı olarak anlatılan şey
Ata Sözleri ve Deyimler
- ima etmek
KİM
-
`Hangi kişi?` anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir söz
Kim sesini çıkarırsa karşısında beni bulur. - Halit Ziya Uşaklıgil
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... kim ... kim
- kim bilir
- kime ne
- kimi kimsesi olmamak
- kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır
- kiminle dans ettiğini biliyor musun?
- kimin nesi?
- kimin tavuğuna kış demişiz
- kim kime dum duma
- kim oluyor?
- kim vurduya gitmek
-
Ki
Dedi kim tazeliğim çağında / Bir gülün bülbül idim bağında - Atai
KAM
- Şaman
- Zevk, mutluluk, tat
Ata Sözleri ve Deyimler
- kâm almak
KEM (Kelime Kökeni: Farsça kem)
- Kötü, fena (göz, söz vb.)
-
Noksan, eksik
Kem akçe.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kem söz, kalp (veya kem) akçe sahibinindir
Birleşik Kelimeler: kem göz
MAİ (Kelime Kökeni: Arapça māʾī)
- Mavi
ADA
-
Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire
İnziva yerim bazen limanda bir şileptir, bazen bir ada. - Refik Halit Karay
- Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm
- Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan
- Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu
Ata Sözleri ve Deyimler
- ada gibi
Birleşik Kelimeler: ada balığı, ada çayı, ada soğanı, ada tavşanı, ada tepe, adayavrusu, gök ada, takımada, yarımada, dil adası, kavşak adası, mercan adası, yapı adası
ADİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿādī)
-
Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan
Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Aşağılık, alçak
Bunlar çok adi ve fena insanlardı. - Reşat Nuri Güntekin
-
Bayağı
Büyük bir nefretle bu adi yalanı reddederim. - Asaf Halet Çelebi
Birleşik Kelimeler: adi adım, adi defter, adi ıskarmoz, adi kesir, adi palanga, adi suçlu
DEK
-
Bir işin, bir durumun sona erdiği zaman veya yer, kadar, değin
Bir iki adım atıp yanıma dek geliyor. - Zeyyat Selimoğlu
-
Belirtilen zamanı, yeri vb.ni içine almayacak bir biçimde, kadar, değin
Başvurular eylülün beşine dek yapılmalı.
- Düzen, hile, entrika
- Tokuşma, çatışma
- Sağlam
Ata Sözleri ve Deyimler
- deke düşmek
DİK
- Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
-
Yatık durmayan, sert
Dik saç.
-
Sert, kalın, tok (ses)
Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler. - Attila İlhan
- Sert (bakış)
- Ters, aksi (söz)
-
Kaba, yersiz (davranış)
Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı. - Halide Edip Adıvar
-
Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş
Dik açı. Dikdörtgen. Dik yamuk.
Ata Sözleri ve Deyimler
- dik dik bakmak
Birleşik Kelimeler: dik açı, dik açıklık, dik âlâsı, dikbaşlı, dik biçme, dikdörtgen, dik duruşlu, dikgen, dikkafalı, dikkuyruk, dik rüzgâr, dik silindir, dik üçgen, dik yamuk, başı dik
EDİ
- İş yapma
- Yapılan iş
- Birbiriyle iyi anlaşan iki yaşlının baş başa kalışını anlatan Edi ile Büdü, Şakire Dudu deyiminde geçen bir söz
EDA (Kelime Kökeni: Arapça edāʾ)
-
Davranış, tavır
Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum. - İbrahim Alâeddin Gövsa
-
Naz, işve
Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki! - Attila İlhan
-
Anlatış biçimi, tarzı
Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu. - Ömer Seyfettin
-
Verme, ödeme, yerine getirme
Bir zamanlar gözünde büyüttüğü adama bir nevi minnet borcu edası olmalıydı bu. - Osman Aysu
Ata Sözleri ve Deyimler
- eda etmek
İDE (Kelime Kökeni: Fransızca idée)
- Düşünce