AKABİNDE Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler

AKABİNDE harflerini içeren 3 harfli 23 kelime bulunuyor. 3 harfli AKABİNDE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAD7, BED7, ABA5, ABE5, ABİ5, ADA5, ADİ5, BİN5, BAN5, BEK5, BEN5, DİN5, DEK5, DİK5, EDİ5, EDA5, İDE5, ANİ3, ANA3, AKA3, İKA3, KİN3, KAN3

ANİ (Kelime Kökeni: Arapça ānī)

[sıfat]

  • Ansızın yapılan

    Ani bir hareketle Çakır'ın omzunu kavradı, öne itti, sonra aynı kuvvetle geri çekip bastırdı, - Tarık Buğra

  • Ansızın ortaya çıkan

    Birkaç ay devam eden bu ani hastalık alınan birçok tıbbi tedbirlere rağmen gittikçe ziyadeleşiyordu. - Asaf Halet Çelebi

[zarf]

  • Ansızın, birdenbire

    Öyle ani ve haşin çıkmıştı ki bu soru, karşıdaki boş bulunup ismini söyledi. - Elif Şafak

ANA

[isim]

  • Anne

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

  • Yavrusu olan dişi hayvan
  • Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı

    Fatma Anamız. Meryem Ana.

[ünlem]

  • Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü

[mecaz]

  • Velinimet

    Yoksullar anası.

  • Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü

[sıfat]

  • Temel, asıl, esas

    Ana bina aradan geçen elli beş yıla karşın değişmemiş. - Ayla Kutlu

[matematik]

  • Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek)
  • ana bir, baba ayrı
  • anadan doğmuşa dönmek (veya anadan yeni doğmuş gibi olmak)
  • ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
  • ana ile kız, helva ile koz
  • ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış)
  • anam!
  • anam avradım olsun
  • anam babam
  • anamın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun)
  • anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım
  • anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi?
  • ananın bahtı kızına
  • ananın bastığı yavru incinmez
  • anan yahşi, baban yahşi
  • anası ağlamak
  • anasına avradına sövmek
  • anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
  • anasından doğduğuna bin pişman
  • anasından doğduğuna pişman etmek
  • anasından doğduğuna pişman olmak
  • anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek
  • anasından emdiği sütü burnundan getirmek
  • anasını ağlatmak
  • anasını bellemek
  • anasını eşek kovalasın!
  • anasının gözü
  • anasının ipini satmış (veya pazara çıkarmış)
  • anasının kızı
  • anasının körpe kuzusu
  • anasının nikâhını istemek
  • anasının oğlu
  • anasını sat! (veya satayım!)
  • anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan)
  • anası yerinde

Birleşik Kelimeler: ana arı, ana atardamar, ana baba, ana besleme hattı, ana bilim dalı, ana cadde, ana çizgi, ana dal, ana defter, ana deniz, ana dil, ana dili, ana direk, ana doğrusu, ana duvar, ana düşünce, anaerki, ana fikir, ana haber sunucusu, ana hat, ana kadın, ana kapı, ana kara, ana kent, ana kitap, ana kolon hattı, ana konu, ana kök, ana kraliçe, ana kubbe, ana kucağı, ana kuyu, ana kuzusu, anamal, ana mektebi, ana menü, ana motif, ana muhalefet, anaokulu, ana ortaklık, anapara, ana rahmi, ana saat, ana sanlı, ana sav, ana sayaç, ana sınıfı, ana sözleşme, ana şehir, ana toplardamar, ana vatan, ana yapı, ana yarısı, anayasa, ana yemek, ana yol, ana yön, ana yurt, ana yüreği, anadan doğma, anadan görme, anadan üryan, anası danası, anası kılıklı, büyükana, Havva Ana, havvaanaeli, kadınana, kaynana, meryemana asması, meryemana dikeni, meryemanaeldiveni, meryemanakandili, meryemanakuşağı, sperma ana hücresi, sütana, üvey ana, dağ anası, dağlar anası, denizanası, dev anası, hamam anası, kuyu anası, öksüz anası

AKA

[isim]

[halk ağzında]

  • Ağabey

KİN (Kelime Kökeni: Farsça kīn)

[isim]

  • Birine karşı duyulan öç alma isteği, garaz

    Adımız miskindir bizim / Düşmanımız kindir bizim - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kin bağlamak
  • kin beslemek (veya tutmak)
  • kin duymak
  • kin gütmek

Birleşik Kelimeler: deve kini

KAN

[isim]

  • Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı

    Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Soy

    O da benim kanımdan.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kan (veya kanı) başına çıkmak (veya sıçramak veya toplanmak)
  • kana boyamak (veya bulamak veya bulatmak)
  • kan ağlamak
  • kan akıtmak
  • kan akmak
  • kan alacak damarı bilmek
  • kan almak
  • kana susamak
  • kan beynine sıçramak (veya çıkmak)
  • kan boğmak
  • kan çanağı gibi
  • kan çekmek
  • kan çıkmak
  • kan dere gibi akmak
  • kan dökmek
  • kan gelmek
  • kan gitmek
  • kan gövdeyi götürmek
  • kan gütmek
  • kanı donmak (veya çekilmek)
  • kanı ısınmak
  • kanı içine akmak
  • kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar
  • kanı kaynamak
  • kanı kaynamak
  • kanı kurumak
  • kanına dokunmak
  • kanına ekmek doğramak
  • kanına girmek
  • kanına işlemek
  • kanına susamak
  • kanını emmek
  • kanını içine akıtmak
  • kanını kaynatmak
  • kanını kurutmak
  • kanını yerde koymak
  • kanı sulanmak
  • kanı temizlenmek
  • kanıyla ödemek
  • kan istemek
  • kan kaybetmek
  • kan kusturmak
  • kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek
  • kan olmak
  • kan olmak
  • kan oturmak
  • kan revan içinde
  • kan revan içinde kalmak
  • kan tere batmak
  • kan ter içinde
  • kan ter içinde kalmak
  • kan tutmak
  • kan vermek
  • kan yürümek

Birleşik Kelimeler: kan akçesi, kan aktarımı, kan ayaklı, kan bağı, kan bankası, kan basıncı, kan bilimi, kan çıbanı, kandamlası, kan davası, kan doku, kan dolaşımı, kan gazı, kan grubu, kan kanseri, kan kardeşi, kankırmızı, kan kırmızı, kankızıl, kankurutan, kan nakli, kan otu, kan pahası, kan parası, kan plazması, kan portakalı, kan pulcuğu, kan serumu, kan şekeri, kan taşı, kan unu, kan uyuşmazlığı, kan zehirlenmesi, kana kan, kanı ayaklı, kanı bozuk, kanı sıcak, ak kan, kirli kan, safkan, tazekan, temiz kan, kardeşkanı, tavşankanı

ABA

[isim]

[halk ağzında]

  • Abla
  • Anne

[isim]

  • Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
  • Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

[eskimiş]

  • Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka
  • Kepenek (I)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aba altında er yatar
  • aba altından sopa (veya değnek) göstermek
  • aba gibi
  • abanın kadri yağmurda bilinir
  • aba vakti yaba, yaba vakti aba
  • abayı sermek
  • abayı yakmak

Birleşik Kelimeler: aba güreşi

ABE

[ünlem]

[halk ağzında]

  • Seslenmek ve dikkati çekmek için özellikle Rumeli'de kullanılan bir söz

ABİ

[isim]

  • 343 ağabey

ADA

[isim]

[coğrafya]

  • Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire

    İnziva yerim bazen limanda bir şileptir, bazen bir ada. - Refik Halit Karay

  • Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm
  • Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan
  • Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ada gibi

Birleşik Kelimeler: ada balığı, ada çayı, ada soğanı, ada tavşanı, ada tepe, adayavrusu, gök ada, takımada, yarımada, dil adası, kavşak adası, mercan adası, yapı adası

ADİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿādī)

[sıfat]

  • Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan

    Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Aşağılık, alçak

    Bunlar çok adi ve fena insanlardı. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Bayağı

    Büyük bir nefretle bu adi yalanı reddederim. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: adi adım, adi defter, adi ıskarmoz, adi kesir, adi palanga, adi suçlu

BİN

[isim]

  • Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 1000 ve M rakamlarının adı

[sıfat]

  • On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık

[sıfat]

[mecaz]

  • Pek çok, çok sayıda

    En nihayet bin güçlükle ancak küçük parçalar hâlinde imha edilebilmiş. - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bin bilsen de bir bilene danış
  • bin can ile
  • bin derde deva
  • bin dereden su getirmek
  • bin dost az, bir düşman çok
  • bini aşmak
  • bini bir paraya
  • binin yarısı beş yüz (o da bizde yok)
  • bin işçi, bir başçı
  • bin kalıba girmek
  • bin nasihatten bir musibet yeğdir
  • bin ölçüp bir biçmeli
  • bin pişman olmak
  • bin tarakta bezi olmak
  • bin tasa (veya merak) bir borç ödemez
  • bin yaşa!

Birleşik Kelimeler: binbaşı, binbir, bindallı, binkat, bin kere, bin kez, bin türlü, binyıl, binde bir

BAN (Kelime Kökeni: Hırv. ban)

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde Macaristan ve Hırvatistan'da sancak beylerine ve küçük prenslere verilen unvan

BEK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Sert, katı
  • Sağlam

[isim]

[spor]

  • Savunma oyuncusu

    Bekle haf genel olarak gol atmaz, alkışlanmaz, göklere çıkarılmaz. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: sağ bek, sol bek

[isim]

  • Hava gazı lambasının ucu

BEN

[isim]

  • Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı

    Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır - Âşık Ömer

  • En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi

[halk ağzında]

  • Saçta, sakalda beliren beyazlık

Birleşik Kelimeler: örümceksi ben, et beni

[isim]

[halk ağzında]

  • Olta veya tuzağa konulan yem
  • Kuşun yavrusuna taşıdığı yem

[zamir]

  • Teklik birinci kişiyi gösteren söz

    Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben - Ahmet Kutsi Tecer

[isim]

[ruh bilimi]

  • Kişiyi öbür varlıklardan ayıran bilinç

[isim]

[felsefe]

  • Bir kimsenin kişiliğini oluşturan temel öge, ego

Ata Sözleri ve Deyimler

  • benden
  • benden günah gitti
  • benden paso
  • benden söylemesi
  • ben hancı, sen yolcu oldukça
  • benim diyen
  • benim oğlum bina okur, döner döner yine okur
  • beni sokmayan yılan bin (yıl) yaşasın
  • ben şahımı (veya şeyhimi) bu kadar severim
  • ben yokum (veya ben bu işte yokum)

Birleşik Kelimeler: benbenci, beniçinci, benmerkezci, albeni, incitmebeni, unutmabeni

DİN (Kelime Kökeni: Arapça dīn)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet

    Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır. - Hüseyin Cahit Yalçın

[din bilgisi]

  • Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen

    Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dinden imandan çıkmak
  • dinden imandan olmak
  • dini bir uğruna
  • dini gibi bilmek
  • dini imanı para
  • dinime küfreden (veya söven veya dahleden) bari Müslüman olsa
  • dinim hakkı için (veya aşkına)
  • dinine yandığım

Birleşik Kelimeler: din adamı, din baronu, din birliği, din dışı, din erki, din felsefesi, dini bütün, gizli din, Hak dini

[isim]

[fizik]

  • C.G.S. sisteminde 1 gramlık bir kütlenin hızını saniyede 1 santimetre artıran güç birimi: Bir nevton 105 din'e eşittir

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası

Birleşik Kelimeler: din doruğu

[isim]

[halk ağzında]

  • İlmek