Ak ile Başlayan 8 Harfli Kelimeler
AK harfleri ile başlayan 8 harfli 62 kelime bulunuyor. Başında AK olan 8 harfli kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "ak ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde Ak olan 8 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
AKBUĞDAY22,
AKTARTMA
- Aktartmak işi
AKTARMAK
- Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek
- Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
- Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
- Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
-
İletmek, bildirmek
Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner
- Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
- Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak
- Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak
-
Alıntılamak
Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel
- Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak
-
Tür değişikliği yapmak
Romanı dizi filme aktarmak.
- Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak
- Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek
AKTARLIK
- Aktarın yaptığı iş
AKRANLIK
- Akran olma durumu
AKONİTİN (Kelime Kökeni: Fransızca aconitine)
- Boğan otundan çıkarılan ve hekimlikte kullanılan zehirli bir madde
AKMANTAR
- Tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı (Agaricus campestris)
AKLANMAK
-
Ak olmak, temizlenmek
Bu çamaşır ne aklanır ne paklanır.
-
Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek
Yasak oyunum bu rejimde aklandı, Ulvi Uraz onu ramp ışığına çıkardı. - Haldun Taner
- Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak
AKKORLUK
- Akkor olma durumu
AKTARİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭāriyye)
- Aktarın sattığı şeyler
AKSETMEK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaks + Türkçe etmek)
-
Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek
Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla / Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi - Yahya Kemal Beyatlı
-
Bir ışık veya bir şekil düz ve parlak bir yüzeye çarpıp orada aynen görünmek, yansımak
Ve aynaya akseden alın kırışığında / Ölümü hatırlarız solgun mum ışığında - Halit Fahri Ozansoy
- Evirmek, tersine çevirmek
-
Ulaşmak, yayılmak, duyulmak
Zaptiye ve hafiye vakalarına dair havadisler bize, âdeta, efsaneleşmiş olarak aksetmez miydi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
AKSATMAK
-
Bir işi gereği gibi yürütmemek
Çalışmasını da aksatmamıştı üstelik. - Ayşe Kulin
AKSAKLIK
-
Aksak olma durumu
Bütün içtenliğimizle aksaklıkları sıralamıştık. - Ahmet Ümit
AKINTILI
- Akıntısı olan
- Eğik, eğimli, meyilli
AKDETMEK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳd + Türkçe etmek)
- Sözleşme yapmak
-
İmzalamak
Hükûmet tarafından Belgrat'a dostluk muahedesini akdetmek için gönderilmiştim. - Yahya Kemal Beyatlı
AKÇAKENT
- Kırşehir iline bağlı ilçelerden biri