AHİZE ile Oluşan Kelimeler (AHİZE Kelime Türetme)
AHİZE harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. AHİZE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ahize kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
AHİZE12
4 Harfli Kelimeler
AHİZ11, HİZA11, HAİZ11, İZAH11
3 Harfli Kelimeler
HAZ10, AHİ7, EZA6
2 Harfli Kelimeler
AH6, EH6, HA6, HE6, AZ5, İZ5, ZE5
AZ
-
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
- Azot elementinin simgesi
İZ
-
Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare
Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti
Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare
Cinayet izleri.
-
Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser
O çağ uygarlığından iz kalmadı.
- Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit
Ata Sözleri ve Deyimler
- iz bırakmak
- izi belirsiz olmak
- izinden yürümek
- izine basmak
- izine dönmek
- izine düşmek
- izine uymak
- izini düşürmek
- izini kaybetmek
- izi silinmek
- iz sürmek
Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi
ZE
- Türk alfabesinin yirmi dokuzuncu harfinin adı, okunuşu
EZA (Kelime Kökeni: Arapça eẕāʾ)
-
Üzme, sıkıntı verme, üzgü
Gün geçtikçe içimde anlaşılmaz bir eza uyanmaya başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: eza cefa
AH
- İlenme, beddua
-
(a:h) Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz
Ah, ne güzeldi o Direklerarası'ndaki ramazan ve donanma geceleri. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
(a:h) Ağrı, acı duyulduğunda söylenen bir söz
Ah başım!
Ata Sözleri ve Deyimler
- ah alan onmaz
- ah almak
- ah çekmek
- ah etmek
- ahı çıkmak
- ahını almak
- ahını yerde koymamak
- ahı tutmak
- ahı yerde kalmamak
- ah yerde kalmaz
Birleşik Kelimeler: ah vah, ahuvah
EH
-
`Olur, peki veya fena değil` anlamlarında kullanılan bir söz
Eh! Bize gerekli olan da o; bütçemizi doğrultur, pansiyoner olmaktan vazgeçeriz. - Attila İlhan
-
Bezginlik anlatan bir söz
Eh, dün geceki kafayla bu kadarı olacaktı elbet! - Necati Cumalı
HA
-
İstek uyandırmak için kullanılan bir söz
Ha göreyim seni! Ha gayret!
-
(ha:) Şaşma anlatan bir söz
Amma güzel ha! Öyle oldu ha!
-
(ha:) Dikkati çekmek, uyarmak için kullanılan bir söz
Sakın ha bir daha yapma! Sakın ha ağlamanı istemiyorum. - Attila İlhan
-
(ha:) Bir şeyin birdenbire hatırlandığını veya kavrandığını anlatan bir söz
Ha, miralay arzu ederse o başka tabii! - Attila İlhan
-
Tekrarlanarak kullanıldığında eşitlik anlamı veren bir söz
Ha ben gelmişim ha o. Ha bağ ha bahçe ha tarla.
-
Bazen tekrarlanan bir emir kipinin tekrarları arasında yer alarak fiil ile anlatılan işin uzadığı ve bundan bıkıldığı bildirilir
Yürü ha yürü, yol bitmiyor ki.
- Evet
-
(ha:) Soru bildiren bir söz
Sen de geldin ha?
Ata Sözleri ve Deyimler
- ha babam (ha)
- ha babam de babam
- ha bire
- ha deyince
- ha gayret
- ha şöyle
- ha şunu bileydin
- Hahniyum elementinin simgesi
HE
- Türk alfabesinin onuncu harfinin adı, okunuşu
- Evet
Ata Sözleri ve Deyimler
- he demek
- Helyum elementinin simgesi
AHİ
- Cömert
- Kardeş
- Ahilik ocağından olan kimse
HAZ (Kelime Kökeni: Arapça ḥaẓẓ)
-
Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk
Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti. - Asaf Halet Çelebi
- Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma
- Ezgi
-
Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku
Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı. - Abdülhak Şinasi Hisar
Ata Sözleri ve Deyimler
- haz almak
- haz duymak
- haz vermek
- hazzını çıkarmak
Birleşik Kelimeler: hazzetmek
AHİZ (Kelime Kökeni: Arapça aḫẕ)
- Alma
- Kabul etme
Birleşik Kelimeler: ahzetmek, ahzüita, ahzükabz
HİZA (Kelime Kökeni: Arapça ḥiẕāʾ)
-
Doğru bir çizgi üzerinde bulunma durumu
Çarşafların kenarları perdelerle bir hizada mıydı? - Mithat Cemal Kuntay
Ata Sözleri ve Deyimler
- hizaya gelmek
- hizaya getirmek
HAİZ (Kelime Kökeni: Arapça ḥāʾiz)
-
Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan
Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- haiz olmak
İZAH (Kelime Kökeni: Arapça īżāḥ)
-
Açıklama
Bu kızda izahı güç bir garabet var. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- izah etmek
AHİZE (Kelime Kökeni: Arapça āḫiẕe)
-
Telefonda seslerin duyulduğu ve iletildiği parça
Ahize birinden ona geçerek belki bir saat konuştular. - Mithat Cemal Kuntay