Ah ile Biten 6 Harfli Kelimeler
AH ile biten 6 harfli 22 kelime bulunuyor. Sonu AH olan 6 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ah ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Ah olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
AHUVAH21,
MATRAH (Kelime Kökeni: Arapça maṭraḥ)
- Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer
Birleşik Kelimeler: vergi matrahı
TİMSAH (Kelime Kökeni: Arapça timsāḥ)
-
Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus)
Alt dudağını bıyığının içine geçirmiş, gözleri fırlak, sanki bir timsaha bakıyordu. - Falih Rıfkı Atay
- Bu hayvanın derisinden yapılan
Birleşik Kelimeler: timsah gözyaşları
YALLAH (Kelime Kökeni: Arapça yā + Allāh)
-
`Haydi, yürü, kalk, git` anlamlarında kullanılan bir söz
Millet, muharebenin başladığını, Gazi'nin Sivas'a geldiğini duyar duymaz yallah demiş, Salihli'ye gitmiş. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- yallah çekmek
- yallah etmek
KÜSTAH (Kelime Kökeni: Farsça gustāḫ)
-
Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor. - Reşat Nuri Güntekin
CERRAH (Kelime Kökeni: Arapça cerrāḥ)
-
Ameliyat yapan uzman hekim, hariciyeci, operatör
Mengene gibi bir el, cerrahın yakasına yapışınca zavallının dizlerinin bağı çözülecek gibi oldu. - İhsan Oktay Anar
- Önemsiz yaraları iyileştiren kimse
Birleşik Kelimeler: beyin cerrahı
MAŞLAH (Kelime Kökeni: Arapça maşlaḥ)
-
Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir tür kadın üstlüğü
Kalın bir Doğu maşlahı giymiş, işlemeli beyaz bir başörtüsü örtmüştü. - Aka Gündüz
- Bazı varlıklı Arapların giydiği ipekten pelerin
BERZAH (Kelime Kökeni: Arapça berzaḫ)
-
Kıstak
Yarımadanın berzahındaki bu geniş yol biraz tehlikeliydi. - Ömer Seyfettin
- Dinî inanışlara göre ölenlerin ruhlarının kıyamete kadar bulunduğu yer
MEDDAH (Kelime Kökeni: Arapça meddāḥ)
-
Taklitler yaparak, hoş hikâyeler anlatarak halkı eğlendiren sanatçı
Ramazan geceleri bu kahveye meddahlar, cura, bağlama gibi meşhur saz çalanlar geliyordu. - Osman Cemal Kaygılı
- Öven, aşırı övgüde bulunan kimse
SEYYAH (Kelime Kökeni: Arapça seyyāḥ)
-
Gezgin, turist
Seyyah olup şu âlemi gezerim / Bir dost bulamadım gün akşam oldu - Pir Sultan Abdal
BARGÂH (Kelime Kökeni: Farsça bārgāh)
- İçine izinle girilen yer, otağ, yüksek divan
DERGÂH (Kelime Kökeni: Farsça dergāh)
-
Tekke
Çile çeken derviş, dergâhta kendisine gösterilen vazife dışında her istediğini okumakta ve bazı meşguliyetlerde bulunmakta serbestti. - Asaf Halet Çelebi
-
Huzur, kat
Biçare Yunus'un çoktur günahı / Hakk'ın dergâhına yüz tutmuşum ben - Yunus Emre
FELLAH (Kelime Kökeni: Arapça fellāḥ)
- Çiftçi
-
Mısır köylüsü
Bir Mısır turnesinde zengin bir fellah kendisine tutulmuş, nikâhla almıştı. - Refik Halit Karay
- Arap
PERDAH (Kelime Kökeni: Farsça perdāḫt)
- Parlatma, parlaklık verme
- Sakal tıraşından sonra kıl çıkış yönünün tersine yapılan ikinci tıraş
Ata Sözleri ve Deyimler
- perdah çekmek
- perdah vurmak (veya etmek)
ÇARGÂH (Kelime Kökeni: Farsça çārgāh)
- Türk müziğinde `do` perdesinin adı
- Bu perdede karar kılan makam
FERSAH (Kelime Kökeni: Arapça fersaḫ)
- Yaklaşık 5 kilometrelik bir uzaklık ölçüsü
- Çok uzun mesafe, uzaklık
Birleşik Kelimeler: fersah fersah