[isim]

• Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örülmüş kalın çember bağ

[isim]

• Süt çocuklarının neşelendikleri zaman çıkardıkları ses

[isim]

[denizcilik]

• Yısa veya laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir

[isim]

• Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı

[isim]

[hayvan bilimi]

• Borazan kuşu

[zarf]

[müzik]

• Canlı ve coşkulu bir biçimde (çalınmak)

[isim]

• Uygunluk

[isim]

[ruh bilimi]

• Tanısızlık

[sıfat]

[eskimiş]

• Bilen, bilgili

• Haberli

Ata Sözleri ve Deyimler

• agâh olmak

[isim]

[eskimiş]

• Kucak

  Seniha'ya sarıldı, aguşuna alıp onu tekrar şımarttı. - Ercüment Ekrem Talu

[isim]

• Agulamak işi

[isim]

• `Aptal aptal bakmak` anlamındaki Agop'un kazı gibi bakmak deyiminde geçen bir söz

[nesnesiz]

• Bebek `agu` diye ses çıkarmak

[sıfat]

[felsefe]

• Bilinemezci

• Bilinemezcilikle ilgili

[isim]

• Katışmaç