AFSUNLAMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

AFSUNLAMAK harflerini içeren 6 harfli 29 kelime bulunuyor. 6 harfli AFSUNLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MAFSAL14, UFLAMA14, UFALMA14, FLAMAN13, MALAFA13, SAFKAN13, AFAKAN12, FALAKA12, NAFAKA12, ASUMAN9, KUMSAL9, SUNMAK9, SULAMA9, USANMA9, AKASMA8, AKSUNA8, AKSAMA8, LUSAKA8, MASLAK8, SANMAK8, SALMAK8, ULAMAK8, UNLAMA8, ULANMA8, ASALAK7, ANLAMA7, ANAMAL7, AKLAMA7, KANAMA7

ASALAK

[isim]

[biyoloji]

  • Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit

[sıfat]

[mecaz]

  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli

Birleşik Kelimeler: asalak bilimci, asalak bilimi, asalak bilimsel, asalaksavar, dış asalak, iç asalak, tam asalak, yarı asalak, yarım asalak, ağrıma asalakları

ANLAMA

[isim]

  • Anlamak işi, anlamaklık, kavrama, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf

    Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum. - Ahmet Ümit

[felsefe]

  • Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme

Birleşik Kelimeler: tam anlamıyla

ANAMAL

[isim]

[ticaret]

  • Sermaye

Birleşik Kelimeler: anamal birikimi, anamal sahibi

AKLAMA

[isim]

  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi

KANAMA

[isim]

  • Kanamak işi, nezif

    Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler... - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: beyin kanaması

AKASMA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen, sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)

AKSUNA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Basınçlanma

AKSAMA

[isim]

  • Aksamak işi

    Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde. - Yusuf Ziya Ortaç

MASLAK (Kelime Kökeni: Arapça maṣlāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Sürekli su akan boru

    İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. - Osman Cemal Kaygılı

  • Boruları aşırı basınçtan korumak amacıyla su yolu üzerinde yapılan içi su dolu hazne
  • Büyük yalak

SANMAK

[nesnesiz]

  • Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek

    Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı. - Adalet Ağaoğlu

  • Gibi gelmek, farz etmek

    Bu hareketimi tamamıyla histen gelen bir şey sandı. - Peyami Safa

  • Bir şey veya kimsenin ... olduğunu düşünmek

    Doktor Sevim, hastayı ilk gördüğü an kendinde değil sanmıştı. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: varsanı

SALMAK

[-e]

[-i]

  • Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek

    Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. - Ercüment Ekrem Talu

  • Yollamak, göndermek

    Bununla beraber peşine adam salmak gerekir. - Aka Gündüz

  • Koymak, katmak

    Halk ruhunun benliğinizde yeniden uyanıp hararetini gönlünüze saldığını duyarsınız. - Refik Halit Karay

  • Sürmek

    Bunun içindir ki dal budak saldı, yemiş vermeye başladı. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Uğratmak

    Başını derde salmak.

  • Vergi yüklemek

    Ona elli bin lira salmışlar.

  • Üzerine yürütmek

    Tazıyı tavşana salmak.

[-e]

  • Saldırmak

    Aç kurt, yılana da salar, taşa da, dedi. - Memduh Şevket Esendal

  • Sarkıtmak

    Soğutmak için kuyuya su kabı saldı.

[denizcilik]

  • Gemi demir üzerinde dört yana dönmek

[-i]

[mecaz]

  • Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek

Birleşik Kelimeler: salıvermek, salıverilmek

ULAMAK

[-e]

[-i]

  • Eklemek, katmak, ilave etmek

UNLAMA

[isim]

  • Unlamak işi

ULANMA

[isim]

  • Ulanmak işi

ASUMAN (Kelime Kökeni: Farsça āsmān)

[isim]

[eskimiş]

  • Gök

    Düşsün olur mu toprağa göçmüş cihan gibi / Sönsün o mavi gözleri bir asuman gibi - İbrahim Alâeddin Gövsa