Ade ile Biten Kelimeler

ADE ile biten 35 kelime bulunuyor. Sonu ADE olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ade ile başlayan kelimeler. İçinde ade olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

HEMŞİREZADE24, BİLİSTİFADE22

10 Harfli Kelimeler

HARİKULADE17

9 Harfli Kelimeler

FEVKALADE23, HARAMZADE19, TEYZEZADE19, BENDEZADE18, HELALZADE18, KİBARZADE16

8 Harfli Kelimeler

PAŞAZADE20, DAYIZADE18, AMCAZADE17, HALAZADE17, İSTİFADE17, KİŞİZADE16, ASİLZADE14

7 Harfli Kelimeler

ŞEHZADE19, BEYZADE16, SECCADE16, MÜSAADE13, ZİLKADE12, ALELADE9

6 Harfli Kelimeler

PİYADE14, KÜŞADE13, ZİYADE13, KILADE9

5 Harfli Kelimeler

İFADE13, AZADE10, AMADE8, İRADE7

4 Harfli Kelimeler

VADE12, ZADE9, BADE8, SADE7, İADE6

İADE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāde)

[isim]

  • Alınmış bir şeyi geri verme

    Sekiz buçuk altını iade için eline mühim bir para geçmesi lazımdı. - Refik Halit Karay

  • Verilen bir şeyi almayarak geri çevirme, reddetme
  • Karşılıklı olarak yapma, mukabele etme

[edebiyat]

  • İadeli

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iade etmek

Birleşik Kelimeler: iadeiitibar, iadeiziyaret, vergi iadesi

İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)

[isim]

  • Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç

    Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık

[ruh bilimi]

[felsefe]

  • İstenç

[eskimiş]

  • Buyruk

    Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus

[eskimiş]

  • İstek, dilek

    Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas

Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade

SADE (Kelime Kökeni: Farsça sāde)

[sıfat]

  • Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz

    İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal

  • Şeker katılmamış (kahve)

    Sade kahve.

[zarf]

  • (sa:'de) Yalnızca, yalnız, ancak, sadece

    Sade, derenin iki tarafına sıralanan kavak ve ceviz ağaçlarını seyretmek bile insana sonsuz bir zevk veriyor. - Etem İzzet Benice

[edebiyat]

  • Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım)

    Lirik şiir en halis şairlerin elinde gayet sadedir. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: sade birimler bölüğü, sade kahve, sade kek, sadeyağ

AMADE (Kelime Kökeni: Farsça āmāde)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hazır

BADE (Kelime Kökeni: Farsça bāde)

[isim]

[eskimiş]

  • Şarap, içki

    Fincanı taştan oyarlar / İçine bade koyarlar - Halk türküsü

ALELADE (Kelime Kökeni: Arapça ʿalā'l-ʿāde)

[sıfat]

  • Her zaman görülen, olağan

    Bu namaz, alelade bir ibadet değildi. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Bayağı

    Bunu alelade bir muharrir değil, hayatı deşen realist bir romancı yazıyor. - Nazım Hikmet

KILADE (Kelime Kökeni: Arapça ḳilāde)

[isim]

[eskimiş]

  • Gerdanlık, boyna takılan süs eşyası

ZADE (Kelime Kökeni: Farsça zāde)

[isim]

[eskimiş]

  • Oğul, evlat

    Şimdi bilmem ne zade namı altında, İstanbul'un en büyük zenginlerinden biriydi. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

  • Doğmuş

Birleşik Kelimeler: amcazade, asilzade, bendezade, beyzade, dayızade, halazade, haramzade, helalzade, hemşirezade, kibarzade, kişizade, paşazade, şehzade, teyzezade

AZADE (Kelime Kökeni: Farsça āzāde)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Başıboş, erkin, serbest

    Elli yıldır şu ömür kervanının yolcusuyum / Öyle her yoldaşı sevmezse de azade huyum - İbrahim Alâeddin Gövsa

[zarf]

  • Başıboş, erkin, serbest olarak

    Gürültüden azade yaşamak.

ZİLKADE (Kelime Kökeni: Arapça ẕi'l-ḳaʿde)

[isim]

[eskimiş]

  • Ay takviminin on birinci ayı

VADE (Kelime Kökeni: Arapça vaʿde)

[isim]

  • Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için tanınan süre, mühlet, mehil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vadesi gelmek (veya dolmak)
  • vadesi yetmek

Birleşik Kelimeler: vade bitimi, vade sonu

MÜSAADE (Kelime Kökeni: Arapça musāʿade)

[isim]

  • İzin, icazet, ruhsat

    Ayrıca Saray Kütüphanesi'ne dilediğim kadar girip çıkma müsaadesi bahşettiler. - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • müsaade etmek (veya buyurmak)

KÜŞADE (Kelime Kökeni: Farsça guşāde)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Açık, açılmış

ZİYADE (Kelime Kökeni: Arapça ziyāde)

[zarf]

  • Çok, daha çok, daha fazla

    Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ziyade olsun!

İFADE (Kelime Kökeni: Arapça ifāde)

[isim]

  • Anlatım

    Bu kitabın bende hazin bir intiba bıraktığını söylersem yanlış bir ifadede bulunmamış olurum. - Asaf Halet Çelebi

  • Deyiş, söyleyiş

    Not ettiklerimi bir ağzın ifadesi şekline sokarak size okutacağım. - Sermet Muhtar Alus

  • Bir duyguyu yüz aracılığıyla anlatan belirtilerin, mimiklerin bütünü

    Sakalı yeni çıkmış yüzünde çocukça ifadeler uçuyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[hukuk]

  • Tanık ve sanıkların olay hakkında yargı organlarına yaptıkları sözlü açıklama

    Onun ifadesini henüz dosyada görmedim. - Attila İlhan

[felsefe]

  • Dışa vurum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifade etmek
  • ifadesini almak
  • ifade vermek

Birleşik Kelimeler: cebirsel ifade