ACIMASIZLAŞMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ACIMASIZLAŞMA harflerini içeren 5 harfli 34 kelime bulunuyor. 5 harfli ACIMASIZLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Acımasızlaşma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Acımasızlaşma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SIZIŞ14, AŞICI13, SAZCI13, CILIZ13, CAMIZ13, CAZLI12, IŞIMA11, LAZCA11, SIZMA11, CAMSI11, AZILI10, AŞILI10, ACIMA10, ACILI10, ALICI10, ILICA10, LAZIM10, MALCI10, SALCI10, SAZLI10, ZAMLI10, CAMLI10, AŞAMA9, ALMAŞ9, MALCA9, MALAZ9, SALAŞ9, ASILI8, ALAZA8, ALACA8, ILIMA8, MASAL7, SALMA7, SALAM7

MASAL (Kelime Kökeni: Arapça mes̱el)

[isim]

  • Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür

    Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Boşuna söylenmiş söz

    Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • masal gibi
  • masal okumak (veya anlatmak)

Birleşik Kelimeler: masal âlemi, kocakarı masalı, kurt masalı, peri masalı

SALMA

[isim]

  • Salmak işi
  • Pirinçle pişirilen bir yemek türü

    Midye salması.

[halk ağzında]

  • Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para
  • Bazı yerel giysilerde kolun yeninden sarkan kumaş parçası
  • Kuşların üretilmesine ayrılan oda

[sıfat]

  • Başıboş gezen (hayvan)

    Salma sığır.

[sıfat]

  • Sürekli akan (su)

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salma gezmek (veya dolaşmak)
  • salma salmak

Birleşik Kelimeler: salma omurga, salma tomruk

SALAM (Kelime Kökeni: İtalyanca salame)

[isim]

  • Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek

Birleşik Kelimeler: Macar salamı

ASILI

[sıfat]

  • Asılmış olan, asma, asık, muallak

    Bugün son kuraklığın on ikinci yılıdır / Hakanın baş ucunda bir kılıç asılıdır - Faruk Nafiz Çamlıbel

[zarf]

  • Asılmış bir biçimde

    Dostlarından birine kızdı mı onun salonda asılı duran resmini alır, ayakyolunun duvarına asar. - Salâh Birsel

ALAZA

[isim]

[halk ağzında]

  • Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl, soğan vb

ALACA

[isim]

  • Çorum iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

  • Birkaç rengin karışımından oluşan renk, ala

[sıfat]

  • İki veya daha çok renkli
  • Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma
  • Keklik, bıldırcın vb. kuşları avlamak için kullanılan iki renkli bez

[bitki bilimi]

  • Ağaçta ilk olgunlaşan meyve

    Bu incirin alacasını ben yedim.

[bitki bilimi]

  • Meyvelere, genellikle üzüme düşen ben

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaca düşmek

Birleşik Kelimeler: alaca aş, alacabalıkçıl, alaca bulaca, alaca karanlık, alacakarga, alacamenekşe, alacasansar, deli alacası

ILIMA

[isim]

  • Ilımak işi

AŞAMA

[isim]

  • Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye
  • Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale

    Onlar biçkiyi, provayı öğrenme aşamasına gelmişlerdi. - Ayla Kutlu

[spor]

  • Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap

Birleşik Kelimeler: aşama sırası

ALMAŞ

[isim]

  • İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe

[mantık]

  • Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem

MALCA

[zarf]

  • Mal olarak, mal bakımından, malen

MALAZ

[isim]

[halk ağzında]

  • Sulak yer
  • Sürülmemiş, ot bürümüş toprak
  • Su altında kalan, su basmış tarla

SALAŞ (Kelime Kökeni: Mar. salaş)

[isim]

  • Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân

    Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış? - Aka Gündüz

[sıfat]

  • Tahtadan yapılmış (baraka)

    Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

[mecaz]

  • Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen

    Bir ara karşıdaki salaş birahanenin penceresine göz atıyorum. - Ahmet Ümit

AZILI

[sıfat]

  • Gözü bir şeyden yılmayan, azgın

    Kahveci hem kulampara hem de azılı bir katil olarak şöhretli biri olduğundan bu mekâna ayak basan pek olmuyordu. - Yusuf Atılgan

[mecaz]

  • Çok şiddetli, korkunç

    En azılı küfürler kalın bir argo kabuğu içinde saklı. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

AŞILI

[sıfat]

  • Herhangi bir hastalığa karşı aşılanmış olan (kimse)
  • Aşı yapılmış (bitki)

ACIMA

[isim]

  • Acımak durumu
  • Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet

    Sizin zerre kadar acımanız yok mu? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: acıma duygusu, acıma hissi