[nesnesiz]

• Tadı acı olmak, acılaşmak

  Ağzım acılandı.

[-le]

[mecaz]

• Acılı durumda olmak, üzüntüye kapılmak, üzülmek

  Yunus Emre insanların acılarıyla acılanan insandır. - Nezihe Araz

[sıfat]

• Acımsı

[isim]

• Acıktırmak işi

[isim]

• Acıklı olma durumu

[nesnesiz]

• Acıkma işine konu olmak

  Bu saatte acıkılır mı?

[-e]

• Acınma işine konu olmak

[nesnesiz]

• Acıtma işine konu olmak

[isim]

• Acındırmak işi

  Bütün bunlar görünürde pazarlama taktiği ama aslında bir acındırma, kandırma seansı idi. - Üstün Dökmen

[nesnesiz]

• Tadı bozulmak, acı olmak

  Bir duman daha çekiyorum, tütünün tadı giderek acılaşıyor. - Ahmet Ümit

• Yemlerde genellikle yağ asitlerinin oksidasyonu ve hidroliz sonucu uygun olmayan koku ve tat meydana gelmek

[mecaz]

• Dokunaklı duruma gelmek

  Sesi gerçekten acılaşmıştı.

[mecaz]

• Konuşma sert bir durum almak, kırıcılaşmak

[isim]

• Acısız olma durumu