ABIKEVSER Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
ABIKEVSER harflerini içeren 4 harfli 43 kelime bulunuyor. 4 harfli ABIKEVSER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
SIVA12,
EREK
-
Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef
Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur. - Azra Erhat
Birleşik Kelimeler: erek bilimi
ERKE
- Enerji
- Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü
KARE (Kelime Kökeni: Fransızca carré)
- Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba
-
Bu biçimde olan
Kare masa.
-
İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi
Kare as. Kare kız.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ...-in karesi
- karesini almak
Birleşik Kelimeler: kare kare, karekök, birimkare, kilometrekare, metrekare, tamkare
KERE (Kelime Kökeni: Arapça kerre)
-
Kez, yol, defa, sefer
Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek
Birleşik Kelimeler: bin kere, bir kere, kırk kere, milyon kere, otuz kere, yüz kere
ARIK
-
Ark
Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı. - Cahit Uçuk
- Fide veya fidan dikilen yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- arık çekmek
-
Zayıf, cılız, kuru, sıska
Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- arık ata kuyruğu da yüktür
- arık etten yağlı tirit olmaz
- arık öküze bıçak çalınmaz
AKSE (Kelime Kökeni: Fransızca accès)
- Hastalık nöbeti, kriz
Birleşik Kelimeler: kalp aksesi
ESER (Kelime Kökeni: Arapça es̱er)
-
Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt
Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Yayın, kitap, yapıt
Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
İz, işaret, im
Yüzünde biraz önceki elemden, kızgınlıktan, çaresizlikten eser yoktu. - Ayşe Kulin
-
Soyut kavramlarda belirti
Acaba, bir yolunu bulup bir talih eseri olarak gidemez miydik? - Azra Erhat
Ata Sözleri ve Deyimler
- eser kalmamak
Birleşik Kelimeler: eser miktarda, esericedit, başeser, edebî eser, neveser, şaheser, tarihî eser, yazma eser, sanat eseri, saz eseri, tesadüf eseri, eski eserler
ESRE
- Arap harfli metinlerde bir ünsüzün ı, i seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, kesre
IRAK
-
Uzak
Sesin ıraktan gelir, yürek deler. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- ırak yerin haberini kervan getirir
Birleşik Kelimeler: ırakgörür
- Klasik Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri
KARS
- Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
KÂSE (Kelime Kökeni: Farsça kāse)
-
Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak
Kocaman bakır kâsede kuskus çorbası vardı. - Nezihe Araz
Birleşik Kelimeler: kâseifağfur
KARI
-
Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce
Eve varınca karım Fadime kapıyı açar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kadın
Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı. - Halide Edip Adıvar
- Yaşlı, ihtiyar
Ata Sözleri ve Deyimler
- karı gibi
- karının saçlısı, tarlanın taşlısı
- karısının üstüne evlenmek
Birleşik Kelimeler: karı ağızlı, karı kız milleti, karı koca, karım köylü, karısı ağızlı, karısı köylü, katır karı, kocakarı, alkarısı, çarşamba karısı, mahalle karısı
KESE (Kelime Kökeni: Farsça kīse)
-
Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba
Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam
-
Bu küçük torba miktarında olan
Üç kese tütün.
-
Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kap
Kur'an kesesi.
- Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten, cep biçiminde bez
-
Bir kimsenin mal varlığı
Bu sadeleşme, vücut ve keseye daha elverişli idi. - Falih Rıfkı Atay
- Organizmanın bazı boşlukları
- Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik
- Beş yüz kuruşluk para birimi
Ata Sözleri ve Deyimler
- keseden yemek
- kesenin ağzını açmak
- kesenin dibi görünmek
- kesenize bereket
- kesesi elvermemek
- kesesine bir şey girmek
- kesesine göre
- kesesine güvenmek
- kesesini doldurmak
- keseye danış, pazarlığa sonra giriş
- keseye davranmak
Birleşik Kelimeler: kese çiçeği, kese kâğıdı, kese yoğurdu, bol keseden, döl kesesi, göz kesesi, hamam kesesi, hava kesesi, idrar kesesi, işitme kesesi, öd kesesi, reçine kesesi, safra kesesi, spor kesesi, su kesesi, yağ kesesi, yüzme kesesi
- Kısa, kestirme (yol)
RAKI (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳī)
-
Üzüm, incir, erik vb. meyvelerin alkolle mayalanarak damıtılmasıyla elde edilen içki, aslansütü, imamsuyu
Mollanın ağzından sert bir rakı kokusu çıkıyordu. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: rakı âlemi, rakı bardağı, rakı meclisi, ayazlandırılmış rakı, boğma rakı, düz rakı, ardıç rakısı, erik rakısı, sakız rakısı
RAKS (Kelime Kökeni: Arapça raḳṣ)
-
Bir tür dans
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı / Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı - Yahya Kemal Beyatlı
- Salınım
Ata Sözleri ve Deyimler
- raks etmek
Birleşik Kelimeler: raks aksağı