ABSTRAKSİYONİZM Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ABSTRAKSİYONİZM harflerini içeren 4 harfli 256 kelime bulunuyor. 4 harfli ABSTRAKSİYONİZM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOZA10, AYAZ9, BOYA9, BRİZ9, BAZA9, ZİYA9, ZAYİ9, AZİM8, AZMA8, AZOT8, BOKS8, BROM8, BAYİ8, İMZA8, İZAM8, KOZA8, MİZA8, MAZİ8, MAYO8, OYMA8, OYSA8, OZAN8, ROZA8, SOYA8, SOBA8, SABO8, YABA8, YOMA8, ZONK8, ZONA8, ZOKA8, ZAMK8, ASYA7, ARAZ7, AYMA7, AZAR7, AZAT7, AZİT7, ABİS7, BORA7, BAKS7, BARO7, İZAN7, İYOT7, İYON7, İBİS7, İKİZ7, İKAZ7, İZİN7, KRİZ7, KAZA7, MİSO7, MORS7, MAYİ7, MAYA7, NİZA7, NAZİ7, ORYA7, ONAY7, ROBA7, SOMA7, SİYA7, SABA7, SABİ7, SAYA7, TARZ7, YONT7, YAMA7, YASA7, ZİRA7, ZİNA7, ZATİ7, ZARA7, ZAİT7, ABAT6, ARYA6, ASMA6, AMOR6, AYİN6, AYNA6, AYNİ6, AYAR6, AYAN6, ATOM6, AYAK6, ABRA6, BRİT6, BRİK6, BİRİ6, BİRA6, BİNİ6, BARK6, BARİ6, BARA6, BANT6, BANK6, BANİ6, BANA6, BAKİ6, BATİ6, BİNA6, BİAT6, İSOT6, İSİM6, İBRA6, İBİK6, KABA6, KOSA6, KOMİ6, KOMA6, KROM6, KROS6, KAOS6, KAYA6, MİSK6, MOKA6, MONT6, MANO6, MARS6, MASA6, MASK6, NORM6, ONMA6, ORSA6, RİYA6, ROMA6, SİMA6, SKOR6, STOK6, STOR6, SAMİ6, SAKO6, TABİ6, TABA6, TAYA6, YAKA6, YANİ6, YARA6, ARMA5, ARSA5, ASAR5, ASİT5, ASRİ5, ANAM5, ANMA5, ANOT5, AORT5, ATMA5, AMİR5, AMAN5, AMİN5, AMİT5, AKİM5, AKİS5, AKMA5, AKOR5, AKSİ5, İNAM5, İMAR5, İRİS5, İRSİ5, İMAN5, İKON5, KORT5, KOTA5, KONT5, KONİ5, KRON5, KİST5, KANO5, KARO5, KARS5, KASA5, KAST5, KAMA5, KAİM5, KİMİ5, MİRİ5, MİRA5, MİNK5, MİNİ5, MİKA5, MİAT5, MARN5, MARK5, MANİ5, MANA5, MAKİ5, MAİN5, MART5, NİSA5, NOTA5, NATO5, ORAK5, ORAN5, ORTA5, ONAR5, OKAR5, ONAT5, RİSK5, ROKA5, ROTA5, RAKS5, RAMİ5, RAST5, SAAT5, SİNİ5, SİRK5, SANA5, STAR5, SARİ5, SARA5, SAKİ5, SAKA5, SAİK5, SAİR5, TAAM5, TOKA5, TRAS5, TROK5, TRİO5, TORK5, TASA5, ARKA4, ANKA4, ARAK4, ATAK4, ATİK4, AKAR4, AKİT4, İRAT4, İNTİ4, İNİK4, İRİN4, İNAT4, İNAK4, İTKİ4, İKNA4, İKTA4, KİRA4, KANİ4, KANT4, KARA4, KANA4, KARİ4, KART4, KAİN4, KATİ4, NAAT4, NARA4, RİNA4, RİNT4, RİKA4, RANT4, TANK4, TAKA4

ARKA

[isim]

  • Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı

    Evin arkasında dekorlar boyarlardı. - Adalet Ağaoğlu

  • Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi

    Çocuğun arkası ağrıyormuş.

  • Geri kalan bölüm

    Masalın arkası. Yazının arkası.

  • Art, peş
  • Otururken sırtın dayandığı yer

    Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu. - Tarık Buğra

  • İnsanın vücudu, bedeni

    Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Arkada olan, arkada bulunan

[sıfat]

[mecaz]

  • Kayıran, destekleyen

    Memur olmak için büyük bir arka gerek. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]

  • Geçmiş, geride kalmış zaman

    Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arka arkaya vermek
  • arka bulmak
  • arka çevirmek
  • arka çıkmak
  • arkada bırakmak
  • arkada bırakmak
  • arkada kalanlar (veya arkadakiler)
  • arkada kalmak
  • arkadan söylemek
  • arkadan vurmak
  • arka kapıdan çıkmak
  • arka olmak
  • arkası alınmak
  • arkası gelmek
  • arkası kesilmek
  • arkasına (bile) bakmadan gitmek (veya kaçmak)
  • arkasına almak
  • arkasına düşmek (veya takılmak)
  • arkasında dolaşmak (veya gezmek)
  • arkasından atlı kovalamak
  • arkasından atmak (veya konuşmak)
  • arkasından koşmak
  • arkasından sürüklemek
  • arkasından teneke çalmak
  • arkasından zil takıp oynamak
  • arkasında yumurta küfesi yok ya! (veya olmamak)
  • arkasını (birine) vermek
  • arkasını (bir şeye) vermek
  • arkasını almak
  • arkasını bırakmak
  • arkasını dayamak
  • arkasını getirememek
  • arkasını sağlama almak
  • arkasını sıvamak
  • arkası olmamak
  • arkası yere gelmemek
  • arka vermek
  • arkaya bırakmak (veya koymak)
  • arkaya kalmak

Birleşik Kelimeler: arka arka, arka arkaya, arka ayak, arkabahçe, arka müziği, arka plan, arka sokak, arka teker, arkaüstü, arka yüz, arkadan arkaya, arkası pek, arkası sıra, arkası yarın, arkası yufka, perde arkası

ANKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿanḳā)

[isim]

  • Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Simurg, Zümrüdüanka

Birleşik Kelimeler: Zümrüdüanka

ARAK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Ter
  • Pirinç ve şeker kamışından elde edilen bir rakı türü

[isim]

[argo]

  • Çalma

ATAK

[sıfat]

  • Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr

    Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çevik, hareketli

[halk ağzında]

  • Geveze

[isim]

[tıp]

  • Aniden başlayan hastalık nöbeti

[isim]

  • Atılım
  • Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın

[spor]

  • Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak

ATİK

[sıfat]

  • Çabuk davranan, çevik

Birleşik Kelimeler: atik tetik

[sıfat]

[eskimiş]

  • Eski, eski zamanla ilgili

Birleşik Kelimeler: Ahd-i Atik

AKAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳār)

[isim]

[eskimiş]

  • Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk, akaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akar edinmek

[isim]

  • Halı, koltuk, yatak vb. yerlerde ve nemli ortamlarda yaşayan, astıma yol açabilen, insan vücudundan dökülen deri tozlarıyla ve parçacıklarıyla beslenen bir tür canlı

[isim]

  • Sıvı, mai, likit

ÂKİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳid)

[sıfat]

  • Bağıtçı

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Sözleşme
  • Nikâh

Birleşik Kelimeler: akit vaadi, akdetmek, evlilik akdi, hizmet akdi, iş akdi

İRAT (Kelime Kökeni: Arapça īrād)

[isim]

  • Gelir

    Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Gelir getiren mülk

    Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu. - Ömer Seyfettin

[eskimiş]

  • Söyleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irat etmek

Birleşik Kelimeler: iradımesel

İNTİ (Kelime Kökeni: (Kızılderili dillerinden))

[isim]

[eskimiş]

  • Peru para birimi

İNİK

[sıfat]

  • İnmiş, indirilmiş

    Pencere perdeleri hep inikti. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: inik deniz

İRİN

[isim]

  • Organizmanın herhangi bir yerinde iltihaplanma sonunda ölmüş hücre artıklarından ve bozulmuş akyuvarlardan oluşan, mikroplu veya mikropsuz, genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı, cerahat

İNAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿinād)

[isim]

  • Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim

    Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir. - Tarık Buğra

  • Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme

    İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İnatçı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inadım inat olmak
  • inadı tutmak
  • inat etmek

Birleşik Kelimeler: eşek inadı, gâvur inadı, katır inadı, keçi inadı

İNAK

[isim]

[felsefe]

  • Dogma

İTKİ

[isim]

[ruh bilimi]

  • Tepi

    Bilinç dışı özgürlüğünün itkisiyle en sonunda âşık olmuştur. - Selim İleri

İKNA (Kelime Kökeni: Arapça iḳnāʿ)

[isim]

  • Bir konuda birinin inanmasını sağlama, inandırma, kandırma

    Sinirleniyor, kendi kendimi ikna için daha ısrarla, daha fazla konuşuyordum. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikna etmek
  • ikna olmak