ABDESTBOZAN Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ABDESTBOZAN harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli ABDESTBOZAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AZADE10,
SANAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣanʿat)
-
Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık
Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. - Tarık Buğra
-
Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım
İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu. - Asaf Halet Çelebi
-
Bir şey yapmada gösterilen ustalık
Konuşma sanatı.
-
Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü
Askerlik sanatı.
- Zanaat
Birleşik Kelimeler: sanat adamı, sanat danışmanı, sanat dünyası, sanat enstitüsü, sanat eri, sanat eseri, sanatevi, sanat filmi, sanat okulu, sanatsever, abstre sanat, betili sanat, betisiz sanat, edebî sanat, figüratif sanat, Gotik sanat, güdümlü sanat, soyut sanat, tezyinî sanat, yedinci sanat, güzel yazı sanatı, tahnit sanatı, temaşa sanatı, görsel sanatlar, grafik sanatları, güzel sanatlar, plastik sanatlar, el sanatları, sahne sanatları, süsleme sanatları
SATEN (Kelime Kökeni: Fransızca satin)
- Atlas (I)
-
Parlak, pamuklu kumaş
Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin
- Bu kumaştan yapılmış
ÂDETA (Kelime Kökeni: Arapça ʿādetā)
-
Hemen hemen, sanki
Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum. - Ahmet Ümit
NEBAT (Kelime Kökeni: Arapça nebāt)
-
Bitki
Hepsi kır nebatları gibi gelişigüzel, bu mevsim burada, öbür mevsim orada doğup yaşıyorlar. - Aka Gündüz
SONAT (Kelime Kökeni: Fransızca sonate)
- Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik eseri
STENO (Kelime Kökeni: Fransızca sténo)
- Söylenen sözleri söylendiği kadar çabuk yazmaya elverişli, kısa ve yalın işaretlerden oluşan yazı yöntemi, stenografi
-
Bu yazı yöntemini kullanarak herhangi bir metni konuşma hızıyla yazan kimse, stenograf
O hazırladığım nutku, sonra şehir adına, gece, fener alayında, Mustafa Kemal'in çıkıp halkı selamladığı balkona fırlayarak söyledim, stenolar olduğu gibi zapt etmişler. - Behçet Kemal Çağlar
TABAN
- Ayağın alt yüzü, aya
- Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı
- Ayakkabının alt bölümü
- Kaide
- Bir şeyin en alt bölümü
- Değerlendirmede en alt derece
-
Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle
Partinin tabanının istekleri doğrultusunda...
- Temel
- Bir ırmağın en derin olan orta yeri
- Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü
-
Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide
Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı.
- Üslü sayılarda kuvveti alınan sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
- Tarlanın düz ve verimli kesimi
- Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabana kuvvet
- tabana kuvvet kaçmak
- taban çıkmak (veya girmek veya koymak)
- tabanları kaldırmak
- tabanları patlamak
- tabanları yağlamak
- taban tabana zıt (olmak)
- taban tepmek (veya patlatmak)
- taban yapmak
Birleşik Kelimeler: taban basma, taban düzeyi, taban fiyatı, taban halısı, taban lağımı, tabanvay, tabanı yarık, baştaban, daltaban, düztaban, karataban, ad tabanı, ayak tabanı, devetabanı, fiil tabanı, isim tabanı, veri tabanı
- Huy bakımından
- Yaradılıştan
TEBAA (Kelime Kökeni: Arapça tebaʿa)
-
Uyruk
Şüphesiz tebaasını mesut eden, koruyan bir kral da değerli bir insandır. - Mehmet Kaplan
ABONE (Kelime Kökeni: Fransızca abonné)
- Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi
-
Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse, sürdürümcü
Bu derginin üç bin abonesi var.
- Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse)
Ata Sözleri ve Deyimler
- abone etmek
- abone olmak
BASEN (Kelime Kökeni: Fransızca bassin)
- Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü
- Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4000-5000 metre derinliği olan deniz dibi
BETON (Kelime Kökeni: Fransızca béton)
- Çimentonun su yardımıyla kum, çakıl vb. maddelerle karışması sonucu oluşan sert, dayanıklı, bağlayıcı yapı malzemesi
-
Bu malzemeden yapılmış
Nihayet bu bahsettiğimiz beton evin önüne geliyor ve duruyoruz. - Esat Mahmut Karakurt
Ata Sözleri ve Deyimler
- beton gibi
Birleşik Kelimeler: betonkarar, beton santrali, beton soğutma, demirli beton, gaz beton, hazır beton
NADAS (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Tarlayı sürüp herhangi bir şey ekmeden dinlenmeye bırakma
Uçsuz bucaksız uzayan kır / Kimi yerde nadas, kimi anız - Ahmet Kutsi Tecer
Ata Sözleri ve Deyimler
- nadasa bırakmak (veya yatırmak)
- nadas etmek
SADET (Kelime Kökeni: Arapça ṣaded)
- Konuşulan asıl konu, asıl madde
Ata Sözleri ve Deyimler
- sadede gelmek
SABAN
-
Çift süren hayvanların koşulduğu demir uçlu tarım aracı
Bak çorak tarlasında sabanına dayanmış / Geniş alnı güneşle, bağrı ateşle yanmış - Faruk Nafiz Çamlıbel
Ata Sözleri ve Deyimler
- sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz
- saban sürmek
Birleşik Kelimeler: saban balığı, saban demiri, saban kemiği, sabankıran, saban kulağı, kara saban
SEBAT (Kelime Kökeni: Arapça s̱ebāt)
- Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme
Ata Sözleri ve Deyimler
- sebat etmek (veya göstermek)