ABAJURCULUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ABAJURCULUK harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli ABAJURCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ABUJA17, BARAJ16, RUJLU16, AKAJU15, JAKAR14, BURCU12, BUCAK11, BACAK10, BURUK9, KURCA9, KUBUR9, BURAK8, BULAK8, KABUL8, ABLAK7, BARAK7, BARKA7, BALAR7, BAKLA7, KURUL7, KURAL6, UKALA6

KURAL

[isim]

  • Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam

    Dil bilgisi kuralları.

  • Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke

    O, yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kural dışı, kurala aykırı, üç birlik kuralı, görgü kuralları, yazım kuralları

UKALA (Kelime Kökeni: Arapça ʿuḳalā)

[sıfat]

  • Kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse)

    Sinirli, ukala, münasebetsiz herifin biridir. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: ukala dümbeleği

ABLAK

[sıfat]

  • Yayvan ve dolgun (yüz)

    Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri. - Orhan Kemal

BARAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Tüylü, kıllı çuha
  • Bir cins tüylü av köpeği

BARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca barca)

[isim]

  • Büyük sandal

BALAR (Kelime Kökeni: Farsça bālār)

[isim]

[eskimiş]

  • Pedavra

BAKLA (Kelime Kökeni: Arapça bāḳilā)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Baklagillerden, yurdumuzun her yerinde yetiştirilen, yeşil kabuklu ve taneli bir bitki (Vicia faba)

    Evlerinin uğru bakla / Al beni koynunda sakla - Halk türküsü

[bitki bilimi]

  • Bu bitkinin yeşil ürünü veya kuru tanesi
  • Bir zinciri oluşturan halka veya parçalardan her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bakla dökmek (veya atmak)
  • bakla kadar
  • baklayı ağzından çıkarmak

Birleşik Kelimeler: baklaçiçeği, bakla çiçeği, bakla falı, bakla içi, bakla kırı, acı bakla, akbakla, delice bakla, iç bakla, gâvur baklası, Hint baklası, koyun baklası, kurt baklası, Mısır baklası, sakız baklası, yaban baklası, Yahudi baklası

KURUL

[isim]

  • Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble

Birleşik Kelimeler: alt kurul, genel kurul, seçici kurul, üst kurul, yarkurul, Bakanlar Kurulu, balotaj kurulu, denetim kurulu, denetleme kurulu, disiplin kurulu, onur kurulu, sağlık kurulu, sandık kurulu, seçiciler kurulu, soruşturma kurulu, tahkim kurulu, teftiş kurulu, uzlaştırma kurulu, yargıcılar kurulu, yasama kurulu, yazı kurulu, yönetim kurulu, yürütme kurulu

BURAK

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti

BULAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kaynak, pınar

KABUL (Kelime Kökeni: Arapça ḳabūl)

[isim]

  • Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma

    Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Konukları veya işi olanları yanına, katına alma

    Başımı kaşıyacak vaktim yok. Kabul saatlerine dikkat oluna! - Nazım Hikmet

  • Sunulan bir şeyi, armağanı alma
  • Bir öneriyi uygun bulma, onaylama
  • Bir yere alınma

    Okula kabulüm için dilekçe verdim.

[ticaret]

  • Akseptans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabul etmek (veya eylemek)
  • kabul görmek

Birleşik Kelimeler: kabul günü, kabul kredisi, kabul odası, kabul resmi, kabul salonu, kabul töreni, kabul yeri, hüsnükabul, kayıt kabul, ön kabul, resmikabul

BURUK

[sıfat]

  • Burulmuş olan
  • Tadı kekre olan (meyve)

    Vişne şerbetinin bu buruk tadı gerçek midir? - Attila İlhan

[isim]

  • Uygun olmayan şartlar sonucu dönerek büyüyen ağacın kerestesi

[mecaz]

  • Alınarak küskünlük gösteren, gücenmiş (kimse)

    Rahmi'ye karşı o da ötekiler gibi buruktu. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: buruk buruk

KURCA

[isim]

[halk ağzında]

  • Karıştırma, kaşıma

Birleşik Kelimeler: kurca çıbanı

KUBUR

[isim]

[eskimiş]

  • Tuvalet deliğinden lağıma inen boru
  • Boru biçiminde kap

    Ok kuburu.

  • Bir tür tabanca, dolma tabanca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kubur sıkmak

BACAK

[isim]

[anatomi]

  • Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü

    Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu. - Peyami Safa

[anatomi]

  • Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ
  • Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri, ayak

    İpleri sedirlerin bacaklarına doladılar. - Lâtife Tekin

  • İskambil kâğıtlarında genç erkek resimli kâğıt, oğlan, vale

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bacağına geçirmek
  • bacak bacak üstüne atmak
  • bacak kadar
  • bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var
  • bacakları kopmak
  • bacaklarını uzatmak
  • bacakları tutmaz olmak

Birleşik Kelimeler: bacakkalemi, bacakkıran, alabacak, baldır bacak, bastıbacak, karabacak, kılıç bacak, takma bacak, ayıbacağı