ALÇALIVERME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ALÇALIVERME harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli ALÇALIVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Alçalıverme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Alçalıverme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇIVMA16, ÇAVLI15, ÇAVMA15, AÇVAL14, ÇEVRE14, REVAÇ14, EMVAL12, MEVLA12, MAVRA12, MAVAL12, VERME12, VEREM12, VARMA12, AVARE11, LARVA11, ÇALIM10, ALMAÇ9, ÇALMA9, ÇELME9, ÇALAR8, REÇEL8, IRAMA7, ALLEM6, AMELE6, ALARM6, EMARE6, LAMEL6, MARAL6, MELAL6, REMEL6


ALLEM


[isim]
  • `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

    Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek


AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)


[isim]
  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi


ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)


[isim]
  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek


EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)


[isim] [eskimiş]
  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)


[isim]
  • Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
[biyoloji]
  • Çok ince tabaka

MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Dişi geyik

MELAL (Kelime Kökeni: Arapça melāl)


[isim] [eskimiş]
  • Can sıkıntısı, usanç

    Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melal duymak


REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)


[isim] [edebiyat]
  • Aruz ölçülerinden biri
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir usul

IRAMA


[isim]
  • Iramak işi

ÇALAR


[isim]
  • Ayırtı

REÇEL (Kelime Kökeni: Farsça rīçāl)


[isim]
  • Meyvelerin şekerle kaynatılmasıyla hazırlanan tatlı

    Onlar kahve, süt hatta kışın salep içmeyi, zeytin, peynir, reçel ve ekmek yemeyi tercih ederler. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ayva reçeli, çilek reçeli, erik reçeli, kayısı reçeli, kızılcık reçeli, kiraz reçeli, meyve reçeli, vişne reçeli


ALMAÇ


[isim] [fizik]
  • Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz, alıcı, reseptör

ÇALMA


[isim]
  • Çalmak işi

    Kimsenin bilmediği bir havayı çalmaya başladılar. - Halit Fahri Ozansoy

[sıfat]
  • Çalınmış

    Çalma mal.

[sıfat]
  • Kakmalı olmayan, kalemle işlenmiş

    Çalma çiçekli bir gümüş vazo.

[halk ağzında]
  • Kibrit

ÇELME


[isim]
  • Çelmek işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çelme atmak (veya takmak veya vurmak)


ÇALIM


[isim]
  • Karşıdakini etkilemek amacıyla sergilenen abartılı davranış, kurum, caka, afra tafra, afur tafur, zambır

    Sözlerini tartarak konuşuyorlarsa çalımlarından değil bu. - Nermi Uygur

[denizcilik]
  • Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması
[spor]
  • Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çalım atmak (veya yapmak)
  • çalımına gelmek (veya getirmek)
  • çalımından geçilmemek
  • çalım satmak
  • çalım yemek

Birleşik Kelimeler: alım çalım, kaşık çalımı