AKSIRIVERME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



AKSIRIVERME harflerini içeren 5 harfli 56 kelime bulunuyor. 5 harfli AKSIRIVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Aksırıverme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Aksırıverme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SIVIK14, KIVAM13, SEVME13, SEVER12, VERME12, VEREM12, EVRAK11, REVAK11, KISIM9, MISIR9, SIRIM9, SIKIM9, KISMA8, KISIR8, KASIM8, KIRIM8, MISRA8, SIRMA8, SIRIK8, SIMAK8, SIKMA8, SARIM8, ESMEK7, ESMER7, ESAME7, ISRAR7, IRMAK7, KASEM7, KASIR7, KESME7, KIRMA7, MIRRA7, MERES7, MASKE7, RAKIM7, SARIK7, SEMER7, SERME7, SEKME7, ASKER6, ESRAR6, ERMEK6, EKSER6, EMARE6, KREMA6, KAMER6, KESRE6, KESER6, KEREM6, KERES6, KEMER6, KEMRE6, MARKE6, MEREK6, MERAK6, SERAK6


ASKER (Kelime Kökeni: Arapça ʿasker)


[isim]
  • Orduda görev yapan erden generale kadar herkes

    Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü. - İbrahim Alâeddin Gövsa

[sıfat]
  • Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli

    Asker adam.

[sıfat]
  • Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan

    Asker millet.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asker çıkarmak
  • askere alınmak
  • askere çağrılmak
  • askere gitmek
  • asker etmek (veya eylemek)
  • asker gibi
  • asker olmak

Birleşik Kelimeler: asker hastanesi, asker kaçağı, asker ocağı, asker tayını, kazasker, serasker, yedek asker, hassa askeri


ESRAR (Kelime Kökeni: Arapça esrār)


[isim]
  • Gizler, sırlar

    Yüzüme, tekrar o eski, esrar dolu gözlerle bakıyor. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esrara dalmak

Birleşik Kelimeler: esrar kumkuması, esrar perdesi

[isim]
  • Hint kenevirinden çıkarılan ve kullanılacak miktara göre uyarıcı, sarhoş edici veya uyuşturucu etkileri olan bir madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esrar çekmek

Birleşik Kelimeler: esrar otu, esrar tekkesi


ERMEK


[-e]
  • Erişmek

    Nereden geldiğini anlamadığı bir ataklığa ermişti. - Necati Cumalı

[nesnesiz]
  • İnsan veya bitki büyüyüp gelişmek, yetişmek
[nesnesiz]
  • Ürün olgunlaşmak

    Arpalar erdi de gelin, girdik yolmaya - Halk türküsü

[nesnesiz] [din bilgisi]
  • Kendini Tanrı yoluna vermiş kimse insanüstü kutsal bir aşamaya erişmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erdiğine erer, ermediğine taş atar

Birleşik Kelimeler: aşermek


EKSER


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük çivi

EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)


[isim] [eskimiş]
  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


KREMA (Kelime Kökeni: İtalyanca crema)


[isim]
  • Bir tür yumurtalı süt tatlısı

KAMER (Kelime Kökeni: Arapça ḳamer)


[isim] [eskimiş] [gök bilimi]
  • Ay

Birleşik Kelimeler: kamer balığı


KESRE (Kelime Kökeni: Arapça kesre)


[isim] [eskimiş]
  • Esre

KESER


[isim]
  • Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç

    Kadınlar kucaklarından bebeklerini atıp ellerine keserleri aldılar. - Lâtife Tekin

Birleşik Kelimeler: ayak keseri, el keseri, nalıncı keseri


KEREM (Kelime Kökeni: Arapça kerem)


[isim] [eskimiş]
  • Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kerem buyurun (veya eyleyin)
  • kerem etmek

Birleşik Kelimeler: kerem sahibi


KERES


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük ve derin karavana

KEMER (Kelime Kökeni: Farsça kemer)


[isim]
  • Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı

    Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı. - Peyami Safa

[sıfat]
  • Tümsekli

    Kemer burun.

[anatomi]
  • Kemiklerden oluşan yay biçimindeki yapı

    Kaş kemeri. Damak kemeri. Ayak kemeri.

[jeoloji]
  • Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı
[mimarlık]
  • İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı

    Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filan hepsi tamamdı. - Oğuz Atay

[eskimiş]
  • Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kemer (veya kemerini) sıkmak
  • kemeri dolu olmak

Birleşik Kelimeler: kemer bağlama, kemer gözü, kemer patlıcanı, bel kemeri, emniyet kemeri, su kemeri

[isim]
  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

KEMRE


[isim] [halk ağzında]
  • Gübre, tezek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kemre bağlamak


MARKE (Kelime Kökeni: Fransızca marqué)


[sıfat] [spor]
  • `Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, tutmak, gölgelemek, markaja almak` anlamındaki marke etmek birleşik fiilinde geçen bir söz

MEREK


[isim] [halk ağzında]
  • Samanlık, odunluk, hayvan yemi deposu veya ahır