AKSIRIVERMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



AKSIRIVERMEK harflerini içeren 6 harfli 25 kelime bulunuyor. 6 harfli AKSIRIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIVRIM15, KIVRIK14, SEVMEK14, KIVRAK13, KEVSER13, VERMEK13, ISIRMA10, KISMIK10, SIRIMA10, KISMAK9, KIRKIM9, MARSIK9, SIKMAK9, KIRMAK8, KISRAK8, KIRKMA8, KARMIK8, KERMES8, KESMEK8, SARKIK8, SERMEK8, SEKMEK8, KERKES7, KIRKAR7, KRAKER6


KRAKER (Kelime Kökeni: Fransızca cracker)


[isim]
  • Bir tür gevrek ve tuzlu bisküvi

KERKES (Kelime Kökeni: Arapça kerkes)


[isim] [eskimiş] [hayvan bilimi]
  • Akbaba

KIRKAR


[sıfat]
  • Kırk sayısının üleştirme sayı sıfatı

KIRMAK


[-i]
  • Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak

    Taşları kırmak. Bardağı kırmak.

[nesnesiz]
  • Belirli bir biçimde katlamak

    Forma kırmak.

[-e]
  • Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek

    Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun. - Burhan Felek

[mecaz]
  • Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek

    Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz. - Mehmet Kaplan

[mecaz]
  • Yok etmek

    Bir gündüz olsa belki bu derdi kıracağım / Yoksa bu sensizlikten artık çıldıracağım - Enis Behiç Koryürek

[mecaz]
  • Gücünü, etkisini azaltmak

    Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış. - Burhan Felek

[argo]
  • Kaçmak, uzaklaşmak
[nesnesiz] [ticaret]
  • Değerinden düşük fiyata almak

    Bono kırmak. Çek kırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırdığı koz (veya ceviz) kırkı (veya bini) aşmak
  • kırıp dökmek
  • kırıp geçirmek
  • kırıp sarmak

Birleşik Kelimeler: bakterikıran, Kervankıran, sabankıran, saçkıran, sahipkıran, zararlıkıran


KISRAK


[isim] [hayvan bilimi]
  • Dişi at

    Kurt görmüş bir kısrak heyecanıyla haykıra haykıra kaçtı. - Ömer Seyfettin


KIRKMA


[isim]
  • Kırkmak işi

KARMIK


[isim] [halk ağzında]
  • Çay ağzında yapılan balıkçı büğeti

KERMES (Kelime Kökeni: Fransızca kermesse)


[isim]
  • Bir derneğe, bir çalışmaya yardım sağlamak amacıyla genellikle açık havada satış yapılarak gelir sağlanan toplantı

KESMEK


[-i]
  • Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak

    İpi kesmek.

[nesnesiz]
  • Ucunu almak

    Saç kesmek. Tırnak kesmek.

[nesnesiz]
  • Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak

    Koyun kesmek. Tavuk kesmek.

[nesnesiz] [-den]
  • Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek

    Ücretinden beş lira kesmişler.

[nesnesiz]
  • Susmak

    Kes artık yeter!

[nesnesiz] [argo]
  • Uydurmak, yalan söylemek
[mecaz]
  • Birini yermek, kötülemek

    Hiç değil beni kesmeden edemez o. - Orhan Kemal

[mecaz]
  • Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak
[mecaz]
  • Vahşice öldürmek
[spor]
  • Oyuncuyu takım kadrosuna almamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kesip atmak
  • kesip biçmek
  • kes parmağını çık pazara, merhem buyuran çok olur
  • kestiği tırnak olamamak

Birleşik Kelimeler: kesyap, kesyapıştır, ateşkes


SARKIK


[sıfat]
  • Aşağı doğru uzanmış veya uzanmış, sarkmış, sölpük, salpa, gevşek

    İri yarı, bıyıkları sarkık bir ozan elini dostça omzuna attı. - Çetin Altan


SERMEK


[-e] [-i]
  • Kurutmak için asmak

    Kar gibi çamaşırları serip eve döndü. - Oktay Rifat

[mecaz]
  • Boşlamak, savsaklamak

Birleşik Kelimeler: sere serpe


SEKMEK


[nesnesiz]
  • Tek veya iki ayak üzerinde sıçramak

    Evden yola, yoldan eve varabilmek için evvelce yerleştirilmiş iri kayalar üzerinde sekmek gerekirdi. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: kargasekmez


KISMAK


[-i]
  • Sesi azaltmak, alçaltmak

    Radyoyu biraz kısar mısın?

[-den] [mecaz]
  • Masraf, harcama vb.ni azaltmak

    Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs - Behçet Necatigil

[mecaz]
  • Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
[halk ağzında]
  • Pintilik etmek

KIRKIM


[isim]
  • Davarların kırkılması işi

Birleşik Kelimeler: geyikler kırkımında


MARSIK


[isim]
  • Yapılırken iyice yakılmadığından duman ve koku vererek yandığı için baş ağrısı yapan odun kömürü

    Mangalın üstünde bir boru, marsık kokusu dar sokağı doldurmuş. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat] [mecaz]
  • Zayıf ve teni koyu renkte olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • marsık gibi