AKROMATİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



AKROMATİK harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli AKROMATİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ATOMİK8, AMORTİ8, KOMİTA8, KORKMA8, OTARMA8, OTAMAK8, OKRAMA8, TOKMAK8, ARTMAK7, KOKART7, KAOTİK7, KARAİM7, KARMAK7, KATMAK7, MİKTAR7, MARKKA7, MATRAK7, TAKMAK7, ARKAİK6, ARKTİK6, KATRAK6, RİKKAT6


ARKAİK (Kelime Kökeni: Fransızca archaïque)


[sıfat]
  • Güzel sanatlarda klasik çağ öncesinden kalan
[edebiyat]
  • Konuşulan ve yazılan dilde, kullanımdan düşmüş olan (eski söz veya deyim)

ARKTİK (Kelime Kökeni: Fransızca arctique)


[sıfat] [coğrafya]
  • Kuzey Kutbu'yla ilgili, Kuzey Kutbu yakınında olan

    Arktik kuşak.


KATRAK


[isim]
  • Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi

RİKKAT (Kelime Kökeni: Arapça riḳḳat)


[isim] [eskimiş]
  • İncelik, naziklik

    Onun hummalar içinde yatan güzel yüzünü görünce hüzün ve rikkatinden yanaklarına akan bir iki damla yaşı tutamadı. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rikkat vermek


ARTMAK


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük heybe
[nesnesiz]
  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu


KOKART (Kelime Kökeni: Fransızca cocarde)


[isim] [askerlik]
  • Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret

KAOTİK (Kelime Kökeni: Fransızca chaotique)


[sıfat]
  • Kargaşa içinde olan

    Bu kaotik şehrin en fazla, zaman tanımayan solumasını seviyordu. - Nermin Bezmen


KARAİM (Kelime Kökeni: İbranice)


[isim]
  • Çoğu Türk soyundan olan ve genellikle Polonya ve Litvanya topraklarında oturan bir Musevi topluluğu, Karay

KARMAK


[-i]
  • Karıştırmak, birbirine katmak
[nesnesiz]
  • Toz durumundaki bir şeyi sıvı ile karıştırarak çamur veya hamur durumuna getirmek

    Yapı için harç karmak. Boya karmak.

Birleşik Kelimeler: betonkarar


KATMAK


[-e] [-i]
  • Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak

    Sirkeye su katmak.

[halk ağzında]
  • Döllenmeyi sağlamak için erkek hayvanı dişinin yanına salmak

MİKTAR (Kelime Kökeni: Arapça miḳdār)


[isim]
  • Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik

Birleşik Kelimeler: eser miktarda, teşehhüt miktarı


MARKKA (Kelime Kökeni: Fince)


[isim] [eskimiş]
  • Finlandiya para birimi, mark

MATRAK (Kelime Kökeni: Arapça miṭrāḳ)


[isim] [eskimiş] [tarih]
  • Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek
[sıfat] [argo]
  • Eğlenceli, gülünç, hoş

    Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • matrağa almak
  • matrak geçmek


TAKMAK


[-i]
  • Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek

    Gözlüğünü takıp masaya eğildi. - Refik Halit Karay

[-e] [nesnesiz]
  • Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek

    Geline pırlanta yüzük takmışlar.

[-e] [-i]
  • Ad, lakap koymak

    Ona bu adı kim takmıştır, ne zaman takmıştır, bilemiyor. - Haldun Taner

[nesnesiz]
  • Kuşanmak

    Kılıç takmak.

[-e] [mecaz]
  • Biriyle olumsuz olarak uğraşmak

    Matematik öğretmeni ona taktığı için dersten kaldı.

[argo]
  • Borç bırakmak

    Bu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu. - Peyami Safa

[argo]
  • Önemsemek, önem vermek, tınmak

    Dün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların Şalvarlı Nuriyesi'ni takar mıyım? - Adalet Ağaoğlu

[-den] [argo] [-de]
  • Sınavını başaramamak

    Bütün derslerden takarak sınıfta kaldı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takıp takıştırmak

Birleşik Kelimeler: asım takım, bultak


ATOMİK (Kelime Kökeni: Fransızca atomique)


[sıfat] [fizik]
  • Atomal