AHUVAH ile Oluşan Kelimeler (AHUVAH Kelime Türetme)



AHUVAH harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. AHUVAH kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ahuvah kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

AHUVAH21

4 Harfli Kelimeler

HAVA14, VAHA14

3 Harfli Kelimeler

HAV13, VAH13, HAH11, AHU8, AHA7

2 Harfli Kelimeler

AV8, HU7, AH6, HA6


AH


[isim]
  • İlenme, beddua
[ünlem]
  • (a:h) Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz

    Ah, ne güzeldi o Direklerarası'ndaki ramazan ve donanma geceleri. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[ünlem]
  • (a:h) Ağrı, acı duyulduğunda söylenen bir söz

    Ah başım!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ah alan onmaz
  • ah almak
  • ah çekmek
  • ah etmek
  • ahı çıkmak
  • ahını almak
  • ahını yerde koymamak
  • ahı tutmak
  • ahı yerde kalmamak
  • ah yerde kalmaz

Birleşik Kelimeler: ah vah, ahuvah


HA


[ünlem]
  • İstek uyandırmak için kullanılan bir söz

    Ha göreyim seni! Ha gayret!

[bağlaç]
  • Tekrarlanarak kullanıldığında eşitlik anlamı veren bir söz

    Ha ben gelmişim ha o. Ha bağ ha bahçe ha tarla.

[bağlaç]
  • Bazen tekrarlanan bir emir kipinin tekrarları arasında yer alarak fiil ile anlatılan işin uzadığı ve bundan bıkıldığı bildirilir

    Yürü ha yürü, yol bitmiyor ki.

[edat] [kaba konuşmada]
  • Evet
[teklifsiz konuşmada]
  • (ha:) Soru bildiren bir söz

    Sen de geldin ha?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ha babam (ha)
  • ha babam de babam
  • ha bire
  • ha deyince
  • ha gayret
  • ha şöyle
  • ha şunu bileydin

[kimya]
  • Hahniyum elementinin simgesi

AHA


[edat] [halk ağzında]
  • İşte

    Bizim köy aha şuracıkta!


HU (Kelime Kökeni: Arapça hū)


[isim]
  • Tanrı
[ünlem]
  • `Neredesin, bana bak` anlamlarında, genellikle kadınlar tarafından kullanılan bir seslenme sözü
[eskimiş]
  • Dervişler arasında kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hu çekmek (veya demek)


AHU (Kelime Kökeni: Farsça āhū)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Ceylan
[sıfat] [mecaz]
  • Güzel, ince, zarif (kadın)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahu gibi

Birleşik Kelimeler: ahududu, ahu gözlü, ahu parçası


AV


[isim]
  • Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr

    Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü. - Necip Fazıl Kısakürek

[mecaz]
  • Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ava çıkmak
  • ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz
  • ava giden avlanır
  • av avlanmış, tav tavlanmış
  • av avlayanın, kemer bağlayanın
  • av vuranın değil, alanın

Birleşik Kelimeler: av dönemi, av hayvanı, av köpeği, av mevsimi, av sezonu, av tezkeresi, av yasağı, sökün avı, sürek avı, sürgün avı


HAH


[ünlem]
  • Olması istenen veya beklenen bir şey olur olmaz duyulan sevinci ve onama duygusunu anlatan bir söz

    Hah, Orhan da geldi! Hah, ben de bunu söyleyecektim!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hah şöyle


HAV (Kelime Kökeni: Arapça ḫāv)


[isim]
  • Kadife, çuha, yün vb.nin yüzeyindeki ince tüy, ülger

    Koltuk kadifesinin havı dökülmüş, kimi yeri öylesine kirlenmiş ki muşambaya dönüşmüş. - Oktay Rifat

[isim]
  • Köpeğin çıkardığı ses

VAH (Kelime Kökeni: Arapça vāh)


[ünlem]
  • `Yazık` anlamında söylenen bir söz

Birleşik Kelimeler: ah vah, ahuvah, vah vah


HAVA (Kelime Kökeni: Arapça hevā)


[isim]
  • Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı
[sıfat] [mecaz]
  • Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz)

    Bu sözlerin sonu hava.

[mecaz]
  • Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik

    Buna rağmen öyle kibar ve asil havası vardır ki bu damga bile onu çirkinleştiremez, inadına daha bir uçarı, daha bir sevimli yapar. - Haldun Taner

[mecaz]
  • Tarz, üslup

    Namık Kemal'e, Tevfik Fikret'e başarılı nazireler yazmıştır. Onların diliyle, onların sesiyle, onların havasıyla... - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]
  • Durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans

    İlk deneme dalış günü gelince, denizcilerde büyük bir coşkunluk, bir tören havası vardı. - Halikarnas Balıkçısı

[mecaz]
  • Çekicilik

    Kadın güzel değil ama havası var.

[mecaz]
  • Keyif, âlem

    Onu kendi havasına bıraksak çalışmaz.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hava açmak (veya açılmak)
  • hava almak
  • hava almak
  • hava atmak
  • hava basmak
  • hava bozmak
  • hava bulanmak
  • hava çalmak
  • hava çarpmak
  • havada kalmak
  • havadan nem kapmak
  • hava değiştirmek
  • hava fena esmek
  • hava hoş
  • hava iyi esmek
  • hava kaçırmak
  • hava kapanmak
  • hava kararmak
  • havalara uçmak
  • havan batsın
  • havanın gözü yaşlı
  • hava patlamak
  • havasına uymak
  • havasını almak
  • havasını bulmak
  • havasını teneffüs etmek
  • havası olmak
  • havası olmak
  • hava vermek
  • havaya girmek
  • havaya gitmek
  • havaya pala (veya kılıç) sallamak
  • hava yapmak
  • havaya savurmak
  • havaya uçmak
  • havayı bozmak
  • havayı koklamak

Birleşik Kelimeler: hava akımı, havaalanı, hava aracı, hava aralığı, hava atışı, hava basıncı, hava bilgisi, hava birliği, hava boşaltma makinesi, hava boşluğu, havacıva, hava cıva, hava çekici, hava değişimi, hava deliği, hava durumu, hava düzenleyicisi, hava gazı, hava gemisi, hava haritası, hava hukuku, hava indirme, hava kanalı, hava kapağı, hava kazması, hava kesesi, hava köprüsü, hava kuvvetleri, hava küre, havalimanı, hava meydanı, hava mili, hava muhalefeti, hava musluğu, hava oyunu, hava parası, hava raporu, hava sahası, hava süzgeci, hava şartları, hava tahmini, hava taşı, hava taşıtı, hava tebdili, hava ulaşımı, hava üssü, hava yastığı, hava yastıklı, hava yolu, hava yuvarı, abuhava, açık hava, ağır hava, basınçlı hava, kapalı hava, kesik hava, kırık hava, kuru hava, limoni hava, soğuk hava deposu, tebdilihava, uzun hava, ağzı havada, başı havada, burnu havada, bar havası, bayram havası, bozum havası, dağ havası, gelin havası, göbek havası, kasap havası, kaşık havası, matem havası, memleket havası, oyun havası, yayla havası, zeybek havası


VAHA (Kelime Kökeni: Arapça vāḥa)


[isim]
  • Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yer altı sularının yarattığı tarım veya yerleşme bölgesi

AHUVAH (Kelime Kökeni: Türkçe ah + Arapça vāh)


[isim]
  • Ah vah

    Elif görse mertek zanneden kişilerin ahuvahını bile sınıfsal eser sayabilir, göklere çıkarabilir. - Attila İlhan